Adalet ihtiyacı

BATILI ülkelerde evet, Sayın Başbakan’ın dediği gibi, bir terör hadisesi olduğunda hükümetlerine hücum etmiyorlar, teröre karşı toplumsal dayanışma sergiliyorlar.

Haberin Devamı

Gerçekten terörle mücadele için polisiye tedbirlerin yanında milli dayanışmanın önemini kimse inkâr edemez. Fakat bunun sırf çağrılarla başarılması zordur.

Öncelikle ülkede bağımsız ve tarafsız olduğuna her kesimin güvendiği bir yargı lazım. Siyasi ilişkilerin yumuşaklığına ve birlikte davranabilmeye alışılmış olması lazım... Sert kutuplaşmalar bunu engeller.
Bir toplumun “biz” duygusuna ulaşmış bir “millet” haline gelmesinde birçok faktör vardır, bunlardan biri kendisini yöneten devletin kurumlarına ve adaletine güvenebilmektir. O zaman dayanışma daha kolay olur.
Batı nice kanlı kavgalardan sonra bugünkü hukuk ve siyaset kalitesine, dayanışma duygusuna ulaşabildi.

 


YARGIYA EMİR VE BASKI

 

Haberin Devamı


Paris’teki terör saldırısından sonra soruşturma hakkında açıklamayı Terörle Mücadele Savcısı François Molins yapmıştı. Politikacılar “bakın biz yakaladık” gösterisine girmemişlerdi...
Brüksel’deki terör olayında da böyle oldu, açıklamayı Brüksel Savcısı Frederic van Leeuw yaptı. Niye?
Savcının açıklaması daha inandırıcı olur diye, bu bir...  İkincisi kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığına saygıdan dolayı.
Bizde ise önemli bir terör olayından sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcısı şu açıklamayı yapmıştı: “Yakın zamanda gerekli açıklamalar devlet büyüklerimiz tarafından yapılacaktır!” (19 Şubat 2016)
Dahası bizde, 18 Haziran 2014’te Ceza Kanunu’nun 277. maddesi değiştirildi, siyasetin soruşturmalara müdahalesi hatta soruşturma aşamasında “yargı görevi yapanlara emir vermek, baskı yapmak” bile suç olmaktan çıkarıldı!
Niye? Siyaseten önemsedikleri soruşturmalara müdahale etmek, “emir vermek, baskı yapmak” için değilse niye?

 


PETROL KAÇAKÇILIĞI

 


Bu yüzdendir ki bir süredir siyasetin diliyle iddianameler yazılıyor.
Bunun artık tarihe geçmiş örneği, Gezi davalarıdır. İktidar “darbeye teşebbüs” dedi, darbeye teşebbüsten müebbet hapis isteğiyle davalar açıldı!
Hepsi bu suçtan beraat ediyor. Mahkûmiyet verilseydi AYM ve AİHM’den dönerdi.
O zaman şöyle yazmıştım:
“Mahkûmiyet kararı verilir de bu AYM ve AİHM’den dönmezse ben de ‘hukuk okumamışım’ diye yazarım!” (22 Aralık 2014)
Aynı şekilde Aydın Doğan ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince dahil 47 kişi hakkında “örgütlü petrol kaçakçılığı” suçlamasıyla siyasi olduğuna inandığım bir dava açıldı!
Önce, Doğan Yayın Grubu’nu ezmeye matuf vergi cezası verildi... Bunu sürekli hedef göstermeler ve kampanyalar izledi...
Hürriyet’e fiili saldırı ve tahribat yapıldı...
Ardından Doğan Grubu hakkında “terör propagandası yapma” suçundan davalar açıldı...
Şimdi de “kaçakçılık örgütü” davası!

 

 

Haberin Devamı

BİR HUKUKÇU OLARAK

 


Eksik ithalat vergisi ödeme suçu işlenmiş deniliyor. Grup açıklamasına göre bu ithalat vergiden muaftır, muaf vergi nasıl kaçırılmış olur?! Bu konudaki açıklamayı okumuşsunuzdur, ayrıntılarına girmiyorum.
Yönetim kurulu üyesi bile olmadığı halde Aydın Doğan’ı “sanık sandalyesine oturtmak” için pergelin ayağı öylesine açılmış ki, 47 kişi hakkında örgütlü kaçakçılık suçundan iddianame yazılmış!
Yine diyorum ki, isnat edilen suçlardan mahkûmiyet kararı verilir de AYM ve AİHM’den dönmezse ben de ‘hukuk okumamışım’ diye yazacağım.
Oralara gitmeden de beraatla sonuçlanacağına bir hukukçu olarak inanıyorum.
Elbette “bu da geçer Yâ Hû!”
Fakat hukuka, adalete güvenin sarsılmakta olmasının toplumsal dokuda yarattığı tahribatın ıstıraplarını herkes her gün yaşamıyor mu?
Hiçbir sorun bize evrensel hukukun ve adaletin gerekliliğini unutturmamalı.

Yazarın Tüm Yazıları