Onun için ‘engel’ yok

Elif Gamze Bozo, cam kemik hastası engelli bir genç kız. Başarılarıyla pek çok defa haberlere konu olan ve bu köşeye de fotoğraf merakıyla konuk olan Elif, geçtiğimiz aylarda fotoğraf tutkusunun peşinden Afrika ülkesi Senegal’e yolculuk etti.

Haberin Devamı

Onun için ‘engel’ yok

Şimdi orada çektiği fotoğraf ve videoları bir sergi ve belgeselle gözler önüne sermeye hazırlanıyor. Elif’n sergisi ve video gösterisi 15 Ekim’de Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi’nde yapılacak. Bedenindeki engelleri bir bir silen Elif Gamze Bozo ile Senegal yolculuğunun ilgi çeken hikayesini konuştuk. “Memleketimden tam 7 bin 751 km uzakta Afrika ülkesi Senegal’de annem Zübeyde Bozo ile birlikte 20 gün geçirdim. Bu proje sadece benim için değil, başka engellilere ve engelli ailelerine de cesaret verecek” diyen Elif Gamze Bozo’nun anlattıkları:

700 FOTOĞRAF İLE DÖNDÜM

“Senegal’den döneli yaklaşık 3 ay oldu. Toplam 700 fotoğraf ile döndüm. Bunların arasından 40 fotoğraf sergi için seçildi. 50 fotoğrafsa, videolarında yer aldığı belgesel için seçildi. 70 fotoğrafta slayt gösterisinde yer alacak. Şimdi 15-22 Ekim arasında Yenimahalle Belediyesi’nin desteği ile açılacak serginin hazırlıklarıyla uğraşıyorum.

Haberin Devamı

YALNIZCA FOTOĞRAF ÇEKMEDİM

Senegal’de yalnızca fotoğraf çekmedim. Çocukları kucağıma aldım. Çalışan kadınlarla dertleşip kucaklaştım. İşçilerle çay içtim sohbet ettim. Bunları yaparken her anımı yazdım. Goethe’nin bir hayali varmış: ‘Başka bir toplumun kültürünü öğrendiğimizde dünyada savaşlar biter.’
Ben de bunu yapmak için çıktım yola.

Onun için ‘engel’ yok

YENİMAHALLE’YE KARDEŞ BULDUM

Otel’de kalmadım, bir aile ile yaşadım. Çünkü o yaşamı lüks bir otelde öğrenemezdim. Dakar HLM Belediyesi ile Yenimahalle Belediyesini kardeş belediyeler yaptım. Dakar ile Ankara arasında da bir kardeşlik köprüsü kurdum. Türkiye’den götürdüğüm belediye flaması ve bayrağı teslim ettim. Oradan bir mektubu buraya belediyeye getirdim. Kültürler arası bir bağ kurdum.

İZMİR’DE KARAR VERDİM

Fotoğraf, benim için zamana tanıklık etmek. Fotoğraf çekmek sadece deklanşöre basmaktan öte yaşanılan hayatları kendimle bütünleştirerek öteki hayatların sesi olmak. Tekerlekli sandalyemin izlerini Senegal’de bıraktım. Proje ile Senegal’deki insanları anlatmak istiyorum. Senegal fikrinin temeli benim için 2015’in ekim ayında Uluslararası İzmir Fotoğraf Günleri’nde başladı. Konuşmacı olarak festival konuk olmuştum. İzmir’den döndüğüm zaman fotoğraf alanında kendimi biraz daha farklı mekanlara sürüklemem gerektiğini hissetmiştim. Tam o günlerde telefonum çaldı. Babamın 30 yıllık mühendis arkadaşı Mesut Amca, Senegal’den arıyordu. Hiç düşünmeden ‘Mesut Amca yanına gelmek istiyorum’ dedim. Doktorum, Prof. Dr. Özgür Demir’i de arayıp, izin aldım.

Haberin Devamı

ALTI AY SENEGAL ÜZERİNE ÇALIŞTIM

Ankara Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, bu fikrimi açtığımda önce tedirgin oldu. ‘Oralarda başına bir iş gelirse’ diye korkmuştu. Ama ben pes etmedim, onu ikna ettim ve uçak biletleri alındı. Derken daha iyi bir fotoğraf makinesi edinebilmem için Zoom İthalat firmasınan Jirayr Gamsaragan imdadıma yetişti. Senegalli çocuklara benden bir anı kalsın istedim. Ankara Sanat Platformu Başkanı Sultan Özateş’in desteği ile koca bir valiz dolusu oyuncak ve kıyafet götürdüm. Altı ay boyunca, geceleri uykusuz kalarak, Senegal çalıştım. Ve altı aylık hazırlığın ardından Senegal yolculuğ başladı.

ÖNCE SOHBET ETTİM

İnsanlar fotoğraf makinesını görünce hemen tepki veriyor. Bu yüzden kendinizi onlara kabul ettirmeniz gerekiyor. Kısa sohbetlerin ardından ‘Fotoğraf çekebilir miyim’ diyerek izin aldıktan sonra yaptım çoğu çekimi. Özellikle çocuklara sevgiyle sabırla yaklaştım. Üzücü olan en kötü durum ise, çocuklar burada hasta. Çoğunun ayaklarında ayakkabı çorap terlik hiçbir şey yok. En çok dikkatimi çeken ise ‘Talibe’ adı verilen çocuklar. Daara dedikleri yerde kalarak, (Türkiye’deki Darüşşafaka gibi) sabah ezanı ile çıkıp akşam ezanına kadar dileniyorlar. Ellerinde teneke kutularla para yada yiyecek birşeyler topluyorlar. Eğer hiçbir şey toplayamazlarsa o akşam aç yatıyorlar. Bir gün sanatçılar koyüne gittim, sonrasında balık pazarı ve sahile inip video çekimleri yaptım. Hristiyan mezarlığını ve çiçekçileri ziyaret ettim. Her anımda fotoğraf çektim.”

Yazarın Tüm Yazıları