Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Vaat yağmuru inandırıcı olursa

AKP ve CHP’nin aday tanıtım törenlerini art arda izleyen bir gazeteci olarak, iki toplantı arasında önemli farklar gördüğümü belirtmeliyim.

Haberin Devamı

İlk fark; Davutoğlu’nun, CHP’nin ‘alkışlama’ sloganı ve Kılıçdaroğlu ile söze başlayıp onlarla bitirerek rakibinin reklamını yapmasıydı.
Kılıçdaroğlu ise belki de ilk kez bir siyasi konuşmasında, ne AKP ne Erdoğan ne de Davutoğlu dedi.
AKP’de 13 yıllık geçmiş unutularak ilk kez iktidara gelecek bir parti söylemi gözlendiği için vaatleri, “Ülke ve kurumları kötü yönetilmiş, şimdi düzeltilecek” itirafı gibi algılandı.
CHP ise 13 yıldır kendisine yöneltilen eleştirileri yok etme hedefi gütmüştü.
O nedenle Kılıçdaroğlu, konuşmasının başından sonuna dek toplumun yoksul/alt gelir gruplarına seslendi; onları, AKP’nin yanına dahi yaklaşmadığı vaat yağmuruna tuttu.

HEDEFTEKİ ON MİLYONLAR

Haberin Devamı

Bu kıyasın ardından, “Yaşanacak bir Türkiye” başlıklı CHP aday töreni izlenimlerini, akışa uyarak özetleyelim.
“Seçim şarkısı heyecan yarattı” denemez; ikinci versiyonunda az daha net olsa da sözler, anlaşılmıyor ve kliplerde türbanlı kadın eksikliği dikkat çekiyor.
Ancak görsellerle, sonrasında dinlediğimiz Kılıçdaroğlu’nun sözleri aynı hedef kitlesine yönelik bütünsellik içeriyordu.
AKP’nin adını anmadan Türkiye’nin 13 yıl nasıl yönetildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, bunu ‘milletin devletle, kurumlarıyla ve de kendisiyle bağının kesildiği’ özetine dayandırdı; hemen ardından “Oysa biz, barış içinde yaşanacak bir Türkiye istiyoruz” dediğinde yoğun alkış alması da anlamlıydı.
Kılıçdaroğlu, ‘demokrasi ve özgürlük’, ‘üretim artışı ve verimlilik’, ‘sosyal devlet’, ‘büyüme’ başlıklarının dışına çıkmadı.
Bu başlıklar altında da 17 milyon yoksula; 8 milyonu bin liranın altında gelir sahibi 11 milyon emekliye; 1 milyonu mahkemelik 5 milyon kredi borçlusuna; asgari ücretliye, tarım emekçisine, kiralık evde oturana, taşeron işçiye, üniversite öğrencisi on milyonlara seslendi.
Ayrıntılı rakamlarla vaatlerin gerçekleşebilir olduğunu dillendirdi.
Bu amaçla en çok da, “Yüzde birlik zengin kitle 2001’de ulusal servetten yüzde 39’unu alıyorken bugün, bu oran yüzde 54’e fırladı” söylemi üzerinde durdu.

Haberin Devamı

ÜÇ KEZ DÜŞÜNÜN

Vaatleri inandırıcılığını yitirmesin diye Kılıçdaroğlu, bazen “Devlete kuruş yük gelmeyecek” açıklaması yaptı; bazen de örneğin, ‘çiftçiye 1.5 TL’ye mazotu’ anlatırken, “O mazotun rafineri çıkış fiyatı 1.2 TL” gerekçesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, “İşsizlik kader değil, siyasetin kusuru” derken, yoksulluğun yenileceğini savunurken sık sık “sözüm söz” vurgusu yaptı.
Bunca yüklü vaatte bulunan her siyasi için inandırıcılık sorunu mutlaka yaşanır; Kılıçdaroğlu’nun bu vurgusu da ikna etme amaçlıydı.
Seçmene defalarca, “Söylediklerimi en az üç kez düşünün” diye seslenmesi de bu sorunun farkında olduğunun başka bir işaretiydi.
Seçmen ‘3 kez düşünecek’ mi göreceğiz; ancak Kılıçdaroğlu, Kemal Derviş destekli ekonomi ekibiyle da vaatlerinin uygulanabilir olduğu konusunda topluma güven aşılamaya çalışacak.
O güven sağlanırsa bunca önemli vaadin AKP’ye oy veren yoksul gruplara dahi sempatik gelmesi çok olası.
Bence, kitapçığa yazılsa da Kılıçdaroğlu’nun, AB hedefi ile sendikalaşmaya değinmemesi ise dünün önemli iki eksiğiydi.

Yazarın Tüm Yazıları