Bayırbucak Türkmenleri

SADECE Türkmen oldukları için değil, aynı zamanda stratejik konumları son derece önemli olduğu için Esad ve Rus güçlerinin hücumlarına maruz kalıyorlar.

Haberin Devamı

Bu bölgedeki Türkmenlerin tasfiyesi iki sonuç doğurur: Bir, Esad rejimi ve Rusya hâkimiyet coğrafyasını genişletmiş olur... 

İkincisi, Hatay’ın güneyindeki Türkmen varlığına son verilmiş, burası Esad’ı destekleyen nüfusla iskân edilmiş olur!
1 Ocak 2016’da başlayacak olan ateşkes görüşmelerine Esad rejimi bu şekilde güçlenmiş olarak masaya oturmak istiyor.
Havadan Rus uçakları, karadan Lübnanlı Şii Hizbullah milisleri Esad’ın vurucu güçleridir!
Ortadoğu’da hesaplar ne kadar karmaşık, görüyor musunuz?

 

SURİYE SINIRI

 

Suriye’nin mandateri olan Fransa ile Ankara hükümeti arasında imzalanan 20 Ekim 1921 antlaşmasıyla bugünkü sınırımız çizilmiş, Hatay gibi Bayır ve Bucak bölgeleri de Suriye tarafında kalmıştı.
Lozan’da bu onaylandı.
Mersin Mebusu Niyazi (Ramazanoğlu) Bey, 21 Ağustos 1923 günü Meclis’te çok önemli bir konuşma yaptı. 1921 anlaşmasını imzalarken Ankara’nın çok sıkıntılı bir durumda olduğunu hatırlatarak, Lozan’da da 1921 antlaşmasındaki sınırın kabul edilmesini eleştirdi.
Niyazi Bey konuşmasında, Suriye tarafında kalan Türkleri şöyle anlatır:
“Hassa’dan bize üç köy kalmıştır. Teyek, Ekbez, Beylan, İskenderun kazaları, Reyhaniye nahiyesi, Antakya kazası, Ordu nahiyesi, Bayır, Bucak ve Hazine nahiyeleri, Kilis kazasının büyük bir kısmı, Antep merkez kazasının Çobanbey-Cerablus şubesi güneyindeki Elbeyli ve Türkmen nahiyeleri... Anavatanla cüz’ü tam (bütünlük) oluşturan Türk toprakları...”
Bunlar Suriye tarafında kalmışlardı.

 

Haberin Devamı

BU TÜRKMENLER KİM?

 

1937-39 döneminde büyük bir diplomasi başarısı ile Hatay anavatana katıldı, Bayırbucak Türkmenleri orada kaldı.
Kendisi de Bayırbucak Türkmeni olan MHP’li Mehmet Şandır’dan aldığım bilgiye göre, Osmanlı döneminde Bayır ve Bucak nahiyeleri İskenderun’a bağlıydı, sonra Arapların çoğunlukta olduğu Lazkiye’ye bağlanmışlardı.
İskenderun’a bağlı kalsalardı bugün Türkiye sınırı içinde olacaklardı; bu bir.
İkincisi, Suriye Türkmenleri Selçuklularla gelmiş olmakla birlikte, Bayır ve Bucak bölgesindeki Türkmenler, Osmanlı tarafından Anadolu’dan alınıp oraya yerleştirilmişti. Hac yolları güvenliği ve nüfus stratejisi gibi düşüncelerle.
Onun için bu tarafta akrabaları çoktur.
Türkçe konuşmada direndikleri ve Türkiye’deki duruma bakarak bazıları şapka giydikleri için Arap-Fransız yönetiminin ağır baskılarına maruz kalmışlar, bir kısmı bu sebepten 1938’de Türkiye’ye sığınmıştı.

 

Haberin Devamı

SINIRLAR SARSILIRKEN

 

Sınırları karmaşık etnik kimliklere göre çizme hırsı modern tarihte korkunç kanlı savaşlara yol açtı. İki dünya savaşında da önemli sebeplerden biridir bu.
İnsanlığın bulduğu çözüm, sınırları zorlamadan insan hakları ve demokrasidir.
Fakat 21. yüzyılda etnik ve dinsel bağnazlık Ortadoğu’da sınırları şiddetle sarsıyor. Böyle bir hengâmede Türkiye, kendisine dostluk ve sadakat gösteren toplumlara ne kadar dostça ve sadıkane davrandığını dünyaya göstermek durumundadır.
Diplomasinin bütün imkânlarıyla... Suriye konusunda ‘koalisyon’ içinde yer almanın sağladığı bütün araçları kullanarak... İnsani yardım konusunda her zamankinden daha gayretli olarak...
Hükümet bu konuda duyarlı davranıyor...
Kamuoyunun Türkmen hassasiyeti de bu bakımdan olumludur.
Mesele, Türkmenlere sempati gibi haklı bir duygunun ötesinde, Ortadoğu gibi bir coğrafyada Türkiye’nin güvenliği bakımından da hayati derece önemlidir.

Yazarın Tüm Yazıları