Başkanın zarları

Geçtiğimiz Pazar sabahı Urla’ meydanındaki bir dükkanda sıra beklerken gözüm hemen karşıda Belediye’nin önündeki Urit Cafe’ye takıldı. Tanıdık bir yüz tek masadan masaya dolaşıyor hem sohbet ediyor hem de bir şeyler ikram ediyordu. Başkan Kocaoğlu idi bu tanıdık yüz. Ama etrafında ne bir zabıta memuru, ne bir belediye görevlisi ne korumalar ordusu vardı. Yurdum insanı olarak kahveye gelmiş hem vatandaşlarla sohbet ediyor hem de birazdan arkadaşlarıyla oturacağı tavla partisine hazırlanıyordu.

Merhaba demek için yanına gittiğimde beni bir masaya oturttu, kendisi ayakta sohbete başladık. Önce ben Urla’nın tarihi Malgaca pazarında eskiden otomobillerle dolu çirkin görüntülerin yerini sempatik kahve ve yerel lokantaların almaya başlamasından duyduğum memnuniyeti dile getirdim. “Dur bakalım daha çok şeyler göreceksin, Yarımada’da çok güzel şeyler olacak” dedi.

“ Mesela? “ diye sorduğumda Belediye olarak Yarımada’daki köylerde arıcılığı geliştirmek için hazırladıkları bir projeden söz etti. Köylüye hibe olarak kovan, petek vererek arıcılık ve bal üretimi teşvik edilecekmiş. Daha sonra kooperatifler aracılığıyla bunlar pazarlanacakmış. Ayrıca bölgedeki ürünlerin korunması için soğuk hava depoları kurulacakmış.

Başkanın bu sözleri benim aklıma ‘agro turizmi’ getirdi., Türkiye’nin en önemli tarımsal merkezlerinden biri olan İzmir’de Urla, Seferihisar, Karaburun, Çeşme’yi kapsayan Yarımada bölgesi ‘agro turizm’ denilen tarım ve turizmin bir araya getirildiği özel bi turizm türü için ideal bir yer. Bununla ilgili projeler hazırlanıyordu, şimdi sıra uygulamaya gelmiş olmalı.

Benim bazı arkadaşları, çocuklarının ayağı toprağa değsin, canlı kuzu , tavuk görsün, kendi elleriyle çiçek toplasınlar diye hafta sonları İstanbul’dan ,İzmir’e geliyor. İstanbul’da betonların, gökdelenlerin arasında öyle bunalmışlar ki çocuklarının ruh sağlığını koruyabilmek için böyle seyahatler yapıyorlar. O nedenle agro -turizmin Yarımada’nın geleceğinde çok önemli rol oynayacağına inanıyorum.

Koalisyon kimlerle olur
Ve gelelim siyasete. Seçimlere üç kala Aziz Başkanla karşılaşıp siyasi tecrübelerinin ışığında tahminlerini sormamak olmazdı. CHP’yi sorduğumda “İzmir’de iyiyiz ama Türkiye’yi bilemem” dedi. Barajı geçebilmesi bazı CHP oylarının HDP’ye kayma ihtimalinden söz ettiğimde , CHP’nin etkilenmeyeceğini ama AKP’den HDP’ye oy kayabileceğini söyledi.
Koalisyon ihtimalini sorduğumda “Olabilir” dedi. Ben “CHP’li, MHP’li bir koalisyon mu?” diye sorduğumda son günlerde çok sık dile getirilmeye başlanan “ AKP- MHP de olabilir.” cevabını verdi .
Başkan tavlaya otururken o gün zarların nasıl geleceğini bilmiyordu. Biz de öyle bir seçime gidiyoruz. Seçimlere sadece birkaç hafta kalmasına rağmen Başkan’ın zarları gibi her şey belirsiz.