HSYK seçimleri

BUGÜN terör ve çözüm süreci üzerine yazmaya devam edecektim fakat Başbakan Davutoğlu’nun HSYK ile ilgili açıklamasını okuyunca fikrimi değiştirdim.

Haberin Devamı

Pazartesi günü HSYK seçimleri yapılıyor.
Prof. Davutoğlu kavramlara hâkim bir akademisyen olduğu için düzgün sözler ediyor. HSYK konusunda “çoğulculuk”tan bahsediyor, “Yargıda sadece vicdan, güven egemen olmalı” diyor. Çok doğru.
Fakat iktidarın Bakanlık bürokratlarını seferber ederek desteklediği YBP listesinin öncüleri “Yürütmeyle uyumlu çalışacağız” diyerek bambaşka bir kriterden bahsediyorlar! Bu zihniyetin HSYK’ya hâkim olması yargı bağımsızlığının sonu olur.


BAKANLIK OPERASYONU

Sorun, yürütme erkinin HSYK seçimlerine müdahalesinden ibaret değildir.
Sayın Davutoğlu, AB’nin 2010 ve 2011 tarihli ‘İlerleme Raporları’na bir göz atsın. Tek örnek vereceğim. Raporlarda, hâkim ve savcılar hakkında soruşturma yapan müfettişlerin Bakanlık’tan alınıp “bağımsız” HSYK’ya devredilmesi övülmektedir.
2010 referandumunda bu gibi gerekçelerle “Evet” demiştim ben de.
Fakat 17 ve 25 Aralık operasyonlarından sonra hükümet ne yaptı? Kanun çıkararak bütün HSYK müfettişlerinin görevine son verdi, kendi tercih ettiği isimleri HSYK’ya müfettiş olarak atadı! Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti. Ancak, iptal kararı geriye yürümediği için “Bakanlık tarafından atanmış HSYK müfettişleri” halen görev başında!


‘YÜRÜTMEYLE UYUMLU’

2014 AB İlerleme Raporu’nda da belirtiliyor. HSYK’nın bütün idari kadrosu böyle boşaltıldı, yüzde 64’ü “yürütmeyle uyumlu” isimlerle dolduruldu!
Adli Kolluk Yönetmeliği değiştirilerek ve özel nitelikli “sulh hâkimleri” atanarak adli soruşturmaların nasıl yürütmenin denetimine alındığını burada uzun boylu anlatacak değilim.
Bunlar cemaatle mücadele kavramını aşan, yargıyı siyasi denetim altına alma girişimleridir; tercih edilen isimlerden ve seferber edilen adliye bürokratlarından apaçık belli.
“Yürütmeyle uyumlu” bir HSYK anlayışının ne demek olduğunu gösteren bu hükümet tasarrufları, elbette yargı bağımsızlığı konusunda ciddi endişeler yarattı.


İLERLEME RAPORU 2014

Yeni açıklanan 2014 AB İlerleme Raporu’nda da iktidarın bu tasarrufları anlatılarak, “yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı konusunda ciddi endişeler” oluştuğu belirtiliyor!
2010’da yargı bağımsızlığını güçlendirme yönünde reform yapan iktidarın, üç sene sonra açıkça “Hata etmişiz” diyerek, yeni kanunlar çıkararak, yönetmelik değiştirerek, emirler vererek yargı bağımsızlığı konusunda “ciddi endişeler” yaratmış olması, artık evrensel belgelere geçmiş bir gerçektir.


TARAFSIZ HSYK

HSYK’nın 22 üyesinin 7’si zaten yürütme tarafından atanır. Bunların “yürütmeyle uyumlu” atamalar olacağına da şüphe yoktur.
Kurulların tarafsız olması, çoğulcu olmasına bağlıdır; yıllardır yazıyorum bunu.
7 üye zaten “yürütmeyle uyumlu” olacağına göre, kalan üyelerin büyük çoğunluğunun hiçbir dış iradeye tabi olmadan, tamamen kendi özgür iradeleriyle hareket edecek hukukçulardan oluşması adalete güvenin “restorasyonu” için zaruridir.
Sayın Davutoğlu’nun çok önemseyeceğini umuyorum; Cevdet Paşa’nın “devlet-i muntazama” kavramı... Muntazam, düzgün işleyen devlet.
Yine Cevdet Paşa, düzgün devletin temel şartlarından birinin “tarafsızlığına güvenilen mahkemeler” olduğunu yazar.
İktidar, cemaat, şu hizip, bu grup; hayır! Büyük çoğunluğu özgür üyelerden oluşan bir HSYK.
Adaletin tarafsızlığına, hukukun üstünlüğüne sahip çıkmak herkesten önce hâkim ve savcıların ahlaki görevidir. Bu yüce sorumluluk onların omuzlarındadır.

Yazarın Tüm Yazıları