Şifreler çözülür papalar üzülür

Haberin Devamı

DÜNYA durdukça namı yürüyesi Ertuğrul Özkök’ün bir yazar olarak en sevdiği şey, kutsal kitaplarda sözü edilen sırları kurcalamaktır.
Bir bakmışsınız “Kutsal Kâse”nin peşine düşmüş, kilise kilise dolaşıyor.
Bir bakmışsınız “Da Vinci’nin Şifresi”ne sudoku muamelesi yapmış, çözmeye uğraşıyor. İlla ki uğraşılacak bir gizem buluyor.
Geçen hafta öğrendik ki bu kez de “Kutsal Ahit Sandığı”nın peşine düşmüş. Hani şu içinde “On Emir’in yazılı olduğu” tabletlerin saklandığına inanılan sandık. Sen tut! Sandığı bulacağım diye teee Etiyopya’ya git. Oradan heyecan yap!


* * *


Da Vinci’nin şifresi çözülemedi, doğal olarak Kutsal Kâse de bulunamadı. Ama bu araştırmalar sonunda yayınlanan yazı dizileri, Türkiye’den önce Vatikan’ı salladı.
Zaten Vatikan denen güzellikle âlemi Ertuğrul Özkök yüzünden sürekli diken üzerinde. Papalık Müessesesi, bu yüzdendir ki AB grubuna hizmet veren turizm şirketlerini yakın takibe almış.
Ertuğrul Özkök bir yere bilet kestirdi mi anında Vatikan’a haber uçuruluyor. “Ertuğrul Bey yine seyahate çıkıyor, kiliselerinize duyurun, herkes gizemine sahip çıksın” deniyor.

Haberin Devamı

AMAN ELLEŞMEYİN

Gazetecilik “merak” demektir. Çok şükür bu merak Ertuğrul Özkök’te yeterince var. O yüzden de İseviliğin, Museviliğin nerede bir saklısı gizlisi varsa Ertuğrul Özkök onu aramayı iş edinmiş.
Adam tarlada çapa yapıyormuş. Yanında oynaşan oğlu birden “Bubaa! Tayyare geçiyor!” diye bağırıp parmağını gökyüzüne uzatmış. Adam da başını topraktan kaldırmadan “Elleşme oğlum, geçsin” demiş.
Özkök ile Papalık ilişkileri bu baba-oğul hikâyesinin tam tersi. Ertuğrul Özkök bir gizemin peşine düştüğünde Vatikan, tarlada çapa yapan adamın gösterdiği sükûneti gösteremiyor. Telaş yapıyor. Papa’ya darallar geliyor.
Şimdi sen kendini Papa’nın yerine koy, bu hamleyi içine sindir.
Bırak, kardinalleri tarafından topları tartılan Papa olmayı, Hıristiyanlığın birinciye gelen havarisi olsan, bu işi kaldıramazsın.


* * *

Haberin Devamı


Ben söyleyenlerin yalancısıyım. Bundan iki önceki Polonyalı Papa’nın (İkinci Ioannes) ölümü ile Ertuğrul Özkök’ün Kutsal Kâse araştırmasının aynı tarihlere denk gelmesine haydi tesadüf diyelim.
Peki, onun yerine Onaltıncı Benedictus unvanı ile geçen Papa’nın görevinden feragat etmesine ne demeli? Hem de Ertuğrul Özkök tam da gazeteye “Da Vinci’nin Şifresi’ni araştırıyorum” anonslarını koydurmuşken.

VATİKAN BUNALIMDA

Sen gel Vatikan’ın sivri külahlı Papası ol da Ertuğrul Özkök’ün “İşin aslını ben çözdüm” yazılarını içine sindir bakalım.
Ertuğrul Özkök dizisini gazetenin birinci sayfasında patlatıp, lafına “Da Vinci’nin Şifresi’ni çözerken hiç zorlanmadım. Kafayı çalıştırmak yetti” mealinde yazarken, sen Papalık tahtında kaykılarak oturamazsın.
Ne kadar kardinal varsa aklından “Bir de Papa olacaksın. Şu Türk gazeteci kadar olamadın” diye geçirip, sıfatına ters ters bakmaz mı?
Bakışlarıyla ezerler adamı, bakışlarıyla!
Nitekim İkinci Ioannes unvanlı Papa, olayı kaldıramayıp terki hayat eyledi. Öldüğünde daha seksen küsur yaşındaydı, çok canlı görünüyordu. Biri seslendiğinde gözkapaklarını oynatabiliyordu.
Kutsal Kâse anonsları adamın başını yedi. Toprağı bol olsun!
Onun yerine geçen Onaltıncı Benedictus daha uyanık çıktı. “Bu Ertuğrul üzerime gelmeden görevden kendim feragat edeyim, efendilik bende kalsın” dedi. İstifasını çaktı.
Nedenini soranlara işin aslını söylemeye ar ettiğinden “Papalık yapacak yerlerim ağrıyordu” deyip savuştu.


* * *

Haberin Devamı


Dolayısı ile sırada, feragat edenin yerine papa seçilen Birinci Franciscus var. Ertuğrul Özkök’ün yazıları ile onu da test edeceğiz.
Son yazı dizisinin Vatikan’da sebep olduğu hasarı şimdilik bilemiyoruz. Lakin Kutsal Ahit Sandığı’nın bakir muhafızının Ertuğrul Özkök ile tanıştıktan sonra geçirdiği travmadan haberimiz var.
O konuya yarın devam edeceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları