Cumhurbaşkanı?

TARAFSIZ Cumhurbaşkanı, mesela iktidarın gönderdiği birkaç yasayı onaylıyor, birkaç yasayı ise geri çeviriyor.

Haberin Devamı

İşte, iktidara da muhalefete de eşit mesafede!
İki kaleye de gol atan futbolcu gibi!
“Tarafsızlık” asla bu değildir.
Hukukta “anayasal tarafsızlığın” anlamı, cumhurbaşkanının siyasi futbola karışmaması, toptan uzak durması demektir. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanı bırakın gol atmayı, topa ayağını sürmez. Onun görevi, siyasi futbolun kurallara göre düzgün oynanmasını “gözetmek”tir, bir tür hakemliktir.

DENETİM VE DENGE

Cumhurbaşkanlarının elbette siyasi kanaatleri olur. Atamalarında, söz ve hareketlerinde bunun etkisi de olur. Tarafsızlık zaten kanaatsizlik demek değildir. Onun tarafsızlığının anlamı, particilik yapmamaktır. Hele asla partilerin iç işlerine karışmamaktır. Cumhurbaşkanının tarafsızlığı, her partiden, her görüşten vatandaşların başvurabileceği bir saygınlık düzeyini korumak demektir.
Yüksek yargı kurumlarının başkanları, kamu yöneticileri, farklı partilerin liderleri, çeşitli sivil toplum örgütleri, Cumhurbaşkanı deyince, karşılarında bir partici değil, parlamenter sistemin hukuki ve etik kurallarına göre davranacak saygın bir şahsiyeti bulacaklarından emin olabilmelidirler.
Demokratik rejimlerde “denetim ve denge” (check and balance) diyoruz ya, parlamenter sistemdeki denetim ve denge unsurlarından biri, işte bu anlamda tarafsız, yani particilikten uzak cumhurbaşkanıdır.

Haberin Devamı

YETKİ TANIMI

Cumhurbaşkanının bu yüksek konumunu bırakıp sahaya indiğini, topu kapıp öbür kaleye gol atmaya kalktığını, hele bir de oyun kurallarını zorladığını düşünün! Ortada dürüst futbol mu kalır? Tribünlerdeki öfkeli taraftarlar ne hale gelir, bunu da bir düşünün!
Hukuk devletinde her makamın yetkileri bellidir. Anayasa Madde 6: “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.”
Bunu aşmak, parlamentoya, hükümete, yargıya karışmak, sadece kurumlar arasında görev-yetki kargaşası yaratmakla kalmaz... Demokrasi için zorunlu olan toplumsal barışı tahrip eder.
Parlamenter demokraside cumhurbaşkanı, devlet kurumları arasında ahengi gözeteceği gibi, gerektiğinde bütün parti liderlerini bir masa etrafında bir araya getirebilecek bir durumda olmalıdır.

Haberin Devamı

HANGİ SİSTEM?

Eğer parlamenter sistemdeki cumhurbaşkanı, bu önemli ve onurlu görevlerine rağmen “saksı” ise... Başkanlık sistemindeki başkan da “zavallı Obama” ise, nasıl bir sistem düşünüyoruz? Mevcut parlmamanter sistemi zorlayarak tanımı net olmayan yeni bir sistemi çıkarmaya çalışmanın meydana getireceği kurumsal ve toplumsal sürtüşmelerden sakınmamız lazım. Türkiye’nin yeterince sorunu var zaten.
Liderlerimiz bir araya gelerek bir konuyu müzakere edebilecek halde mi?! Bu çatışmalara bir de Çankaya katılmamalıdır.

BAŞGİL’İN UYARISI

Dün a-Haber’de merhum Ali Fuat Başgil’in vasiyetiyle ilgili bir haber vardı, duygulanarak izledim. Türkiye’de muhafazakâr-liberal düşüncenin büyük hukukçusu Başgil, 1960 Ocak ayında yayınlanan “Esas Teşkilat Hukuku” kitabında parlamenter cumhurbaşkanını anlatırken bakın ne diyor:
“Devlet reisine düşen, politika dışında, çarpışan siyasi fikir gruplarının üstünde kalmaktır. Bu şartı yerine getirmeyen ve siyasi ihtiraslar çarpışmasında taraf tutan bir devlet reisi, bu rejimde faydalı olmak şöyle dursun, milletin selameti için tehlikeli olur.” (Cilt 2, s. 346)
Çankaya’da “millete hizmet”in tek yolu vardır; partisiz, tarafsız cumhurbaşkanı.

Yazarın Tüm Yazıları