Arınç ne diyor?

BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç’ın Cumhurbaşkanı’na yönelik sözleri neyi ifade ediyor?

Haberin Devamı

Bu sualin cevabını doğru araştırmak için, Arınç’ın parti, hükümet ve cumhurbaşkanlığı kavramlarını nasıl anladığına bakmak gerekir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümeti kendi başkanlığında toplayacağını açıkladığında, Bülent Arınç şunları söylemişti:
“Ben inanıyorum, Sayın Cumhurbaşkanımız bu yetkisini zamanında ve kararında kullanmasını hepimizden daha iyi biliyor... Aksi bir görünüş, ‘Cumhurbaşkanlığı Bakanlar Kurulu’nu vesayet altına aldı’ iddialarına Allah korusun haklılık kazandırabilir. İkincisi de Anayasa elvermediği halde başkanlık sistemine veya yarı başkanlık sistemine geçiş gibi algılanabilir, bu da eleştiriye yol açabilir.” (28 Aralık 2014)


‘VESAYET’ ENDİŞESİ

Bülent Arınç açıkça Cumhurbaşkanı’nın hükümet üzerinde bir “vesayet” kurumu haline gelmesine karşı çıkıyor. Hukukçu Bülent Arınç, “Anayasa elvermediği halde” Cumhurbaşkanı’nın “Başkan” gibi davranmasını da doğru bulmuyor.
Cumhurbaşkanı ise, anayasaya dayalı olan parlamenter sistem “10 Ağustos’ta bir daha geri dönüşüm olmamak üzere milletimiz tarafından bekleme odasına alındı” diyor! Bu anlayışın sistemde nasıl kargaşa ve çelişkiler yaratacağı açıktır. Sarayla hükümet arasındaki son tartışma da bunun örneklerinden sadece biridir.
Anayasa’da hükümetin ve Meclis’in yetkileri parlamenter sisteme göre belirlenmiştir, kökleşmiş siyasi kültürümüzde de böyledir; icra yetkisi hükümetindir. Cumhurbaşkanı ise Obama’da bile bulunmayan yetkilere sahip bir “başkan” gibi hareket ederek parlamenter anayasanın hükümete ve Meclis’e verdiği yetkileri zayıflatan davranışlar sergiliyor. Arınç’ın “vesayet” endişesi bundan kaynaklanıyor olsa gerek.

Haberin Devamı

SİSTEM SORUNU

Belli ki, kol içinde kalmayıp nihayet dışavurulan sorun Bülent Arınç’ın şahsi bir çıkışı değildir. Sistemin düzgün işlemesiyle ilgili bir sorundur.
Hiç kimsenin şüphesi olmasın, Başbakan Ahmet Davutoğlu da parlamenter sistemden yanadır. Bunun aksi, kendi kişiliğini inkâr olurdu. Son derece iddialı bir kişiliğe sahip olan Davutoğlu, Erdoğan’la çatışmamaya dikkat eder fakat kişiliğini ve dayandığı sistemi dışlayan bir modeli benimsiyor olamaz.
Arınç’ın “Unutmayın, bu ülkede bir hükümet var” diye konuşması ve “Başbakanımız Sayın Davutoğlu” vurgusunu sık sık yapmasının sebebi, Türkiye’nin bir sistem kargaşasına sürüklenmesinden endişe ettiğini göstermektedir. Yaşadığımız olaylar da gösteriyor ki, haklı bir endişedir bu.
Arınç, merhum Necmettin Erbakan’ın fıkıh terimleriyle tahkim edilmiş otoritesine bayrak açan ilk isimlerden biridir. AK Parti programı yazılırken bu hissiyatla “parti içi demokrasi” kavramı kuvvetle vurgulanmıştı fakat uygulanmıyor.

Haberin Devamı

TARİHİN DERSİ

Arınç, Gezi olayları sırasında sert ve tahrik edici değil, yumuşak ve yatıştırıcı bir üslubu benimsedi. Sert politikayı tasvip etmediği için istifa ettiğini fakat başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere önde gelen bakanların devreye girmesi üzerine, bir “siyasi kriz”e yol açmasın diye istifasını geri aldığını gazetelerde okuduk.
Son olarak da Parti Kongresi’nin Cumhurbaşkanı Gül’ün aday olmasını engelleyecek şekilde “bir gün önce”ye konulmasına itiraz eden isimlerden biriydi fakat sonuç alamamışlardı.
Bugün Davutoğlu’nu savunması da hukukta okuduğu, mizacında da var olan “erkler dengesi”ne gösterdiği özendendir.
Bu tartışmadan seçim öncesinde iktidar blokunda büyük bir kavga çıkmaz. Şunu da belirteyim, tarih gösteriyor ki, kişisel karizmalara, ideolojik heyecanlara kapılarak bir elde aşırı güç toplanması hiç iyi sonuçlar vermiyor. Kurumlar kendi yetkileriyle çalıştığı zaman sistemler daha başarılı oluyor.

Yazarın Tüm Yazıları