Uçmadan sağlık turizmi olmaz

Haberin Devamı


Bir süre önce Tınaztepe Hastanesi’nin sahibi Dr. Mehmet Bektur ile sohbet ederken konu İzmir’in sağlık turizminde yapabileceği hamlelere geldiğinde “İzmir’den yurtdışına gidiş gelişler bu kadar zor olduğu sürece mümkün değil” demişti. Haklıydı çünkü bir yolcunun İstanbul’dan örneğin Almanya’ya gidişi ya da gelişi ortalama 2 ile 2.5 saat sürerken İzmir’den aktarmalı ortalama 5 ile 6 saati geçebiliyor. Yolcular önce İstanbul’a gidiyor, oradan dakikalarca iç terminalden dış terminale yürüyor. Eğer geç kalmamışsa bazen birkaç saat yurtdışı uçağın kalkış saatini bekliyor vs. Halbuki İzmir’den her yere ve sıklıkla doğrudan uçuş olsa binecek , inecek o kadar.
Hafta sonu Hürriyet Ege’nin manşetinde dünyanın en yeni teknolojileriyle kurulan Biyotıp ve Genom Enstitüsü haberini okudum. Türkiye’nin kurtuluşunun bilim ve teknolojide atacağı adımlarda olduğunu düşündüğüm için gelişmelere özel bir ilgi duydum. Ancak hemen aklıma İzmir’de yurtdışına doğrudan uçuşlarla ilgili yaşanan sıkıntılar geldi. Her ne kadar yeni kurulan enstitü araştırma ağırlıklı olsa da uygulama bölümleri de olacak . Ayrıca İzmir’de sağlık turizminin alt yapısına uygun pek çok kamu ve özel üniversite hastanesi art arda devreye girmeye başladı bile.
Gerek bilimsel ve teknik alt yapının hızla gelişmekte olması, gerekse hasta ve yakınlarının tatil de yapabilecekleri Çeşme, Kuşadası , Selçuk , Foça gibi pek çok turizm merkezine 1 saatten daha kısa sürede otoyollarla ulaşılabilir olması, İzmir’i sağlık turizminde gerçekten çok cazip bir kent haline getiriyor.

Haberin Devamı


Bir umut var
Neyse ki bu konuda bir ışığı geçen THY Genel Müdürü Temel Kotil İzmir Ticaret Odası’nın toplantısında verdi. Başkan Demirtaş’ın “ Bütün dünyayı uçurdunuz sadece İzmir’i uçurmadınız” sözlerine Kotil “2016 yılından itibaren yurtdışına doğrudan uçuşların başlayacağı ve İzmir’in aktarma merkezi olacağı” açıklamasıyla cevap vermiş.
Eğer bu sözler gerçekleşirse İzmir gerçekten uçar. Aktarma merkezi haline gelecek İzmir sadece THY değil dünyanın dört bir yanından pek çok hava yolunu kendine çeker. Bu gelişme İzmir’i en fazla 2.5 – 3 saatte Avrupa’dan Asya ve Afrika’ya bir çok kıtaya kolayca ulaşılabilen bir yer haline getirir.
Aslında dakikada bir uçağın indiği İstanbul Atatürk Havalimanı’nda bu kadar yoğunluk varken, Adnan Menderes gibi modern bir havaalanına sahip İzmir ‘i aktarma merkezi haline getirmek için çok geç bile kalındı. Zararından neresinden dönülse kar diye kendimizi teselli edelim. Şimdilik başka çare yok…

Yazarın Tüm Yazıları