Yok hükmünde

Parti sözcüsü değil.

Üstelik bütün partilere eşit mesafede olması gerek.

Şahsi fikriyse eh, ifade özgürlüğü der geçeriz. Saygıyla da karşılarız. Ama asla katılmayız.

Erdoğan Başbakanken, galiba da Mısır’da, İslam ülkelerine seslenmiş ve onlara laikliği önemle tavsiye etmişti...

Büyük takdir topladığını hatırlıyorum.

Bugün Cumhurbaşkanıdır. Fikrinde bir değişiklik var mıdır? Zannetmem.

Fakat bunu bir şekilde göstermesi lazım.

Hem de âcilen.

Meclis Başkanı’na dönersek...

“Anayasada laiklik olmasın” dedi diye Türkiye laiklikten dönecek değil. Böyle bir karar yok. Böyle bir çalışma da yok. Hele hele, kendisinin böyle bir girişimde bulunma yetkisi de yok. Mecliste oy hakkı bile yok.

Fakaaat...

Herşeye rağmen, Türkiye’nin 2 numaralı adamıdır.

Yani çok ciddi bir koltuktadır.

Dikkatli konuşmalıydı.

Durup dururken al sana bir gerginlik daha... Hem de laikliğin anlamını bir kenara bırakarak.

Acaba diyorum, danışıklı dövüş mü? CHP’yi yine din eksenli bir mindere çekmek için bir taktik faul mü?

Çünkü böyle bir yanlışın başka izahı yok.

(Bu yazı, Meclis Başkanı’nın son açıklamasından önceki saatlerde yazılmıştır.)