Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Kayaya çarpan iftiracılar

Haberin Devamı

MERAL Akşener, yaklaşık 20 yıldır tanımaktan onur duyduğum bir siyasetçi.
Eşi ile bana sık sık ‘Sizi gidi eski yoldaşlar’ diye takılsa da Tuncer Bey iyi bilir ki ben ailede ‘kız tarafıyım’.
28 Şubat sürecinde, güç sahiplerine meydan okumuş o Akşener’e iftiranın en karasını çalmaya çalışanlara ‘salak’ demek dahi iltifat olur
Öyle bir temiz kayaya çarptılar ki, akılları sıra yaranmak istedikleri dahi Akşener’i savundu, destek çıktı.
Bu desteklere alkış; ama yetmez, deriz.
Neden yetmediğini de yine Akşener’in sözleri üzerinden anlatayım.

28 ŞUBAT DAHA NAİF KALDI

2010’da 28 Şubat üzerine bir seri haberler yaptım.
Akşener’in, dönemi, “Bugün yaşananları görünce 28 Şubat daha naif kaldı bile diyebilirim. Bugünkü hoyratlık kişileri intihara sürüklüyor” başlığı altında değerlendirdiği sözleri de Hürriyet’in sürmanşetinde yer aldı. (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14072206.asp)
Akşener, bu sözleri, iktidarın bugün arkasında durmaktan vazgeçip tam aksine, ‘Masum insanları içeri attılar’, ‘Ordumuza kumpas kurdular’ diye yakındığı Silivri davaları üzerine söyledi.
Anlayacağınız, daha kaset ayıpları da yoktu ortalıkta.
Sonra bir kaset salgını yayıldı ülkeye; ne CHP lideri kaldı ne MHP’nin yöneticileri.
İlk günlerde bu ayıbı lanetleyen iktidar temsilcileri, sonra meydan meydan, ‘Beline sahip çıkacaksın ya; ne özeli, genel genel’ deyip durdular.
Oysa yapmaları gereken, bu rezaletleri gerçekleştirenleri ortaya çıkarmaktı.
Kaç yıl geçti hâlâ bir arpa boyu yol alınmadı; ama Türkiye, kişilerin ‘kaset şantajı’ ile lekelenmek istendiği, bu yolun mübah görüldüğü bir ülke haline geldi.
O nedenle ki ülkenin Başbakan’ı, 22 Nisan 2014 günü yönettiği Türkiye’de, insanların mahremine girildiğini belirtip şöyle devam etti:
“Bu devletin en tepesinden en aşağısına kaset. Cumhurbaşkanı’nın da şantaj kaseti vardı. Benimle ilgili de. Genelkurmay Başkanı’nın da.”

Haberin Devamı

KUZUYU KURT KAPMIŞSA

Haberin Devamı

Başbakan bunları yapanların ‘paralel’ olduğunu ima ediyordu, ama sonuçta aradan geçen bir yıla rağmen biz hâlâ bilmiyoruz, böylesi isimlere kim, ne şantajı yapabilir, nasıl yapabilir, gücü nereden alır, desteği kimden sağlar?
Hiç lamı cimi yok, eğer 13 yıllık bir iktidarın ardından hâlâ insanların onuru ‘kaset’ kasaplarının insafına teslimse Akşener’in “28 Şubat daha naif kaldı” demesinde haksızlık bulunabilir mi?
Hadi bu kez tam duruş sergilesin, bu ayıp bitirilsin diye.
Başbakan Davutoğlu’nun, Isparta’da bu adiliği kınayan sözlerini bizzat orada dinledim, bekledim ki o sözlerin edildiği yandaş medyaya da tek kelime etsin.
Etmediği için sorayım; ya o karayı çalanlar iktidara muhalif birileri olsalardı veya o kara başka bir TV kanalından aksaydı tepki bu kadar mı olurdu?
Yönetenler samimiyse, hem çifte standardı bırakmalı hem de ‘bu ülke nasıl bu hale geldi’ diyerek özeleştiri vermeli.
Failleri ortaya çıkarmak da en iyi gelişme olur, yoksa bir telefonla vicdanlar rahatlamaz; çünkü unutmayalım Akşener’in şu sözleri de sonuna kadar haklı:
“Bu ülkenin her kadınının namusu devleti yönetenlere aittir.”
Akşener’e ilaveten biz de şunu yeniden anımsatalım:
Fırat kenarında bir kuzuyu kurt kapmışsa, o kuzunun hesabı bizatihi Hz. Ömer’den sorulur.”

Yazarın Tüm Yazıları