Ramazan ayı huzura yolculuktur

Her günün, ayın, mevsimin farklı güzellikleri olsa da ramazana rastlayanlar biraz daha şanslıdır.

Haberin Devamı

Çünkü bu aylar bedenin ruhla daha çok birleştiği, ruhsal, moral ve sosyal sağlığın güçlendiği özel zamanlara dönüşür.

Ramazan ayı ve onun simgesi olan oruç süreci, manevi bir iyileştirici ve mükemmel bir iç doktor vazifesi de gördüğünden sağlığı her alanda olumlu yönde etkiler. Bana sorarsanız bu ayın sağlığımıza getirdiği en önemli armağan “huzur” sözcüğüdür. Çünkü bu ay kendimizle daha sık baş başa kalma, samimi iç hesaplaşmalar yapma, yanlışlarımızdan vazgeçip fazlalıklarımızdan kurtulma, güzel yanlarımızı çoğaltıp çirkin yanlarımızdan arınma ve daha dingin yolculuklara çıkma için önemli bir fırsattır. Bu fırsatların tümünü içeren limanın adıysa huzur olmalıdır.
Huzurun bir değil, birden çok anahtarının olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu anahtarlar birincisinin ise “maneviyat” olduğundan hiçbirimizin kuşkusu yok. Zaten bu nedenle de ramazan ayı boyunca birbirimizle daha çok görüşmeye, dargınlıkları unutup barışmaya ağırlık veriyoruz. Birlikte yaşadığımız toplumla daha güçlü ve daha derin bağlar oluşturmaya özen gösteriyoruz.
Bu ayın “huzura yolculuk” faslını daha da güçlendirmek istiyorsanız lütfen onu “diyet ayı” değil, “niyet ayı” yapınız. Bu ay nasıl besleneceğiniz, ne gibi noktalarda sağlığınız konusunda daha dikkatli olacağınızı size sık sık anlatacağız.
Siz de bugünden başlayarak aile büyüklerinizi ve akrabalarınızı ziyaret planı hazırlayın. İhtiyacı olanların ihtiyacını gidermeye, imkânınızı diğer insanlarla paylaşmaya bakın.
Doğanın gücünden daha fazla istifade edin. Her duadan sonra belirli bir süreyi maneviyatınızı güçlendirmeye ve ruhsal bagajınızı boşaltmaya ayırın.
Ramazan ayı süresince iyimserlik, yardımseverlik, affedicilik, hoşgörü, iltifat, sevgi gibi sözcüklere daha yakın durmaya, kıskançlık, korku, endişe, düşmanlık, öfke ve kin gibi duygulardan uzak olmaya bakın.
Tüm okurların huzurlu ve sağlıklı bir ramazan ayı geçirmesini diliyoruz.

Haberin Devamı


Ramazanda nasıl beslenmeli?

Ramazan ayı oldukça uzun sürebilecek bir beslenmeye ara verme dönemini de içine alacaktır. Sahurdan iftara kadar olan dönemde hiçbir şey yenilip içilmeyeceği için bu ay iftarda da, sahurda da bazı basit noktalara dikkat etmek lazımdır. Eğer bu dikkati göstermezseniz sağlığınızda bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Özellikle yaşlı, herhangi bir nedenle ilaç kullanan, organ yetmezliği ve/veya şekeri, tansiyonu, damar sertliği sorunları olan biriyseniz oruç tutmadan önce doktorunuzla görüşmenizde fayda vardır. Bu görüşme hem ilaçlarınızın yeniden ayarlanmasını -doz ve zaman ayarı- hem de beslenme biçiminizin bu güzel aya göre yeniden planlanmasını sağlayacağı için önemlidir. Prensip olarak aşağıdaki noktaları aklınızda tutmanızı öneririm.
* Mutlaka sahura kalkın. Sahura kalkmadan ya da sahurda sadece su içerek oruç tutmayı düşünmeyin. Sahur öğününüzde proteinden zengin bir sofra kurun. Yumurta, peynir, yoğurttan en azından biri mümkünse sahur sofralarınızda yer alsın. Sahurda aşırı tuzlu gıda tüketmeyin. Bol miktarda tuz içeren -turşu gibi- yiyeceklerden uzak durun. Hazmı kolay, kana yavaş karışan “tam” gıdalar tüketin. Pirinç pilavı değil, kepekli bulgur pilavını, şerbeti, hoşafı değil ayranı tercih edin.
* İftarınızı açarken acele etmeyin. Lokmaları iyice çiğnemeden yutmayın, hızlı yemeyin. İftarınızın ilk bölümüne çorbayla başlamanız iyi olur. Her türlü çorba iyi bir seçenektir ama özellikle mercimek, yoğurtlu çorbalar ve tavuk suyuyla hazırlananlar biraz daha öne çıkmalıdır. Çorbayı hafif bir salata ve zeytinyağlı sebze yemeği izleyebilir. Tatlı olarak sütlü tatlıları tercih etmenizi öneririz. Cevizi ve sütü bol bir güllaç, tarçınlı bir sütlaç veya muhallebi akılcı seçimler olabilir. İftar sofrasında da fazla miktarda taze meyve suyu tüketmemeye çalışın. Kolalı içeceklerden ve diğer gazlı gazsız meşrubatlardan uzak durun. İftardan sahura kadar olan dönemde bol su için. Bünyenizi çayla, ayranla, mineralden zengin sularla güçlendirin. İftar sofranızda süreyi uzun tutabilirseniz iyi olur, hatta iftar süresini ikiye bile bölmeniz mümkündür.
* Bu ayı beslenme bakımından daha fazla dikkatli olacağınız bir zaman dilimi olarak düşünün. İmkânlarınız ölçüsünde sebze, süt ürünleri, et, tavuk, bakliyat ve tam tahıllardan meydana gelen öğünler oluşturmaya dikkat edin.

Yazarın Tüm Yazıları