İsrail’in dünyaya karşı affedilmez sorumsuzluğu

İSRAİL’in geçen ay Gazze’ye karşı başlattığı hava saldırısından sonra hemen hemen her gün gazetelerde karşılaştığımız fotoğraflardan bir diğeri...

Haberin Devamı

Görüntüde hava bombardımanının yol açtığı enkazın altında kalmış bir çocuk var. Enkazın içinden yalnızca başı, omzunun üst kısmı ve yukarı doğru tuttuğu iki eli görünüyor. Yüzü, ortalığı kaplamış olan molozdan beyaza boyanmış gibi.
Çaresizlik içinde kurtarılmayı bekliyor Filistinli çocuk. Fotoğrafın içinden yükselen çığlığını duyabiliyoruz.
Reuters ajansının geçtiği bu fotoğraf, İsrail’in geçen pazar günü Gazze Refah’ta gerçekleştirdiği hava saldırısında yerle bir olan bir evin enkazını gösteriyor.

***

2014 yazını, ileride, Gazzeli çocukların fotoğraflarıyla hatırlayacağız. Evinin enkazı altında kalan çocukların, kumsalda oynarken öldürülen çocukların, Birleşmiş Milletler korumasındaki okullarda vurulan çocukların görüntüleri hafızalarımızdan kolay kolay çıkmayacak.
Kumsalda öldürülen çocukların geride bıraktıkları terliklerini hiç unutmayacağız.
BM’nin açıklamasına göre, 8 Temmuz’dan bu yana süren İsrail saldırılarında ölen Filistinlilerin sayısı geçen pazar günü (3 Ağustos) itibarıyla bin 717’tür.
BM’ye göre 343 ölünün kimliği tespit edilememiştir. Ölen “savaşçı” sayısı 198’dir.
Buna karşılık, BM’nin tespitlerine göre, ölü toplamının bin 176’sı sivil insanlardır. BM, bu toplamda 573 ölünün kadın ve çocuklar olduğunu belirtiyor. Buradaki oran toplamın üçte birine denk geliyor.
BM’nin Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Gazze’de ölen çocukların sayısını 296 olarak veriyor.
Bu rakamlar, İsrail’in Gazze harekâtının kurbanları arasında ilk sıralarda Filistinli kadınlar ve çocukların yer aldığını gösteriyor.
Salt bu tablo bile İsrail’deki Netanyahu hükümetinin Hamas’a karşı -hangi gerekçeyle olursa olsun- giriştiği harekâtta hiçbir ölçü ve ayrım gözetmediğinin en bariz göstergesidir.
Bugün İsrail’de çocukları esirgemeyen bir hükümet işbaşındadır.

***

İsrail’in Gazze saldırısı, bu haliyle artık insanlık ve vicdan ölçüleri içinde taşınabilecek bir hadise olmaktan çıkmıştır. Bu katliamların sorumlusu olan İsrail’deki siyasi iradeye bu ölçüler içinde söylenebilecek söz kalmamıştır.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, uluslararası hukukta bu hadisede uygulanacak ne kadar kural varsa, bunların tümünü ihlal etmekle kalmamış, bu kurallara karşı açık bir meydan okumaya da girişmiştir.
Yaptığı büyük kötülüğün sonuçları bu nedenle yalnızca Gazze’deki masum insanların hayatlarıyla sınırlı değildir. Bu sonuçların arasında, kural tanımazlığın 2014 yılında dünyamızda bir uluslararası norm olarak iyice yerleşmesi de var.

***

İsrail’in saldırganlığının hiçbir yaptırım görmemesi ve özellikle Batı dünyası tarafından önemli ölçüde tepkisizlikle karşılanması, uluslararası alanda geçerli olması gereken ilkeleri, kuralları buharlaştırmakta; bütün insanlığın sahip çıkmakla yükümlü olduğu en temel ahlaki değerlerin içini boşaltmaktadır.
Bunun bedelini yalnızca Gazze’deki Filistinliler değil, dolaylı olarak dünyada haksızlığa, kaba güce, şiddete, saldırganlığa maruz kalan bütün mağdurlar da ödemektedir.
Şöyle ki, İsrail’in davranışları kayıtsızlıkla karşılanınca, Gazze gibi başka benzer krizlerde sergilenecek tepkilerin etkisi zayıflamaktadır, zayıflayacaktır. Örneğin, İsrail’e kayıtsız kalan bir Batı ülkesi, yarın bir başka ülkedeki hak ihlalleri ya da benzer katliamlara tepki verdiğinde, çifte standart uyguladığı için inandırıcılığını kaybedecek, itirazının haklılık ve meşruiyet zemini zayıflatacaktır.
Bundan sonra dünyanın başka yerlerindeki müstebit rejimler kendi zulümlerinin üstünü örtmek için İsrail örneğine sığınacaklardır.

***

Sonuç, üzerinde yaşadığımız yerkürenin daha da yaşanmaz bir hale gelmesidir.
İsrail hükümetinin yaptığı bir kötülük daha var. O da bu katliamlar karşısında elinden hiçbir şey gelmeyen insanları çaresizlik içine itmesidir.
Enkazın içindeki o çocuğun yüzündeki bakışla karşılaştığımızda, hepimiz içimizde büyük bir suçluluk duygusunu büyütüyoruz aslında.

Yazarın Tüm Yazıları