Paylaş
Ne hazindir ki, bu yıl, 28 Şubat Davası’yla örtüştü.
28 Şubat’ın en ayıp tarafı nedir?
- Meclis aritmetiği üzerinde oynanan oyun.
Yani, milli iradeye müdahale.
Kitabına uygun bir biçimde yapıldığı için, adına postmodern demişler.
Doğrudur.
Ben, 55. Hükümete karşı değilim.
Kuruluş biçimine karşıyım.
Fakat böyle bir günde, oralara dönmek istemiyorum.
“Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir” diyerek, 23 Nisan’ımızı kutlarım.
Tesadüf
Ergenekon Davası’nın çöküşü de tam bugünlere denk geldi.
Milli Ordumuza kumpas kurulduğundan habersiz, tam 9 yıl geçirdik. Kimdi o “yerini bilsem, gidip Ergenekon’a üye olacağım” diyen siyasetçi?
Hiç gerek kalmadı.
Zira Ergenekon adında bir kulüp olmadığı anlaşıldı.
Savcısı da yok hükmündedir, avukatı da.
Osman Gazi
Bu da güzel bir tesadüf.
Körfez geçişinin son tabliyesi, 23 Nisan’la birlikte kenetlendi.
Körfezi dönmek tam 2 saat alır. O yol 6 dakikaya iniyor.
Hem vakit hem de yakıt tasarrufu.
Acaba Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün, Osman Gazi’ye bağlantısı olacak mı?
Ve ilk köprü
Boğaziçi Köprüsü, ilk gözağrımızdır... Büyük kavgalar sonunda yapılmıştır.
Fakat hâlâ ismi yok.
Boğaziçi Köprüsü diye anılıyor.
Ne demek Boğaziçi?
Fatih Sultan ve Yavuz Selim de Boğaz değil mi? Onlar da Boğaz’ın iki yakasını birleştirmiyor mu?
Bence 1. Köprü’ye de bir isim bulalım.
Boğaziçi, pek yavan kalıyor.
Yasak savar gibi.
Paylaş