Küçük Efe pusuya düştü

Futbolumuzun Küçük Efesi’ni, tıpkı eşkıyalığın efsanesi Çakırcalı Mehmet Efe gibi pusuya düşürdüler.

Haberin Devamı

Yerini Aziz Yıldırım ihbar etti. Zamane eşkıya takipçisi Terraneo da infazı yaptı. Geriye sadece ağıt yerine geçecek türküsünü yakmak kaldı.

Fenerbahçe’nin “Küçük Efesi” için son durağa giden kapı açıldı. İnfaz işini İtalya’dan getirilen Terraneo’ya verdiler. Elinde IŞİD kılıcı taşıyormuş gibi bir hamlede bitirdi çocuğu.
“Terra” Latince’de “toprak” demek.
Adamın ismi toprak kökünden geliyor besbelli. Yaptığı iş ile isminin birbirine uyması ise tesadüf. Gözüne kestirdiğini yakalayıp “toprak altı” ediyor. Yani yok ediyor.
Alın işte, yine eskiden devir bir deyim kullandık.
“Toprak altı etmek” deyimi “yok etmenin” karşılığı. Mustafa Kemal genç bir zabitken bu lafı çok sık edermiş. Kızdığına “Ayağını denk al, seni toprak altı ederim” dermiş.
Fenerbahçe’de şimdi bu silah Terraneo’nun elinde. Haydi, yedek kulübesini mesken edinmiş Bekir, Selçuk neyse de kimin aklına Egemen’in de aynı akıbete uğrayacağı gelirdi. Hele ki Küçük Efe’nin.


* * *

Haberin Devamı


Etrafım Fenerbahçeli dolu. Yüzümü kime dönsem Küçük Efe’nin gidişi için “Oh! Çok iyi oldu” diyor. Henüz bir üzülenini görmedim. “Ne istediler adamdan, takımdan ondan hırslısı mı vardı” diyene denk gelmedim.
Milleti bıraksan, eline bir çift tahta kaşık geçirip, şakır şakır oynayacak. Küçük Efe bunca yıllık hizmetinden, aşırı Fenerlilik gösterilerinden sonra, etrafında böyle bir sevgi çemberi (!) yaratmayı başarmış.
Herhalde hayrını bundan sonra görecek.


SİYASİ FUTBOL


Spor camiasındaki tepkiyi anlıyorum da o Rabia işareti yapan, IŞİD infazcısı gibi gırtlak kesme işareti yapan eller demek ki memleketin sapkın kanadını da etkilemeyi başaramamış. Sosyal medyada geziniyorum, Küçük Efe’ye destek sıfır.
Medya leşkerlerinin yalancısıyım.
Terreneo’nun elindeki listede Volkan da varmış. Doğruysa sebebi yaşından dolayı kaleciliğinin eksilmesi olamaz. Her sezon olduğu gibi, geçtiğimiz sezon da güzel top oynadı. Bir iki hatası olmuştur ama hangi kalecinin olmaz ki. Onun dışında, performansı her sezon yüksekti.
Günahı gıybet edenlerin boynuna, eğer bileti kesilecekse bu Küçük Efe’ye yaptığı yancılık yüzündendir. Fener kamuoyunun yüzde doksanı Volkan’ın aslında iyi insan olduğunu söyler. Onun baştan çıkarıp zaptedilmez hale getirenin Küçük Efe olduğunu düşünür.
Bakalım bundan sonrası nasıl gelişecek. Otuz altı yaşına rağmen “Bodur tavuk her daim piliç gözükür” fikrinden gidip futbolu bırakmaya niyeti olmadığını belli eden Küçük Efe içerden takım arayacak.
Başakşehir, diyorlar. Olur mu olur? Bunca zamandır topladıkları sempatiyi riske atarlar, Küçük Efe ile birlikte çıktıkları maçlarda biraz da onlar ıslıklanırlar. Takım bulamasa da dert değil.
İmparator Terim’in milli takımı ne güne duruyor. Küçük Efe’yi bir iki yıl da Acun’un halı saha takımındaki performansı için milli takıma çağırır. Nasıl olsa Avrupa veya Dünya kupaları için bir iddiamız yok.
“Varmış gibi” yapmamız, ince siyasetten.

Haberin Devamı


* * *

Küçük Efe halı sahada oynar, milli takıma çağrılır, oynatılmaz ama kulübede teşhir edilir. Eee! Bu memleketin üç dört yılda bir yapılan seçimleri var.
Ak Saraylı Büyük Usta veya onun partinin başına diktiği Küçük Hoca, forma giyip gösteri maçına çıkmıyorlar mı? Her biri üçer gol atmıyorlar mı? Devletin televizyonu veya yandaşları o maçları gözümüze sokmuyor mu?
İşte o günler için aranan taze yıldızlarından biri de Küçük Efe olur, bir eyyam da aktif siyasete hizmet eder. Hayırlısı!


YİNE YILDIRIM


Yapıldı, yapılıyor diyerek ortam gerildi. Seçim günü heyecan fırtınası esecekmiş gibi yandan rüzgâr efekti yapıldı. Toz dumana katıldı. Seçim günü gelip çattığında gördük ki ortada tek aday kalmış, Yıldırım Demirören.
Haluk Ulusoy’un adaylık dilekçesinde mükerrer imza varmış. Bahane varmış. Dilekçesinin yazıldığı kâğıt organik değilmiş. Aaa! Bir de baktık ki adaylığı kabul görmüyor.
Yıldırım Demirören tek başına. “Eh! Bunu da kaybetmez artık” diyenler haklı çıktı, iki yüz küsur oyun bir iki eksiğiyle seçildi. Öbürü de medyanın önüne dikilip “kanının son damlasına kadar mücadele” sözü verdi.
Varsın etsin, koyunlara bir zararı yoksa beni bozmaz.
Lakin bu adamlar futbolumuzu idare etme yetkisini kendilerinde nasıl görüyor, işin orasını anlamakta zorluk çekiyorum. Yıldırım Demirören’in başkanlığı da adaylığı da tamam.
O bir “Ak Saray Projesi” olarak huzurda. Peki ya hasmına, Haluk Bey’e ne diyeceğiz? Futbolun ne zaman ona ihtiyacı oldu? Hangi sebepten ihtiyacı oldu da bir gün havalanıp federasyon beygirinin kuyruğuna kondu?
Nasıl bir kariyeri vardı da futbolumuzu yıllarca yönetti?
Haluk Ulusoy, Göksel Gümüşdağ veya bilmem kim. Bu adamlar nereden çıkıp futbolumuza musallat oluyor. Hangi meziyetlerinden dolayı vazgeçilmez sayılıp, kabul görüyorlar. Rasyonel bir cevabı yok.
Tek açıklama her birinin “birer siyaset projesi” olması. Hal böyle olunca Kazakistan’ı 1-0 yendiğimizde, sevinçten havalara zıplayanların çokluğuna şaşmamalı.
Yeni federasyon bu futbola tam uyar!

Yazarın Tüm Yazıları