Cumhurbaşkanı seçimi ilk turda bitebilir mi?

CUMHURBAŞKANI seçimi ikinci tura kalmadan 10 Ağustos’taki ilk turda sonuçlanabilir mi?

Haberin Devamı

Soruyu şöyle de yöneltebiliriz:
Hangi faktörlerin yan yana gelmesi,
12’nci cumhurbaşkanının ilk turda seçilebileceği bir sonucu yaratabilir?

***

Bu sorulara, 30 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarını veri olarak aldığımız bir çerçeve üzerinden yanıt aramaya çalışalım. Bunun için 30 Mart sonrasındaki seçim analizlerimizde başvurduğumuz bir modeli esas alabiliriz. Bu yöntemde, A) 51 ilde ‘İl Genel Meclisi’ için siyasi partilere verilen oylar ile B) Kalan büyükşehir statüsündeki 30 ilde ‘İlçe Belediye Meclisleri’ için kullanılan oyları topluyoruz. Bu tercihimiz, 81 ilin toplamında parti aidiyeti üzerinden verilen oyları en gerçekçi yansıtan bir çerçeve olmasından kaynaklanıyor.
Bir tahmin yürütmek için 30 Mart’ın bu kriterler üzerinden yansıttığı güç dengesini baz alalım. Bu durumda sandıkta yüzde 1’in üzerine çıkmış olan partilerin aldıkları oy miktarları ve oranları -yaklaşık olarak- şöyle gözüküyor: AK Parti: 19 milyon 434 bin (% 43.3), CHP: 11 milyon 481 bin (% 25.6), MHP: 7 milyon 909 bin (% 17.6), BDP-HDP: 2 milyon 967 bin (% 6.6), SP: 1 milyon 243 bin (% 2.7), BBP: 710 bin (% 1.6)
Yerel seçimde katılım oranı yüzde 89.4 oranında gerçekleşmiştir. Yukarıdaki tabloda yüzde 1’in altında oy alan partilerin ve bağımsız adayların aldıkları oyları da dahil ettiğimizde kullanılan geçerli oyların toplamı 44 milyon 875 bine yaklaşıyor. Bu durumda yüzde 50 eşiği 22 milyon 435 bin dolayındadır.

***

Şimdi bir an için cumhurbaşkanı seçiminin aynı katılım oranı ve partiler arasında 30 Mart’taki sayısal güç dengesi üzerinden gerçekleştiğini varsayalım. Bu takdirde birinci turda AK Parti adayı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 19.4 milyon, CHP-MHP’nin ortak çatı adayı Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu 19.3 milyon ve BDP-HDP adayı Selahattin Demirtaş 2.9 milyon oy alıyor.
Görüleceği gibi, bu senaryoda birbirine oldukça yakın bir oy aralığında duran hem Erdoğan hem de İhsanoğlu, varsayımda cumhurbaşkanı seçilebilmek için gerekli yüzde 50 eşiği olan 22.4 milyon oyun üç milyon kadar altında kalıyorlar. Bu senaryoya göre, ilk turda cumhurbaşkanı seçilmek isteyen adayın yüzde 50’ye ulaşabilmesi için ne yapıp yapıp diğer partilerden 3 milyon kadar ödünç oy alması gereklidir.
Burada Erdoğan’ın stratejisi açısından Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi’nin oyları stratejik bir önem kazanıyor. Çünkü teorik olarak bu iki partinin toplamda iki milyona yaklaşan oylarını eklediğinizde, AK Parti adayı yüzde 50 sınırına iyice yaklaşıyor ama yine de bir milyon kadar eksiği çıkıyor.
CHP-MHP ortak adayına destek verecek olan Demokrat Parti, Demokratik Sol Parti ve Bağımsız Türkiye Partisi’nin 30 Mart’taki oylarının toplamı 573 bin dolayındaydı. Bu üçlü desteğin çatı adayına etkisi, SP-BBP ikilisinin AK Parti adayına yapabileceği potansiyel katkının gerisinde kalıyor.

***

Görüleceği gibi, bu senaryoda ilk turda zafer açısından ek destekler de yeterli olmuyor. İşte bu noktada yurtdışından gelecek oylar aradaki farkın kapatılmasına yardımcı olabilir. Yüksek Seçim Kurulu verilerine göre, yurtdışında 2 milyon 754 bin kayıtlı seçmen var. Bunun 1 milyon 350 bini, yani yarısı Almanya’da yaşıyor.
Yüzde 50 eşiğinin çok az altında kalmış bir aday için yurtdışından kuvvetli bir desteğin gelmesi sonuç açısından belirleyici olabilir.

***

Tabii bu senaryodaki ihtimallerin yüzde 89.4 gibi bir katılım oranı üzerinden şekillendiğini unutmayalım. Katılım oranının düşmesi, yüzde 50 eşiğini de aşağı çekeceği için önde giden adayın işini çok kolaylaştıracaktır.
Bunu basit bir aritmetik hesapla gösterebiliriz. Katılım oranının yüzde 89.4 olduğu ve sandıkta 44.8 milyon oyun kullanıldığı bir senaryoda yüzde 50 eşiği 22.4 milyondur. Katılımın yüzde 78’e düştüğünü ve 39 milyon geçerli oyun kullanıldığını varsayalım. Yüzde 50 eşiği 19.5 milyona inecektir. Bu eşik hem AK Parti hem de CHP-MHP ikilisinin 30 Mart’ta sandıkta aldıkları oy miktarlarına çok yakındır.
Buradan geleceğimiz sonuç şudur: Katılım oranı, cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda partilerin alacağı oy miktarı kadar belirleyici olacaktır. Seçmen tabanını seferberlik ruhu içinde bir blok halinde sandığa taşıma başarısını gösteren aday ipi göğüslemede avantajlı olacaktır.
Önde giden iki adaya bakıldığında, AK Parti’nin daha organize, daha enerjik ve kuvvetli bir dayanışma ruhu içinde hareket ettiği, buna karşılık çatı adayının iki destekçisinden biri olan CHP’nin benzer bir görüntü yansıtmaktan uzak olduğu gözleniyor.
Bu gidişat değişmediği ve CHP seçmenlerinin katılımının 30 Mart’ın gerisine düşmesi halinde görünen şudur: A) SP-BBP tabanını yanına çektiği ve B) Yurtdışından da makul bir destek alabildiği takdirde, Erdoğan’ın ilk turda kazanma olasılığı yabana atılmamalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları