Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

CHP’nin bir türlü yakalayamadığı tırmanış

MUHALEFETİN 1 Kasım’daki başarısızlığı yine en çok CHP’yi etkiledi, uzun iktidar perhizinin hiç değilse bir koalisyonla sonlanması şansını yok etti.

Haberin Devamı

Tamam; MHP’nin, daha doğrusu Devlet Bahçeli’nin 7 Haziran’ı okuyamayıp ilk geceden ortaya koyduğu tavır 1 Kasım’ın, yani yenilginin yolunu açtı. 

Politikasını HDP’ye endeksleyen MHP hem AKP’siz bir seçenek bırakmadı hem de AKP ile bir koalisyona kapılarını kapattı.
Hükümet kurulamazken PKK da terörü azdırınca seçmen, “AKP’siz bir hükümet kurulamıyorsa, koalisyona ne gerek var, AKP tek başına gelsin” dedi.
Gerçek büyük oranda böyle olsa da, ‘CHP neden anlamlı bir tırmanış yapamıyor’ sorusuna mutlaka en sağlıklı yanıtların verilmesi demokrasinin geleceği için son derece önemli.


VAATLER YETMİYOR ARTI ARANIYOR


Bu önem, demokrasinin, ancak güçlü muhalefetin varlığına koşut yürümesinden kaynaklanıyor.
CHP, 7 Haziran ve 1 Kasım’da vaatlerde bütün partilere örnek oluşturdu; hatta ‘CHP’nin vaatleri ile AKP seçim kazandı’ ironisi yapılsa yeridir.
Seçmen, CHP vaatlerini alkışladı da ve belki de ilk kez karşısındaki CHP adayına eleştiriden çok iltifat yaptı.
Ancak bunlar karın doyurmadı, seçmen vaatleri gerçekleştirecek gücü aradı.
Yani, artı olabilecek başka şeylere de dikkat kesildi; en çok da iktidara gelme kapasitesine, dolayısıyla ‘yönetme gücüne’.
Yapılan değerlendirmeler, bu noktada hâlâ yetersizliklere işaret ediyor.
CHP’nin ‘yönetim’ konusunda temel iki gücü, teşkilatı ve belediyeleridir.
Her iki kesimden de “Alanda genel başkan dışında tek ben vardım” sözünün duyulduğunu söylersek bunu; asra yaklaşan yaşına rağmen CHP’deki, ‘kurumsallık’ ve ‘organize olma’ sorunlarının varlığına işaret sayabilmeli.
Bir gerçek de bazı belediye başkanlarının, müfettiş baskısına uğramamak için düşük tempo sergilemesidir.
Bu da CHP’nin, ‘yönetebilir’ kapasitesini en rahat göstereceği belediyelerin üzerine titremesini, onları her tür baskıdan koruyacak güçlü bir sistemi kurmasını, ödül-ceza dengesini oluşturmasını zorunlu kılıyor.

Haberin Devamı


İSTİFA YOK, RAKİP ÇIKABİLİR


Başka bir ifadeyle CHP, halkın taleplerini sadece iyi dillendirmekle başarıyı yakalayamadığını görerek, icraatı da diğer partilerden daha iyi yapacağını kanıtlamak, bu zor engeli aşma becerisini göstermek durumunda.
Tabii ki seçmenin karşısına, oy artıracak adaylarla çıkmasını, yeni ve genç isimlere öncelik vermesini söylemeye dahi gerek yok. ((Ardahan’da Öztürk Yılmaz, Tunceli’de Gürsel Erol bunun örnekleri sayılabilir.)
Anlaşıldığı kadarıyla CHP yönetimi, bulundukları noktayı ve 1 Kasım öncesi ortamı ‘dip nokta’ görüyor, buradan sıçrama yapmanın yöntemini arıyor.
Geleceğe, “Devlet kurumlarını kullanmada, medyadaki dengesizlikte, korku ve baskı ortamında bundan kötüsü olamaz” düşüncesiyle umutlu bakıyor.
Doğal ki parti yönetiminin geleceğe yönelik kişisel tavrı da merak konusu.
MYK’da bazı düzenleme/değişiklikler muhtemel; ama asıl hedef kurultay.
Kurultay varken Kılıçdaroğlu’nun istifasını beklemek gerçekçi görünmüyor.
Kurultayda yine bir yarış ise güçlü olasılık ve ‘yararı da olur’ diye bakılıyor.
Kimse Kılıçdaroğlu’ndan bunu engelleyecek en küçük tavır sergilemesini beklemiyor; ancak bugünkü görüntünün özeti şu: “Rakip ne kadar umut veren, yeni ve genç bir isim olursa rekabet de o kadar güçlü olur; yoksa mevcut haliyle Kılıçdaroğlu gücünü korur.”

Yazarın Tüm Yazıları