Güç hırsı

Haberin Devamı

MERAL Akşener’i çok eskiden tanırım, en yakından tanıdığım zamanlar 28 Şubat dönemidir. Dik durdu, kamuoyunda da MGK toplantılarında da sözünü sakınmadı.
Askerlerin hakareti karşısında dönemin başbakanı sustu, fakat Meral Akşener “kazıklı voyvoda” benzetmesiyle hak ettikleri cevabı verdi.
28 Şubatçıların bürokraside yapmak istedikleri “cadı avı”na bakanlıklarda geçit vermeyen isimlerden ikisini burada zikretmeliyim: Biri Tansu Çiller’in DYP’sinden İçişleri Bakanı Meral Akşener, öbürü Mesut Yılmaz’ın ANAP’ından yine İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu.
Şimdi ikisi de MHP’deler.


HUKUK DEVLETİ?


28 Şubat’ın bürokrasi kıyımına geçit vermeyen bir ismi de özellikle belirtmeliyim: Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. Fikri ve tavrı bellidir. Fakat hukuk anlayışı 28 Şubatçılardan farklıydı. “Kıyım kararnamesi”ni imzalamayı bütün ısrarlara rağmen reddetti.
Askerlerin “irticacı” saydığı bürokratları savunduğu için değil, yapılmak istenen kıyımı hukuka aykırı bulduğu için. Ret gerekçesi, “Hukuk devletinde MGK ve Bakanlar Kurulu kararıyla kıyım yapılamaz” diye özetlenebilir.
Hukukta görüş farklılıkları olur fakat hukuken tartışma dışı olan evrensel ilkeler ne kadar önemli, görüyor musunuz?

Haberin Devamı


TEPKİ GÖSTERMEK


Meral Akşener gibi akademik donanım sahibi, onurlu, ahlak ve istikamet örneği bir hanım siyasetçi, iktidar yanlısı bir kanal tarafından “Hakkında kaset var” şeklinde iğrenç bir töhmete maruz kaldı.
İnsanlar nasıl iğrenç bir iftiraya maruz bırakılabiliyor, görüyor musunuz?
Akşener, elbette kendinden emin ve elbette hareketin çirkinliği karşısında dik durdu. Bu iğrenç yayını yapan kanalın yöneticilerine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a referansta bulunarak tepki göstermelerini istedi.
AKP’li basından bir tek Ahmet Taşgetiren vicdanlı davrandı, Meral Akşener’i savundu. Taşgetiren, haklı olarak Emine Erdoğan ve Sare Davutoğlu’nu “Akşener’in izzetine sahip çıkmalarının doğru ve güzel olacağını” belirterek kibarca bir çağrıda da bulundu.
Ne tepki verirler bilmiyorum. Başbakan Davutoğlu soyut bir ifadeyle, “nereden gelirse gelsin” kaset şantajını kınadığını söyledi.
Ben de Sayın Cumhurbaşkanı’nı tepki vermeye davet ediyorum. Eminim ki, kendi partisinden bir kadına bu yapılsaydı yeri göğü birbirine katardı.

Haberin Devamı


YANLIŞA YANLIŞ DEMEK


Ahlak, nezaket, saygı, ölçü ve hele de hukuk gibi yüksek değerlerin siyasi hırs uğruna çiğnendiği bir manevi buhran sürecinden geçiyoruz.
Muhafazakârlar Cemel ve Sıffin savaşlarını hatırlamalı. Dini mertebede yüksek makamlarda bulunanlar siyaset meydanında birbirine kılıç çekmişlerdi. Necip Fazıl şöyle anlatır:
“Bu halin izahı en ulvi kademelerde bile insanoğlunun beşeriyet vasfından, nefs ve şeytanın iğvasından (aldatmasından) kurtulamayacağını ihtar eden ilahi işaret...”
Gerçekten, güç hırsı kadar “nefs ve şeytan aldatması”na açık ne vardır?
Eski Diyanet İşleri Başkanı Muhterem Hocamız Ali Bardakoğlu’nun herhangi bir dünyevi güç hırsı içinde olduğu söylenebilir mi? Bütün ihlasıyla Bardakoğlu hocamız, Kuran-ı Kerim’i “öfkenin, ötekileştirmenin, kavganın, bir şeye meşruiyet sağlamanın kaynağı yapılamayacağını” belirterek bir çağrıda bulunuyor:
İslam âlimleri, ilahiyatçılar yanlışa yanlış demeli!”
Bardakoğlu hocamız kendi ilim camiasına çağrıda bulunuyor.
Vicdanını kaybetmemiş bütün iktidar mensupları, kamuoyunu etkileyen herkes, yanlışa yanlış demeli, ahlak ve hukuku siyasetten üstün tutmalı.

Yazarın Tüm Yazıları