Çözüm nereye?

ÖNCELİKLE edebiyatımızın büyüklerinden Yaşar Kemal ağabeyi saygıyla anıyorum.

Haberin Devamı

Daima yaşama sevinci olan, çevresine pozitif enerji aşılayan bir insandı. Siyasi görüşlerimiz hayli farklıydı fakat aramızda hiç siyasi münakaşa olmadı.
En tanınmış kitabı İnce Memed adlı başeseri olduğu halde, beni en çok etkileyen eseri Ağrı Dağı Efsanesi’dir. Şu satırlardaki tasvir kudretine bakın:
“Her yıl karlar eriyip de bahar gözünü açınca, Ağrı Dağı’nda bir ulu tazelik patlayınca, gölün kıyıları, ince kar çizgisinin üstü keskin kısa küt çiçeklerle dolar... Gölün mavi suyu, bakır rengi toprağı baş döndürücü keskin kokularla kokar...”
Yaşar Kemal Anadolu insanını ve Anadolu tabiatını sadece bizim edebiyatımıza değil, dünya edebiyatına da nakşeden büyük yazardı. Eserleriyle ebediyen yaşayacaktır. Rahmet diliyorum.

Haberin Devamı

DÖNÜM NOKTASI

Çözüm sürecinde 28 Şubat günü yapılan ortak açıklamayla çok önemli bir dönüm noktasına gelindi. Terör ihtimali çok şükür biraz daha uzaklaştı. Bundan herkes memnun olmalıdır.
Öcalan’ın açıklaması medyada ilk gün “silah bırakma çağrısı” gibi yorumlandı fakat öyle değildir. Çağrının konusu, Öcalan’ın ifadesiyle “silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin alması”dır. Bahar aylarında toplanacak PKK kongresinin konusu da “silah bırakma” değil, Türkiye sınırları içinde, Sırrı Süreyya’nın deyimiyle “tahkim edilmiş çatışmasızlık” olacak.
PKK, Irak ve Suriye’de elinde silahla bulunacaktır.
Müzakereler bu “çatışmasızlık” ortamında yürüyecek... Sonuç, bu müzakerelere bağlı olacak.
Çatışmasızlığın güçlendirilmesi olumludur fakat önümüzdeki aşama kritiktir.

İÇİNİ DOLDURMAK

Müzakere konuları Öcalan’ın bildirisinde “10 Madde” halinde açıklandı. Hükümetin de denetiminden geçtiği için “ortak açıklama” ile kamuoyuna duyuruldu. Maddelerdeki ifadeler çok geneldir. Önemli olan içinin nasıl doldurulacağıdır.
Mesela 2. maddedeki “demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması” nasıl yapılacak? Üniter sistemde yerel yetkilerin artırılması mı, yoksa eyalet sistemi mi olacak?
4. maddedeki “siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşması” ne demek? KCK Sözleşmesi’ndeki “öz savunma güçleri, toplumcu konfederal sistem, KCK yurttaşlığı, ayrı yargı, halk mahkemeleri” gibi totaliter projelerden PKK mı vazgeçecek, yoksa buna benzer kurumlaşmalar mı kabul edilecek?
Öcalan’ın “ortak vatan ve millet” vurgusu elbette isabetlidir fakat 8. maddede ifade edilen “kimlik kavramı, tanımı ve tanımlanması” nasıl yapılacak, nasıl bir ortak nokta bulunacak?

Haberin Devamı

‘YENİ ANAYASA’

Metnin 10. maddesinde, “demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa” deniliyor.
AK Parti’nin de seçim beyannamesinin bel kemiği “yeni anayasa” olacak, bu belli. Cumhurbaşkanı kuvvetli ve baskılı ifadelerle “başkanlık sistemi” diyor, parti ise “ara başlık olarak başkanlık sistemi” diyor.
Başkanlık sistemini öngören bir “yeni anayasa” ile Öcalan’ın savunduğu bir “yeni anayasa” arasında uzlaşma olabilir mi?
Birçok kimsenin zihninde bu soru var.
Bunlar birbiriyle hukuki ilişkisi olmayan konulardır. İki ayrı esaslı konuyu bir paketin içine koymak, siyaseten ahlaki olmayacağı gibi, “çözüm” beklenirken daha geniş gerilimlerin çıkmasına yol açabilir. Kesinlikle birbirine karıştırmamak gerekir.
Çözüm sürecine ben “ihtiyatlı iyimserlik”le bakıyorum. İhtiyatım kaygılarımdan, iyimserliğim ise çözümü silahta değil mutlaka demokratik usullerde aramak gerektiğine olan inancımdan geliyor.

Yazarın Tüm Yazıları