Onu Bayındır köylüsüne sorun

AZİZ Kocaoğlu’nu nasıl bilirsiniz?

Haberin Devamı

Söz konusu beyefendi CHP’nin en önemli “kamu” postunun, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın üçüncü dönemdir temsilcisi.

 

Açıktır ki, “halkta karşılığı olmayan” hiçbir kişi, bu mevkiyi bu sürelerde işgal edemez.

 

Ya İzmir seçmez, ya da parti aday göstermez.

 

Aziz Bey’in İzmir halkıyla oluşturduğu özel bir iletişimi var.

 

“İnsanlar onu seviyor.”

 

Bu cümle çok önemli.

 

Aziz Bey’in karakteri “yorucu” değil.

 

Düz, anlaşır, sürprizleri bilinçli olarak elemiş, solcu vicdanını hep koruyan, bilmediğini anlamaya çalışan, kavramadan yapmayan, uydurukçu olmayan,

 

Haberin Devamı

üstelik çok tecrübelenmiş bir insan fotoğrafı veriyor.

 

Lütfen saydığımız bu özellikleri “sıradan” görmeyin.

 

Bahse konu meziyetler en zor bulunan yönetici kaliteleridir.

 

Diyeceksiniz, nereye varmak istiyorsun?

 

Doğru, bayram ve seyran değil.

 

Malum, bu aralar CHP’de bir genel başkan tartışması yaşanıyor.

 

Hani rahmetli Ahmet Piriştina yaşasaydı şimdiye kadar çoktan mücadeleye girmişti.

 

Aziz Kocaoğlu ısrarla bu iddiadan uzak duruyor. Siyasette “keşfedilmeyi beklemek” diye bir kültürün asla mümkün olmadığı açık.

 

CHP Genel Başkanlığı artık anlaşılmıştır ki, tüm Türkiye için her zamankinden fazla önem arz etmeye başladı

 

Haberin Devamı

CHP %25 oy oranında sabitlendiğine göre, demek ki, yeni bir lider ihtiyacı var. Bu kişi Aziz Kocaoğlu olabilir.

 

Aziz Bey, halka değmeyi bilen, sahici, bir başka tür karizması olan bir politikacı.

 

İzmir’de tutan “büyü” neden tüm Türkiye’de karşılık bulmasın.

 

Evet, CHP İzmir örgütü bir biçimde Başkan’ı ikna ederek Ankara’ya doğru Genel Başkanlık için yürüyüşe başlayabilir.

 

Son söz;

 

Şayet Aziz Kocaoğlu’nun bu “yolculuğa” çıkmasını uygun görmeyenlerdenseniz, size Başkan’la birlikte örneğin Bayındır İlçesi’ne gitmenizi ve halkın ona

 

ilgisini gözlemenizi öneririz.

----

Çok seslilik güzeldir

 

BU ülkede muhafazakar iktidara muhalif olanların temel endişesi sanki nitelik değiştiriyor.

 

Haberin Devamı

Tamam, 95 yıllık Cumhuriyet yeniden şekillendi. Tamam, “dini duyarlılıklar” “denklemde” çok ciddi bir ağırlık taşımaya başladı. İslami uygulamalar hemen

 

her alanda yaygınlık kazanır oldu.

 

Tüm bunlar, arada sırada telaşlar yaşansa da bir “Şeriat Devleti”ne doğru gidişe işaret etmek için yeterli değil.

 

Kim ne derse desin, bu toplumun insanlarını Arap kültürü ile biçimlenmiş bir çerçeveye ikna edemezsiniz.

 

O halde neden bu denli tedirginlik yaşanıyor?

 

Problem, İslami bir modele evrilmekten ziyade; demokrasinin, çok sesliliğin giderek azalması.

 

Artık, bu ülke, dünya 1930’larda değil. Köprünün altından çok sular aktı. 20 yıldır Avrupa Birliği’nin değerlerini bellemeye çalışıyoruz, evrensel

 

Haberin Devamı

demokrasinin ne olup olmadığı konusunda fikir sahibiyiz.

 

Yani “gemi iskeleden epey bir açıldı.” İşte bu noktada, tüm bu kazanımları yok saymak doğru olmuyor.

 

Nitekim AK Parti’nin eski birinci halkasında da soru işaretleri çoğalmaya başladı.

 

Abdullah Gül, Bülent Arınç, Hüseyin Çelik gibi “ağır toplar” açık bir şekilde eleştirisel pozisyona geçiyorlar.

 

Bu insanların tamamı İslami kültürden gelmedir.

 

Öte yandan, hakim otoritenin şimdiki birinci halkası, ağırlıklı olarak eski dava arkadaşlığı yerine “uyum” kriteri nazara alınarak oluşturulmuş izlenimi

 

vermektedir.

 

İktidarı sürdürme çabası aşırı pragmatist bir yönetime sebep olmaktadır.

 

Diyeceğimiz, siyasi İslamcılık endişeleri şu anda “ana gündem” değildir, mesele, paylaşımcı olmayan bir iktidar anlayışının nasıl dengeleneceğidir.

Yazarın Tüm Yazıları