Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

HDP’nin ‘hadi bakalım’ yaklaşımı

HÜKÜMET ve HDP heyetinin, çözüm süreciyle ilgili cumartesi günkü ortak açıklamasının estirdiği olumlu hava bir miktar dağılsa da karamsarlığa düşmeye gerek olmadığı açık.

Haberin Devamı

Genel Başkan Selahattin Demirtaş başta olmak üzere dün görüştüğüm HDP yöneticilerinden edindiğim izlenim ve KCK’dan gelen açıklamaya rağmen cumartesi günü yaşananlar tarihidir, hâlâ önemli sıkıntılar varlığını sürdürse de.
Sıkıntının temelinde ‘silah bırakma’ tartışması yatıyor.
Hükümet böylesi bir kararın Türkiye’yi rahatlatacağını düşünüyor; o nedenle yapılan açıklamayı bu temel üzerinden anlatmak istiyor. Hükümet hiç de haksız değil; hatta, keşke daha yolun başında ‘silah bırakma’ şartı konulabilseydi, ama başarılamadı ve bugüne gelindi.

SİLAH BIRAKMA DEĞİL, EYLEMSİZLİK

Öcalan’ın PKK’ya ‘silah bırakma’ çağrısı yapmasını abartılı bir şekilde sunmasını ise hükümetin yanlışı görmeli.
Çünkü, bir bölümü AKP iktidarının yanlış adımlarının eseri olan Irak ve Suriye’de bugün yaşananların PKK’ya, dünya ölçeğinde hem meşruluk hem de güç kazandırdığını herkes kabul etmek durumunda.
PKK, artık bölgemizdeki ordulardan biri haline geldiği için Öcalan’ın çağrısını, ‘Kandil silah bıraksın’ diye değil, ‘PKK, Türkiye’de artık silah kullanmasın’ amaçlı okumalı.
Daha da ötesi, ‘Türkiye’de silahsızlanma’ beklentisi dahi yanıltıcı olabilir.
Cumartesi günkü sözlerin dünyada, ‘cezaevindeki liderden ateşkes çağrısı’ diye yankı bulması da bunun bir göstergesi; ancak öncekilerinden çok ileri.
HDP yönetimine göre de çağrı, son derece yaşamsal ve anlaşılan o ki, 15 günlük sıkı müzakerelerin ardından hükümetin elini güçlendirme hedeflenmiş.
Buna karşın hükümetin, HDP’nin 10 maddelik demokratikleşme taleplerine atıf yapmaması tam bir hayal kırıklığı yaratmış; “10 madde konusunda adım atılmadan, ‘silah bırakma’ kararı nasıl beklenir” diye soruyorlar.
Ancak bu soruyu soranların, ‘silah bırakma’ kararının toplumu ikna etmek, muhalefetin katkısını sağlamak için elzem olduğunu düşünmesi de şart.

Haberin Devamı

ERDOĞAN’IN UZUN SÜRESİ

Haberin Devamı

HDP yönetimine göre, hükümetin tavrında Cumhurbaşkanı Erdoğan etkili.
İç Güvenlik Paketi’ndeki diretme bunun basit bir kanıtıymış; çünkü ‘öyle ya da böyle bu paket yasalaşacak’ diyen Erdoğan’ın kendisi.
Daha ileri gidiliyor; ‘silah bırakma’ da dahil, süreç 2014’te çok mesafe alabilirmiş, ama Erdoğan bunu istememiş.
Cumartesi günü, ‘silah bırakmaya’ atıfla Erdoğan’ın, “Uzun süredir beklediğimiz açıklamaydı” demesi de şu sözlerle buna gerekçe kılınıyor:
“Biz de ‘uzun süredir’ beklediklerini düşünüyorduk, haklıymışız. O ‘uzun süre’ ta Oslo’ya gidiyor. O günden beri, ‘PKK silahsızlanma taahhüdünde bulunsun, yoksa adım atmayacağız’ modunda kaldılar. Şimdi ‘uzun süre’ bitti.”
Ardından gelen, “Hadi bakalım, ne yapacak görelim” sözünün hedefi de doğrudan Erdoğan.
Karşılıklı atılması gereken adımlar olduğu ortada ve o adımlar muhalefet açısından da çok önemli. Silahtan arınmış bir süreç, katkı bakımından muhalefete büyük olanak ve kolaylık sağlar.
En azından CHP’nin, hükümetle olmasa dahi HDP ile buluşmasını çok daha kolaylaştırır; CHP’ye tezlerini, ‘ama’sız, ‘fakat’sız anlatma şansı verir.
İktidar da HDP de bunun üzerinde düşünmeli.

Yazarın Tüm Yazıları