Çağı tanımak

Haberin Devamı

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Yüzyılın Projesi’ adıyla yaptığı sunumu izlediniz mi? Nasıl buldunuz?
Eminim CHP’liler beğenmiştir, karşıtları ya izlememiş veya beğenmemişlerdir.
İşte beni rahatsız eden bu: Bizden olan her şey iyi, öbürünün her şeyi kötü.
Görüyor musunuz; bilgi, analitik düşünce, mukayese gibi zihni melekelerimiz siyasi tarafgirlik elinde nasıl dumura uğruyor!
Kılıçdaroğlu’nun sunuşunu ben dinledim, metnini de okudum. Şu satırların da altını çizdim:
“Her yıl 15 bin üniversite mezununu her alanda yurtdışına doktoraya göndereceğiz. Bu, 10 yıl içinde Türkiye’nin olağanüstü bir sıçrama yapması demektir. En az 50 bin doktora yapmış insanımızın mega kentte, Ar-Ge merkezlerinde, üniversitelerde, sanayide çalışması demektir...”
Niye bilhassa bu satırları önemsedim?

Haberin Devamı

ASYA MUCİZESİ

Kishor Mahbubani, Singapurlu bir Müslüman ekonomisttir. Kitabında, ABD ve Avrupa’ya rekabet eden Asya mucizesinin temelindeki 7 faktörü anlatırken, eğitim konusunda rakamlar verir:
“2005-2006 ders yılında Amerika’daki Hindistanlı öğrencilerin sayısı 76.500’dür. Bunu 62.582 öğrenci ile Çin, 58.847 öğrenci ile Güney Kore, 38.712 öğrenci ile Japonya takip ediyor.” (The New Asian Hemisphere, s. 91)
Mahbubani bu öğrencilerin ülkelerine dönerek çeşitli sektörlerde nasıl bir dinamizm yarattıklarını anlatır. Pakistan medreselerinde ise 1.5 milyon öğrencinin “savaşçı” olarak yetiştirildiğini bir Müslüman olarak ıstırapla belirtir. Mao dönemindeki ideolojik eğitimin Çin’i geriye çektiğini de rakamlarla ortaya koyar.
Tabii sadece ekonomi ve teknoloji değil, Komünist Çin’in bugün ABD’ye çok sayıda hukuk öğrencisi gönderdiğini de ben belirteyim.

KÜRESEL ENTEGRASYON

Mesele yurtdışına doktora öğrencisi göndermekten ibaret değil. Önemli olan bunun niye gerekli olduğunu kavramak ve Türkiye’nin geleceğine bu kavrayışla bakmaktır: Çağımızda ekonomi ileri derecede küreselleşmiştir, bilgi artık en kudretli üretim faktörüdür. Trilyonlarca doları ihtiva eden küresel ekonomik kaynaklara entegre olmak ve bunun gerektirdiği yüksek kaliteli insan gücünü yetiştirmek hızlı kalkınmanın tek yoludur.
Kılıçdaroğlu da şöyle diyor:
“Kültürler, kentler, bütün bunlar hepsi entegre olacak. İnsanlık farklı bir sürecin içine girdi zaten. Biz de o sürecin içine girmekte geç kalmayacağız.”
Bunun CHP geleneğinde bir yenilik, yeni bir açılım olduğu bellidir ve doğrudur.
Merhum Turgut Özal söylerken doğruydu, Tony Blair söylerken doğruydu, günümüzde Ali Babacan ya da Kemal Kılıçdaroğlu söylerken de doğrudur. Artık parti ve ideoloji kalıplarını aşarak çağımızın dinamiklerini kavramak üzere bilgi edinmek ve düşünmek zorundayız.

Haberin Devamı

GENÇLİĞİ MOTİVE ETMEK

Elbette Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında bir propaganda boyutu da vardı. Teknik eksiklikleri, fazlaları da olabilir. Önerdiği modeli ben Anadolu’da birkaç Hong Kong veya Singapur yaratmak, bunun sağlayacağı yüksek katma değerle tüm Türkiye’yi kalkındırmak düşüncesi olarak gördüm.
Ciddiye alınması gereken bir perspektiftir.
CHP’de de seçim propagandası olarak kalmamalıdır.
Artık parti kalıplarını aşarak 21. yüzyılın ekonomik dinamiklerine ve insani standartlarına odaklanmak zorundayız.
Mahbubani “Çinli ailelerin birçoğunun ideali çocuklarını bir Einstein, bir Bill Gates gibi yetiştirmektir” diye yazıyor.
Yeni nesiller böyle motive ediliyor.
Biz de kitleleri “kefen, ölüm, darağacı” laflarıyla motive etmekten sakınmalıyız. Liderler gençleri bilgiye, kariyere, bağımsız düşünmeye, 21. yüzyılı anlamaya motive etmelidir.

Yazarın Tüm Yazıları