Bu Gekas’a doyum olmaz

Yunanistan’ın pehlivanlıktan gelip, uluslararası başarılara imza atan golcüsü Gekas birkaç sezondur futbolumuzu süslüyor. Usta işi gollerin meraklısı Gekas’ı seyretmeye doyamıyor. Onu, ikinci el süper ligimizin çakma yıldızları ile kıyaslamak çok eğlenceli oluyor.

Haberin Devamı

Theofanis Gekas belli ki bu sezon da benim gönlümün yıldızı olacak.

Kalitesi bir milim eksilmiyor, gücünü iyi kullanabildiği dakikalarda yirmi yaşındaki bir futbolcu kadar etkili olabiliyor.

Hepsinden ötesi, hangi formayı giyerse giysin “hayal kırıklığı” yaşatmıyor.

Senede yedi, sekiz yüz bin Euro’ya top oynayıp, her sezon bir düzineden fazla gol atan bu adamı bizim yöneticiler bir türlü görmediler.

Beşiktaş, tank kadar ağır bir Portekizli’ye yılda iki küsur milyon Euro verip, attığı on gole sevindi.

Haberin Devamı

700 bin Euro’ya kıyıp Gekas’ı kadrosuna katmadı.

***

Galatasaray gitti, Bruma adında Afrika kökenli bir oğlanı “10 milyon Euro” bonservis ödeyip, İstanbul’a getirdi.

“Olmamış bir futbolcuya olmuşlardan fazla para” ödeyen Galatasaray aynı oğlanı üç otuz paraya İspanya’ya kiraladı.

“Geleceğin yıldızı” diye takdim edilen Bruma’yı bu hafta Real Sociedad formasıyla seyrettim. Bruma’yı kakalayarak Real Sociedad yöneticilerini kazıklayan bizimkileri kutlarım.

HAKSIZ REKABET

EN az üç büyük kulübün yöneticisine, dostça yemek yediğimiz ve futbol konuştuğumuz ortamlarda “Şu Gekas’ı niye almıyorsunuz?” demişliğim vardır.

Bunlardan biri de Beşiktaş yöneticisiydi. Kafa sallayıp geçti. Beşiktaş, Adapazarı milliyetçisi Şansal Büyüka’nın gazına gelip, Adapazarı nüfusuna kayıtlı Mustafa Pektemek’e iki sezon yatırım yaptı.

Gekas gittiği her takımda golleri ikişer ikişer sıralarken, ayda yılda bir gol atan delikanlı için Lig TV ekranlarından “Mustafa Pektemek gol demek” sloganı atıldı. Eeee! Nerede şimdi bu Pektemek?

Bugün gazetelere baktım.

Haberin Devamı

Üç gol atıp takımını galibiyete taşıyan Gekas’ın maçı, iç sayfalarda iki sütuna sığdırılmış. Aynı şey, bir hafta önce iki gol atan Eto’o’nun da başına gelmişti.

Oysa geçen hafta topu iki metreden kaleye dürtmeyi başaran Burak’ın fotoğrafı gazetelerde tam sayfaydı. Gol sevinci fotoğrafından sanki “Sinema afişi” yapmışlardı. Haksız rekabet diye buna derim.

***

Eskişehirspor ile Sivasspor arasındaki maç, benim için bir

Gekas-Batuhan maçıydı.

Batuhan’ın bir röportajında “Göreceksiniz bir gün mutlaka Real Madrid formasını giyeceğim” dediğini okuduğum zaman gazeteyi nereye koyacağımı bilememiştim.

Batuhan resmen Ronaldo’nun yerine adaylığını koymuştu.

Haberin Devamı

Röportajı yayınlayan gazete de “Oturduğu yer ahır sekisi, söylediği saray türküsü” demeyip, oğlanın iddiasına arka çıkmıştı.

Internet adresini bilsem “O ne güzel bir kafa. Ne kullanıyorsan bana da gönder” diye meil atardım.

Pazar günkü maçta Gekas usta işi goller atarken, Batuhan kafasına tesadüfen çarpıp kaleye giren topu “nereye gitti bu meret” diye aranıyordu.

KAPASİTESİ BU

GERİDE bıraktığımız hafta iki hakemimiz öne çıktı. Biri Beşiktaş’ın maçını yöneten Ali Palabıyık, diğeri de Bursa’nın maçını yöneten Özgür Yankaya idi.

Hangisi daha kötüydü, deyip bir soru başlığı açmayacağım.

Türkçemizde “Al birini, vur öbürüne” diye güzel bir deyiş vardır. İki hakemi kifayetsizlikte yarıştırdığın zaman bu deyiş hallerine uyar.

Haberin Devamı

Futbol hakem hataları ile birlikte oynanan bir oyun. Tadı da böyle çıkıyor, sen de bütün hafta konuşacak konu buluyorsun.

Hakem yetmezliğine en güzel tavır Şenol Güneş Hocamız’dan geldi. Ağzını burnunu büzmeden, ağlayıp sızlamadan “kapasitesi bu kadar” deyip olayı geçiştirdi.

Medya leşkerleri meseleyi daha da kurcaladıklarında “Geçen seneki halleri daha da beterdi” deyip topu taca attı. Hakem dediğin illa ki hata yapacak. Önemli olan yapılan hataların kasıtlı olmaması.

Ben buna bakarım. Bana göre “içlerinden biri hariç” hakemlerimizin tamamı, üstün ahlaklı, iyi niyetli ve kasıtsızdır.

Hal böyle olunca Şenol Hocam’ın “kusuru önce kendi takımında arayan” tavrını yürekten katılıyorum.

***

Haberin Devamı

Dürüstçe söylemek lazım ki Beşiktaş bu hafta herkesi şaşırttı. 5-2’lik Mersin maçına bakıp, erken konuşmuşuz. Evet, Beşiktaş’ın çok yıldızı, oyunu değiştirecek adamı var ama saha içinde yükselen bir aklı yok.

Bir hafta öncenin Oğuzhan’ı bu haftanın yarım akıllısıydı. Kendini zora attıran Quaresma ise tımarhaneden bayram iznine çıkmış gibiydi.

Beşiktaş’ın bu sezon sorunu “akılla ilgili” olacak gibi geliyor bana. Korkarım ki Şenol Hoca’nın aklı saha içine yetmeyecek. “Tıkma akıl yedi adım gider” diye boşuna dememişler.

Yazarın Tüm Yazıları