Uzak durulması gereken erkekler

İlişki sadece ‘o’ ve ‘onun sorunları’ etrafında daire çizip duruyor” diye hayıflandığı günler olmuştur. Siz siz olun, böyle düşündürecek tiplerden uzak durun. Peki onları nasıl tanıyacaksınız? İşte 9 ipucu

1-Bir kere mutlaka kafası karışıktır. Hayatında halletmesi gereken büyük problemleri vardır. Hayatı çok zor şartlarda yaşamıştır ve artık büyük oynamak istiyordur. Hedeflerine ulaşması için, kendini ona adaması gereklidir. İnsanlar sorunlarını çözüp normal hayatlarına devam edebilirken, bunlar o noktada takılıp kalırlar.

2-Başarılarına engel olmak isteyen insanların varlığına inanırlar. Kendi kendilerine düşman edinip, onları gözlerinde çok büyütürler.

3-Hiçbir zaman söz vermez. Ama vermiş gibi yapar. Bir anda 10 sene sonrası için planlarını anlatır. İşi bitince mutlaka arayacaktır seni. Bu aralar kafası yoğundur, “Lütfen bir de sen üstüme gelme” diye vicdan baskısı kurar.

4-Dışarıya çıkmayı çok sevmez. Allah aşkına, şimdi o insanların arasında ne işimiz var. Zaten ona zorla hiçbir şey yaptıramazsın. Yaptırdığın an burnundan geleceğinden emin olabilirsin.

5-Arkadaşlarını sevmez, aile sorunların umurunda olmaz. Seni işten mi çıkarıyorlar, nasıl olsa yenisini bulursun. Doktordan 2 haftalık ömrün kaldığını mı öğrendin. Çok güzel, sen öldükten sonra insanlara anlatacağı büyük bir problemi daha olacağı için mutlu olur. Zaten bunlarla vakit kaybedecek zamanı yoktur.

6-Bir yere gitmek istersiniz, başı çatlıyordur. Önemli bir konu konuşmak isterseniz, migreni tutar. Migren bile değildir üstelik.

7-Bazı zamanlar olur, zaten sadece o zamanlar için duruyorsundur. Yanındayken dünyanın en iyi insanı olur. Bir hal gelmiştir adama, sana prenses gibi davranıyordur. Ardından yanından gider, gittikten 10 dakika sonra yine eski haline bürünür. Hani aşkımdan ölüyordun hayvan, üç gün aramamak ne?

8-Hakkında hiçbir şeye emin olamazsın. Aldatıyor mu; belki. Seviyor mu; sanki. Kaçıyor mu; bilmem. Değişiyor mu; sana da öyle geldi di mi? Hep bir muallak.

9-En fazla kullandıkları kelime, ‘bakarız!’ Ondan daha güzel bir kelime var mıdır? Sorumluluk almamıştır, size bir söz vermemiştir.

Bu o adam değil!

Zaman böyle akar gider. Büyük ihtimalle “Ben bu adamı nasıl düzeltemedim” yenilgisiyle uğraşır durursun. Yorulursun, bıkarsın. Vazgeçersin. Ama ne mümkün. Bir yerlerden hortlar, “Bu kez farklı olacak” diye karşına çıkar. Umutlanırsın. “Hah, değişti” diye o kat ettiğin yolu gerisin geri dönersin. Sonra? Sonrası yok. Beş gün sonra, sen yine saçını başını yolarken, o gözlerini devirip, “Ben böyle bir adamım anlıyor musun? Değişmem. Sana hiçbir şey vaat etmedim. Hayatımda toparlamam gereken çok şey var ve sen hiç yardımcı olmuyorsun. Lütfen bağırmayı kes!” der ve sen susarsın.
Hiçbir zaman anlamazsın; ayrıldık mı, barıştık mı, sevgili miyiz, halasının kızı mıyım? Senelerce sürüp giden bu karmaşanın içinde boğulursun. Sonra yeni birine alışmayı zor bulursun. Çünkü senin için artık, ‘bütün ilişkiler böyle’ yargısı oluşur. Hayatında hiçbir şeyin sorumluluğunu almamış adama, ayrılığın sorumluluğunu yüklersin. Bu vazgeçişi ondan beklersin. Sonuç, sanki sen hayatında hiç olmamışsın gibi hayatına devam edecek, sense içinde olan güvensizliği tamir etmek için uğraşacaksın. Biri var, o kafanda kurduğun gibi bir ilişki de var. Ama emin ol, bu o değil, o adam değil.