Öfkeden uzak durun

Yıllardır bildiğimiz ama önemini son zamanlarda daha iyi kavradığımız kalp risklerinden biri de ÖFKE’dir. Son yıllarda bu konuda pek çok çalışma yayınlandı. Son çalışmalardan biri ise geçtiğimiz aylarda Avrupa Kalp Hastalıkları Dergisi’nde –European Heart Journal - yayınlandı. Oldukça geniş bir toplum taranmasına dayanan ve 18 yıllık verilerin analizini içeren bu çalışmaya bakılırsa öfke “kalp krizi riskini beşe katlayan” önemli mi önemli bir risk faktörü.
Araştırmaya göre öfke tepkilerini izleyen ilk iki saat ise özellikle önemli. Anlaşılan eskiler boşuna “keskin sirke küpünü bozar/öfkeyle yatan zararla kalkar” dememişler. Sırası gelmişken bir noktayı daha hatırlayalım. Sadece öfke değil, depresyon da kalp için önemli bir sorun.
Araştırmalara göre kalp hastalığına bağlı ölüm riski ile depresyon sorunu arasında da ciddi bir bağlantı var, hatta bazı çalışmalara bakılırsa depresyon kalp hastalığına bağlı ölüm riskini on dört kat arttırabiliyor.
Küçük bir hatırlatma daha: Öfke sadece kalp değil beyin krizlerine de yol açabiliyor. Öfkeleneceğiniz durumlarda hemen tepki vermeyin. O ortamdan bir an önce uzaklaşmaya çalışın. Bunu yapamıyorsanız eğer tepkinizi “içinizden 30’a kadar saydıktan” sonraya bırakın!

BİR NOT
Kanseri önlemenin en kolay yolu 42-18378639 42-50866356
Başlığı okuyunca önce hepinizin aklına yine “domates, lahana, turp, karnabahar” gibi süper sebzeler, “nar, greyfurt, portakal, çilek” gibi mucize meyveler ya da “zerdeçal, zencefil, kimyon, acı biber” gibi geleneksel baharatlar gelecek ama ben size “yüzde yüz bilimsel!” ama çok şaşırtıcı bir bilgi vereceğim.
Kadınlarda da erkeklerde de düzenli yürümenin kanseri önlemede en etkili önlemin olduğu anlaşılıyor. Rakam mı istiyorsunuz? Buyurun! Her gün tempolu 30-45 dakika yürüyüş yapmak kadınlarda meme kanserine yakalanma riskini yüzde 25, erkeklerde prostat kanserine yakalanma riskini yüzde 20 azaltıyor.
Üstelik düzenli egzersiz sadece bu iki kanseri önlemede etkili değil, kalın bağırsak, yumurtalık/rahim ağzı, pankreas kanserlerine yakalanma ihtimalinin de azaldığını gösteren güçlü veriler var.

BİR BİLGİ
Belleği güçlendiren doğal ilaç
Bellek kaybı hepimizi ilgilendiren önemli sağlık konularından biri. Ömrümüz uzuyor. Ömrün uzamasıyla da bellek kaybı ihtimali artıyor. Yalnız ömürler uzadığı için değil, depresyon, yoğun stres, uyku bozuklukları, beslenme sorunları, çevresel toksinler, yuttuğumuz ilaçlar, içtiğimiz meşrubatlar da belleğimizi tahrip edebiliyor.
Uzmanlara göre gelecekteki muhtemel bellek problemlerini azaltmanın (hatta önlemenin) yolu ise kaslarımızı daha sık ve yoğun kullanmamızdan yani “aktif hayat”tan, “egzersiz yapmak”tan geçiyor. Kaslarımıza ne kadar çok aktivite yaptırırsak yani ne kadar “egzersizi yoğun bir hayat” sürebilirsek belleğimizin o oranda güçlü kalıyor ve egzersizin süresi, yoğunluğu arttıkça faydası da belirginleşiyor.

AKLINIZDA OLSUN
Kalınbağırsak kanserinden korunmak için...
* Daha fazla sebze ve meyve yiyin.
* Kabuğu ile yenilebilenleri soymadan tüketin.
* Mandıra ürünlerini, özellikle sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş etleri az yiyin.
* Bunları yediğiniz öğünlerde C vitamininden zengin ürünlerle (yeşilbiber, yeşil sebzeler, domates, portakal suyu) birlikte almaya gayret gösterin.
* Sağlıklı kiloda kalmaya çalışın.
* Et ürünlerini aşırı ateşte pişirmeyin, ateşte yakmayın.
* Yanmış yağlardan ve kızarıp kömürleşmiş yiyeceklerden uzak durun.
* Alkol ve sigara kullanmayın.
* Düzenli fiziksel aktiviteyi asla unutmayın.

NOT ALIN
En iyi kalsiyum kaynağı hangisi
En çok kalsiyum içeren yiyecek ve içecekler süt ürünleri ile yeşil yapraklı sebzeler ve badem gibi yağlı tohumlardır. Bize göre vücuda kalsiyum kazandırmanın en doğru yolu, yoğurttan daha fazla faydalanmaktır. Bir su bardağı yoğurtta 300 mg civarında kalsiyum bulunuyor. Yoğurt size kalsiyum yanında, kaliteli protein ve birçok vitamin ve mineral de kazandırıyor.
Özellikle osteoporozdan kurtulmak için her gün düzenli olarak yoğurt yemenizi öneriyoruz. Kolesterol veya kilo sorununuz olsun ya da olmasın yağ oranı azaltılmış yoğurtları tavsiye ediyoruz. Kalsiyum ihtiyacınızı karşılamada sütten, yoğurttan ve yukarıda belirttiğimiz diğer kaynaklardan da faydalanmanız mümkündür.

BİR UYARI
Mide ilaçlarına dikkat
Yeni tamamlanan bir çalışma reflü, gastrit ve ülser tedavisinde kullanılan proton pompası baskılayıcı ve mide asiti azaltıcı ilaçların kanda magnezyum seviyelerini azaltabileceğini gösterdi. Magnezyum seviyesinin azalması ritim bozukluklarına, yorgunluk ve ağrılı kas kramplarına yol açabiliyor.
Bu eğer kullandığınız ilaçların içinde bu madde varsa ve belirtilen sorunları yaşamak durumunda kalırsanız lütfen doktorunuzla görüşün. Bilindiği gibi aynı ilaçların, uzun süre kullanılmaları halinde “kemik erimesi” olarak bilinen “osteoporoz” sürecini de hızlandırabileceklerini gösteren bulgular elde edilmiştir.