Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Okullarımızı geri istiyoruz

Haberin Devamı

KOALİSYON gelişmelerini yazacaktım, ama Taraf’tan Ayfer Çalıkıran’ın haberini okuyunca bu yazı kaçınılmaz olarak bir göreve dönüştü.
Benim gibi haberini yaptığı okulun mezunlarından olduğunu öğrendiğim genç meslektaşım Ayfer, ‘dindar nesil yetiştirme’ bahanesiyle yapılan dayatmaların bu ülkede eğitimi, nasıl ‘bir ulusal güvenlik sorunu’ haline dönüştürdüğünü çok çarpıcı bir örnekle gözler önüne serdi.
İnşaatından beri bildiğim, 1976’da üçüncü mezunlarından olduğum Hasköy Lisesi (Sonradan Güner Akın adını aldı) üzerinden, eğitimde gelinen sefaleti de kanıtladı bu haber.
Ülkeyi 13 yıldır yöneten kadroların, teknoloji ve bilgi çağında Türkiye’nin eğitimini, yani geleceğini ne hale getirdiklerini görmesi şart artık.

Haberin Devamı

HER YER İMAM HATİP OLUNCA

Ne acı ki, eğitim bağım sadece lisemle kopmadı, 300 metre mesafedeki Hoca İshak Efendi İlkokulum da geçen yıl imam hatip ortaokulu yapıldı.
Biline ki, lisem de ilkokulum da velilerin itirazına, binlercesinin valilik önünde gösteri yapmasına rağmen dönüştürüldü.
Hayırsever Güner Akın’ın, ‘Mevzuata göre, onayım olmadığı için okul adı değiştirilmez’ diye Beyoğlu Milli Eğitim Müdürlüğü’ne verdiği dilekçesi de nafile kaldı.
Böylece Haliç’in bu kıyısı tamamen imam hatiplerle doldurulmuş oldu.
Belli ki birilerinin acelesi vardı; belki de Bilal Erdoğan’ın, ‘1 milyon imam hatipli’ hedefine tez zamanda ulaşıp madalya almayı umuyorlardı!
Dönelim inşaatından beri bildiğim lisemi haberlik yapan tabloya. Okulum, bir gecekondu bölgesinde olsa da üniversiteyi kazanmada yüzde 60’lık bir düzeyi yakalar hale gelmişti geçen yıla dek. Bunda, başta tam 32 yıl bu okulda müdürlük yaparak efsaneleşen Mustafa Tiryaki hocamız olmak üzere, tüm öğretmenlerin, neredeyse çevredeki her aileyi tanır hale gelmesinin, halkla iç içe geçmesinin payı çok büyüktü. Lisemizde oluşturulan bu kültür, iki yıl önce ansızın sağlık meslek lisesine dönüşmesi ile son buldu desek yeridir.

Haberin Devamı

ZORAKİLİK OLUNCA

Meğer daha da kötüsü varmış, bir yıl önce sağlık meslek lisesi yapılan okulumuz, daha mezun vermeden -ki bunun için de ‘mevzuata aykırı’ deniyor- geçen yıl imam hatip oluverdi.
Öğrencileri de 5-6 km uzaktaki Fındıklı Meslek Lisesi’ne ‘sürgün yollandı’.
Öğretim kadrosu da okulun oluşturduğu kültür de böylece tarumar edildi.
Ayfer’in haberinden öğrendik ki TEOG nedeniyle okula dönem başı 540 öğrenci kaydedildi; ama 177’si hemen çok programlı meslek liselerine nakil istedi.
Ne çarpıcı ki, teki dahi imam hatip tercih etmedi; yani zoraki kayıt kurbanları.
Devam edelim; 30 öğrenci de okula hiç uğramayınca sayı 330’a düştü.
Çok kötü bir haber de dönem sonu geldi, tam 143 öğrenci sınıfta kaldı.
Sakın ‘Ne var bunda’ demeyin, çünkü çok çarpıcı bir rakam daha geliyor.
Halen okulumuzda 700 düz lise öğrencisi var, peki sınıfta kalanı kaç?
Sayı sadece ve sadece 5 ise tablonun açıklaması ‘gönülsüzlük/zorakilik’ değil mi?
Benzer örnekleri ülkenin pek çok yerinde yaşıyoruz; ama en azından okulum özelinde, bölgedeki bazı siyasi gruplara göre dönüşüm kararı verenler, bu tablonun çocuklarla velilere getirdiği yükün sorumluğunun bilincinde mi? Hele bir de okuldan atılan öğrenci sayısı ve gerekçelerine baktıklarında!!!
Onlar belki yine de mazeret uyduracak, ama biz okullarımızı geri istiyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları