Posalar sağlığın bekçisidir

Formda ve dinç yaşlanmanın ve kalıcı kilo kontrolünün bir sırrı da lif (posa) zengini beslenmeden geçer.

Haberin Devamı

Yeni beslenme modelimiz posadan çok fakir. Unlu, nişastalı işlenmiş gıdalarda ve hayvansal ürünlerde maalesef yeterince posa yok. 

Oysa posadan zengin beslenmek sağlığımız için bir kalkan görevi görür. Bol posalı besinlerin sadece tuvalet ziyaretlerinizin düzenli olmasına yardımcı olduğunu da sanmayın.
Posası bol besinlerle hem sağlığınız daha iyi olur, hem de daha az hastalanırsınız.
Özetle formda ve dinç yaşlanmanın ve kalıcı kilo kontrolünün bir sırrı da lif (posa) zengini beslenmeden geçer.
Daha çok posa için daha bol sebze tüketin ve bakliyat grubuna ağırlık verin. Meyve seçimlerinizde de posası güçlü olanları tercih edin. Nedeni şu...


VARAN 1: Kanserden koruyor
Düşük yağlı ve yüksek oranda çözünmeyen lif içeren diyetlerin kolon, yani kalınbağırsak kanserini önlediğini gösteren bulgular mevcut.
Yeterli miktarda lif tüketmek dışkı miktarını artırarak kanserojen maddelerin bu yolla dışarı atılmalarını sağlıyor. Bunun da kanser oluşumunu önlediği düşünülüyor.

Haberin Devamı

VARAN 2: Sindirim problemlerini azaltıyor
Bağırsaklarda çözünmeyen lifler, dışkı miktarını artırarak, bağırsaklardan daha kısa zamanda geçmesini sağlayarak kabızlığı önlüyor.
Lif tüketimi divertiküloz denen, kalın bağırsak duvarının dışa doğru cep yarattığı bir sağlık probleminin oluşma riskini de azaltıyor.

VARAN 3: Şekeri dengeliyor
Çözünen lifler, kolesterol ve karbonhidratların bağırsaklardan emilme hızını yavaşlatıyor. Böylece, kan şekerinin ani fırlamaları, dolayısıyla da insülin direnci önlenmiş oluyor. Yapılan bir araştırma, bol şeker yiyen ve çok az posa tüketen kadınların tip2 şeker hastalığına yakalanma riskinin önemli oranda arttığını gösteriyor.
Yine aynı çalışmanın sonuçları, bu tip bir beslenmenin kadınlarda insülin direncine bağlı kilo problemi geliştirmeleri riskini iki kat artırdığı yolunda.

VARAN 4: Kalp krizi ve felç riskini azaltıyor Yapılan çalışmalar, doymuş yağlar ve kötü kolesterol içeren besinlerden yana fakir olan, bol miktarda lif içeren sebze, meyve ve tahıl zengini kalp dostu bir diyetin kolesterolü düşürdüğünü gösteriyor.
Araştırmalara göre, çözünebilir lifler bağırsaklardaki kolesterolü kendilerine bağlayarak emilmesini engelliyor. Böylece kandaki kötü kolesterol seviyesi de düşmüş oluyor.
Bu da damar duvarlarına yerleşmiş yağ tabakalarının çözünerek azalmasına yardımcı oluyor.
Uzun lafın kısası: Günde 35 gram lif içeren bir diyet erkeklerde kalp krizi riskini yüzde 30 azaltıyor!

Haberin Devamı

VARAN 5: Kilo aldırmıyor
Çözünmeyen lifler sindirilmedikleri için kalori içermezler. Kalorisiz oldukları gibi yarattıkları hacim yüzünden tokluk hissi verirler.
Lütfen bunları okuyup zayıflamak için diyetinize lif eklemeye çalışmak yerine, koşup lif içeren takviyelerden satın almayın. Bu tür lif içeren ilaçlara karşı dikkatli olmakta fayda var.
Bazı çalışmalar, bunların içeriklerindeki bazı liflerin yemek borusu ya da bağırsak tıkanması gibi bazı yan etkileri olabileceğini gösteriyor. Yani siz siz olun kilonuzun kontrolünü lif zengini doğal gıdalar tüketerek ele alın!

VARAN 6: Hipertansiyonu dengeliyor
Araştırmalar, vejetaryenlerde ve bol lifli gıdalarla beslenenlerde hipertansiyon probleminin çok daha az görüldüğü yolunda.
Lif zengini bir diyet ile kan basıncı arasındaki ilişki henüz tam olarak açıklanamasa bile lifli gıdaların kan basıncını düşürmeye ve kilo kontrolüne yardımcı olduğu biliniyor.

Haberin Devamı


OKUR SORUSU

Prostat büyümesi yavaşlatılabilir mi?
Şikâyeti olsun ya da olmasın 50’li yaşlardan sonra mutlaka ürolojik bir değerlendirmeden geçmesi gerekiyor.
Bu muayene sırasında rutin olarak prostat kontrolü de yapılıyor. Orta yaşı geçmiş bütün erkeklerin prostatlarının ne durumda olduğunu bilmelerinde fayda olduğunu düşünüyorum.
Maalesef erkekler prostat muayenesinin makattan yapıldığını duydukları zaman ya doktordan bucak bucak kaçıyorlar ya da bir defa muayene olduktan sonra bir daha kontrole gitmiyorlar.
Lütfen, bu gereksiz utanç ve endişeleri bir kenara bırakın! Basit bir muayene ile önlem alınabilecek bir sorun, bir gün başınıza sevimsiz sağlık problemleri açtığında pişman olursunuz. Ama son pişmanlık maalesef fayda etmez.
Hazır yeri gelmişken prostat büyümesinde kullanılan bazı doğal desteklerden de söz etmek istiyorum.
Kabak çekirdeği yemenin prostat büyümesine iyi geldiğini gösteren araştırmalar var. Besin takviyesi olarak çavdar poleni özütü de sık kullanılan destekler arasında.
Fakat aklınızda olsun, üroloji uzmanları bu desteklerin yalnızca çok erken dönemlerde faydalı olabileceğini söylüyorlar.
Gerekiyorsa prostat bezindeki büyümeyi azaltan ya da önleyen reçeteli ilaçlardan faydalanmak da mümkün.
Bütün bu önlemlere rağmen sonuç alınamayan hastalarda cerrahi müdahale kaçınılmaz oluyor. Ağır bir ameliyat olan açık prostatektomi artık pek kullanılmıyor. Kapalı prostatektomi daha yaygın kullanılan bir cerrahi yöntem.

Haberin Devamı


AKLINIZDA OLSUN

Yorgunluğun basit nedenleri de var

Tembellik yorucudur. Çok yoğun bedensel aktiviteler nasıl insanı yorarsa, gereğinden fazla tembellik de yorgunluk, bitkinlik hissini tetikliyor.
Unutmayın; uzayan bir tatil, televizyon karşısında geçirilen boş saatler ve gereğinden uzun istirahatlar de insanı yorabiliyor.

Beslenme yanlışları vücudunuzu bitkin bırakır. Bedenimizde bazı vitamin ve mineraller azalırsa yorgunluk hissi başlar. Özellikle demir, potasyum, kalsiyum eksikliği, folik asit ve B12 vitamini noksanlığında ilk, hatta çoğu zaman tek belirti dinlenince bile hafiflemeyen bir yorgunluk halidir.
Vücuttaki tuz seviyesinin düşmesi ya da daha tıbbi bir dille söylemek gerekirse sodyum azlığı da yorgunluğa neden olur.

Haberin Devamı

Susuzluk yorucudur. Kronik yorgunluğunuzun arkasında yeterince su içmemek kadar basit ve çözülmesi kolay bir sorun da yatıyor olabilir. Vücuttaki tüm fonksiyonlar için elzem olan su, yokluğunda yorgunluğa neden olur.
Düzenli olarak su içmeye başladığınızda da yorgunluk problemi çözülür.

Oburluk yorar. Özellikle fazla kilolu, göbekli, insülin direnci problemi olan biriyseniz, fazla miktarda şeker, un ve nişasta tüketmek, bir oturuşta çok fazla yemek yemek, bir öğünde alınan toplam kalori miktarını abartmak da yorgunluğa neden olabiliyor.
Tatlıları, özellikle de unlu-şekerli tatlıları mümkünse unutun. Ekmeği, pirinç pilavını olabildiğince azaltın.
Hamur işlerinden uzak durun, hayvansal yağları terk edin. Birçok araştırma fazla miktarda hayvansal doymuş yağ ve hamur işi tüketenlerde yorgunluk ve halsizlik şikâyetlerinin daha sık olduğunu ortaya koymaktadır.

Çok yemek kadar öğün atlamak da yorar. Bunlar dışında, öğün atlamanın da yorgunluk nedeni olabileceği aklınızda olsun. Sık ve az yiyin, öğün atlamayın.

Sorumlu, kendinizi enerjik hissetmek için içtiğiniz kahve olabilir. Kendinizi daha enerjik hissetmek içtiğiniz kahve tam tersi bir etki yapabilir. Kafein makul miktarda tüketildiğinde uyarıcı bir etki yaparken, fazlası sizi yorabilir.



Yazarın Tüm Yazıları