Bildirge

CHP Genel Başkan Kılıçdaroğlu partisinin seçim bildirgesini açıkladı.

Haberin Devamı

Temel sloganı, “Yaşanabilir bir Türkiye”; şikâyetçi olan herkese hitap ediyor. Önce şunu belirteyim, bu bildirge ile CHP “sosyal demokrat” kimliğini iyice güçlendirdi. CHP’nin Tek Parti devrinden kalma ideolojik söylemin yerini, ekonomik ve sosyal bir dil almış.
Kemalizmin devlet anlayışındaki temel düsturlarından biri “kuvvetler birliği” ilkesiydi. Halbuki bildirgenin ilk bölümü “Özgürlük, Hukuk Devleti ve Demokrasi” başlığını taşıyor. Bu bölümdeki ilk başlık ise “Kuvvetler Ayrılığı ve Hukuk Devleti”dir. Bu kavramların yanında “Güçlendirilmiş parlamenter sistem” ve “Tarafsız cumhurbaşkanı” kavramlarını görmek elbette memnuniyet vericidir.

HUKUK DEVLETİ

Haberin Devamı

Kuvvetler ayrılığı ilkesinin parlamenter sistemdeki karşılığı, milletvekillerini parti genel merkezlerinin değil, parti tabanlarının seçmesidir. Gelişmiş hiçbir demokraside, aday listelerini liderin veya genel merkezin hazırlaması hayal bile edilemez.
Başkanlık sistemini savunmak için “kuvvetler ayrılığı” ilkesini gerekçe gösteren AK Parti’nin niye hiç önseçim yapmadığını, niye bu konuda kuvvetler ayrılığını rafa kaldırdığını parti sözcülerinin izah etmesi gerekir. Kaldı ki, önseçim, AKP tüzüğünde de kuvvetle vurgulanıyor.
CHP’nin bildirgesinde, parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı, yürütme üzerinde yasama denetimi konuları isabetli bir şekilde yer almış:
“Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin en önemli kurumu olan TBMM, kuvvetler ayrılığı ilkesinin özüne sahip çıkarak güçlendirilecektir.”
Kılıçdaroğlu da konuşmasında “önseçim” vurgusu yaptı, “lider sultası”nı eleştirdi. Zaten kuvvetler ayrılığını aday tespitinde uygulayan CHP’den başka partimiz yok maalesef. CHP’nin “siyasi ahlak yasası” vurgusu da elbette çok güzel.



EKONOMİK VE SOSYAL

CHP gibi bir partinin seçim bildirgesinde ideolojik dozun düşürülüp halkın günlük hayatıyla ilgili konuların öne çıkarılması başlı başına önemlidir ve olumludur.
Katma değeri yüksek üretim, sektörel teşvik, bilgi toplumu, üniversite-sanayi ilişkisi” konularındaki vurgular elbette son derece isabetlidir. Piyasa ekonomisine inanmış biri olarak benim çok önemsediğim bir husus da Kılıçdaroğlu’nun “Önce üreteceğiz, sonra adam gibi paylaşacağız” demesidir.
Gerçekten, yeterli üretim düzeyine ulaşmadan paylaştırmada aşırıya gitmek, önce ferahlık fakat ardından ekonomik çöküntü bile getirebilir! O yüzden hesap kitap önemlidir.

Haberin Devamı

HESAP KİTAP

CHP, asgari ücreti 1500 liraya çıkaracak ve vergi almayacak... Kamuda taşeron işçiliğe son verecek... Güzel de KOBİ’ler bu asgari ücreti ödeyebilecek mi?! Yükselecek olan emek maliyetinin küçük işletmelere ve genelde rekabet gücüne etkisi ne olacak?! Bir çırpıda yükselecek maliyetler bildirgedeki “Yarışan Türkiye”yi nasıl etkileyecek?
Dahası... Devlet asgari ücretten vergi almayacak ve aynı zamanda yeni sosyal harcamaları üstlenecek... Güzel de devlet yeni gelir kaynakları bulmadan bütçe disiplinini nasıl koruyacak?
Elbette AKP, iktidar süresi uzadıkça israf ve gösterişe kapıldı. Fakat israfı kısmak, vaat edilen somut harcamaları karşılar mı?
Bunlar bana popülizm gibi görünüyor. CHP’li iktisatçılar bu sorulara “iktisadi rasyonalizm”e uygun açıklamalar getirmeli.
“Kayıtdışı ekonomi”nin vergilendirilmesi ciddi kaynak yaratır. Fakat teknik zorlukları olduğu gibi hiçbir partinin “kayıtdışı ekonomi”yi seçim öncesinde ağzına almaması dikkatinizi çekiyor mu?

Yazarın Tüm Yazıları