Hakiki Rolex gibi su geçirmez ifade

GENÇ kadın, seyyar tezgâhın üzerindeki saatlerin birini bırakıp birini eline alıyor. Anlarmış gibi önünü arkasını inceliyor.

Haberin Devamı

Sıra fiyatını öğrenmeye gelince “Kaça?” diyor. Satıcı kadının saat alıp almaması ile ilgilenmiyormuş gibi durmakta. Sanki dışarıya saat ihraç ediyor da iç piyasaya tanıtım satışı yapıyormuş havasında.
Yüzüne bakılmadan verilen cevaptan o saatin “On lira” olduğunu öğrenen kadının eli yine tezgâha gidiyor. Oradan başka bir saat seçiyor.
“Bu da mı on lira?
“Ablama söyleyeyim, o saat yirmi lira.”
Kadın ikiye katlanan fiyat farkını merak eder gibi bakınca, bizim seyyar satıcı, ürününü iç piyasada marka yapmış TÜSİAD üyesi özgüveniyle açıklıyor:
“Hakiki Rolex o abla!”


* * *


Cumartesi günü, Harbiye’den Taksim’e yürürken tanık olduğum bu konuşma Meclis Araştırma Komisyonu ile önünde ifade verilen davetliler arasında geçen diyaloglara benziyor.
Tezgâhın müşteri tarafında duranlar, söylenen her şeye inanan komisyon üyeleri. Satıcı tarafında duranlar ise “ifadeye çağrılan” memleket büyükleri.

Haberin Devamı


SARAÇOĞLU’NDA YAPSALARDI


Memleket büyüğümüzün mal beyanında görülmeyen zulasından 2 milyon 465 bin lira çıkmış. Böyle bir paranın meraklısı çok olacağından kaynağını açıklıyor:
“Oğlanı evlendirdik. Düğüne dört bin beş yüz kişi geldi. Ertesi gün takıları bozdurduk. Bu para işte o para!”
Cevap ikna edici ki Komisyon’dan kimse “Düğüne şarkıcı olarak Rihanna’yı mı çağırdınız da izdiham çıktı” diye sormuyor.
Ancak zuladan çıkan parayı, tebliğ edilen davetli sayısına bölünce 547 lira çıkıyor ki, düğün tarihindeki bir cumhuriyet altını fiyatı.
Demek ki düğüne gelen herkes birer altın takmış. Karı-koca olarak gelenler de dahil. Kadın ayrı altın takmış, kocası ayrı altın. Bu bana da inandırıcı geldi.
Ayrıca o düğünün görüntülerine internet üzerinden ulaşıldığında görülüyor ki ülkenin bir, iki, üç ve dört numaraları ile birlikte “kırmızı plakalıların” yarısından fazlası orada.
Sadece “Uzun boylu sevgi insanı” şuradan şuraya gitti mi önünde arkasında iki bin güvenlikçi yürüyor.
Önden zülüflü baltacılar, iki yanda sekbanlar ve solaklar, arkada motorize sipahiler. Nereden bakarsanız bakın çoğu protokole dahil davetli sayısının en az üç katı da güvenlik mensubu var.
Onları da hesaba kattınız mı düğün salonunun yapıldığı yerdeki kalabalığın on beş bini aşacağı hesaplanır. Bu rakam da Fenerbahçe’nin bu sene tutturduğu seyirci ortalamasından dört bin kişi fazladır.
İstemezler medyasının ağızlarında bakla ıslanmaz muhabirleri hemen gidip soruşturmuşlar. Düğün salonu dört yüz elli kişi alıyormuş.
Düğün sahibi sıkışsın, misafirleri sıkışık düzen oturtursun. Hatta davetiyesine de “Evli çiftlerden biri yemeği kucakta yiyecek” notunu da ekleştirebilirsin.
Yine de tavan dokuz yüz kişi.

Haberin Devamı


DÜĞÜN, MİTİNGİ DÖVMÜŞ


Ben “Uzun boylu Sevgi İnsanımızın” seçim kampanyasının Muğla mitingini izlemiş adamım. O mitinge gelenler futbol sahasının yarısını bile doldurmamıştı. Miting alanında taş çatlasa üç bin kişi vardı.
Komisyon’a ifade veren sayın memleket büyüğünün düğünü onu da geçiyor.
450 kişilik salonda 4 bin 500 kişilik düğünün nasıl yapıldığını da düşüne düşüne buldum.
Davetlilerden sadece “ağır abiler” masalara oturtulur. Geriye kalanı da tek sıra yapılıp, salonun bir kapısından içeri alınır, diğer kapısından dışarı çıkarılır.
Davetli turnikesi su değirmeni gibi döner durur, herkes mutlu olur.


* * *


Özetlersek, ifade sağlam ve tutarlıdır.
Yine Taksim yakınlarında rastladığım başka bir seyyar saat satıcısının, yağmur altında kalmış tezgâhı kadar güvenlidir.
Hafiften yağmur çiselemeye başladığı için satıcı seyyar tezgâhını bir naylonla örtmüştü. Şeffaf naylonun altında kalan “komisyon ifadesi kadar sağlam” tanıtım yazısı rahatça okunuyordu:
“Su geçirmez saatler on lira.”

Yazarın Tüm Yazıları