Çalınmış gençler

TOTALİTER örgütlerin, IŞİD türü yapıların, tarikatların ‘çaldığı’ gençlerden bahsediyorum.

Haberin Devamı

Arthur Koestler’in “komünist müritler” deyimi, birbirine zıt sanılan uçlardaki militanların aslında aynı hastalıklı psikolojiye kapıldıklarını göstermek bakımından önemlidir.
Hitler uğruna coşkuyla, şevkle canını feda eden genç Nazi ile ölürken coşkuyla “Yaşasın Stalin” diye haykıran genç Bolşevik, aynı kara büyünün müritleriydi. Tekbir getirerek adam öldüren IŞİD katilleri de böyle.
Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın katilleri 1970’lerden beri bilinen bir terör örgütü tarafından ‘çalınmış’ gençlerdir. Hele biri, hukuk öğrencisi!
Savcı katili bir hukuk öğrencisi!


SAĞI SOLU AYNI


1997 yılında yayınlanan “Hayat Yolunda” adlı kitabımda soldan ve sağdan bu psikolojiyi yansıtan iki şiirden alıntılar yapmıştım. Şehit Savcı’yı katleden örgütün 1970’lerde yayınladığı “Devrim marşı” özetle şöyleydi:
“Devrim için öldüler...
Yürüyoruz başkent sokaklarında.
Önde gidiyor devrim şehidi
Marşı söyleyenlerden birisi,
Erkekçe vurulacaktı kalbinden,
‘Yaşasın Devrim’ olacaktı son sözü.”
Muhafazakâr sağ bir edebi dergide çıkan şiir ise şöyle:
“Alıp ölümü ellerime
Yürümeliyim...
Birdenbire düşmeliyim...
Ölümcül bir tutkuyla şafağı arayan ben
Ölmeliyim kavganın sıcak ellerinde.”
İkisinde de nasıl bir ölüm tutkusu var, görüyor musunuz?

Haberin Devamı

ÖLÜM TUTKUSU

Psikolog düşünür Erich Fromm, “Hürriyetten Kaçış” adlı muhteşem eserinde bu kolektivist psikolojiyi anlatır.
Elbette ölüm insanoğlunun ezeli ve ebedi muammasıdır. Şiirlere, romanlara konu olmuştur. Fakat bunun totaliter bir siyasi amaç için ideolojileştirilmesi başka bir şey...
Büyük Rus yazarı Dostoyevski’nin 19. yüzyıl anarşistlerini anlattığı “Cinler” ya da bazı tercümelerde “Ecinniler” adlı romanı, bu psikolojinin mükemmel bir tasviridir.
“Şagilevizm” diye bir ideoloji uydurulmuştur. Bu uğurda gizli örgütlenme yapmışlardır. Ölüm psikolojisi ve gizlilik mistisizmi...
Ve uçsuz bucaksız bir güç duygusu; bütün Rusya’yı kuşattıklarını sanmaktadırlar, bugün yarın devrimin gerçekleşeceğine inanmışlardır. Makine haline gelmişlerdir.
Roman kahramanı Neçayev, bütün terörist hareketlerin prototipidir.
“Şagilevizm”, yani herhangi bir totaliter ideolojinin; uyduruk olması değil, taraftarları seferber etmesi, militanları ateşlemesi, ölüm makinesi haline getirmesi önemlidir.

Haberin Devamı

DOGMATİK İDEOLOJİ


İtalyan komünisti Ignazio Slone 1920’lerde Rusya’ya gittiğinde, Avrupalı Marksistlerden farklı olarak, Rus Bolşeviklerin nasıl dar kafalı fanatikler olduğunu hayretle görmüştü. En ufak bir yorum ve davranış farkı hemen “Hain!” diye damgalanmaya yetiyordu.
En çok totaliter hareketlerde “hainler” keşfedilir zaten.
Batı’da felsefi akımlardan biri olan Marksizm, Doğu’da dogmatik bir siyasi itikada dönüşmüştü. Hele de Mao’nun milyonlarca genci büyüleyen “Kızıl Kitap” adlı broşürü!
Bunlardan geriye ne kaldı? Koca bir hiç!

YARINKİ TÜRKİYE

Türkiye’de hâlâ şiddet yanlısı aşırı akımların övgüsünü yapanlar, militanlarını yeni nesillere “kahraman” gibi gösterenler vardır, maalesef.
Elbette teröre karşı en etkin polisiye mücadele verilecektir.
Bunun yanında, siyaset ve ideoloji planında ölüm ve kefen söylemini, kolektif siyasi seferberlik psikolojisini artık sona erdirmeliyiz. Yarınki Türkiye’nin hür düşünen, bağımsız zihin sahibi, kendisi karar veren ve hayatı savaş olarak değil yarış olarak idrak eden açık fikirli gençlere ihtiyacı vardır.

Yazarın Tüm Yazıları