Kilolu kadınları bekleyen 8 tehlike

Kilo fazlalığı, kadınlar için daha tehlikelidir. “Giydiğim yakışmıyor” kaygısından çok daha büyük sorunlar yaratabilir o fazlalıklar: Hamilelik dönemine ilişkin problemler, eklem hasarı, tüylenme, âdet düzensizlikleri ve ruhsal değişimler... 40’lı yaşlarda zaten yavaşlayan metabolizma hızının menopozu takiben biraz daha düşmesine, psikolojik sorunlara bağlı kontrolsüz yiyecek tüketimine bir de egzersiz noksanlığı eklenince tehlike büyüyor.

Haberin Devamı

1- SORUNLU HAMİLELİK
Şişmanlık, hamilelik dönemi sorunlarını artırır. Kilolu kadınlarda, gebelik döneminin şeker sorunu olan gestasyonel diyabet daha sık görülmektedir. Şişman hamilelerde normal doğum daha zordur ve çoğu kez sezaryene gerek duyulur. Uzmanlar fazla kilolarla geçen hamileliğin bebek üzerinde de olumsuzluklar yaratabileceği görüşündeler.
Hamilelikte alınması gereken maksimum kilonun ne olduğu belirlenmiştir. Hamilelik dönemine ilişkin kiloların sınırlarını belirlemede hamilelik öncesi dönemin beden kitle indeksi (BKİ) en önemli kriterdir. Bu nedenle, hamilelik öncesinde her kadının BKİ oranlarının belirlenmesi ve bunun hamilelik süresince sık sık kontrol edilmesi gerekmektedir.
BKİ 26’nın altında olan kadınların hedefi, gebeliklerinin ikinci ve üçüncü yarılarında her hafta yarım kilo almak iken, BKİ 26 ve üzeri olan kadınlarda, kilo alımı haftada en fazla 300 gramla sınırlıdır. Genel olarak BKİ 19,8 ve altında olanların ortalama olarak 12,5 kg; 19,8-26 arasında olanların 11,5 kg; 26-29 arasında olanların 7 kg; 29’dan yüksek olanların ise 6 kg civarında kilo alması kabul edilebilir değerlerdir.

2- KANSERE DAVETİYE
Şişman kadınlarda meme, yumurtalık, kalınbağırsak ve safrakesesi kanseri riski daha fazladır.
Kanser riskindeki bu artışın fazla kiloya mı, yüksek yağlı ve yüksek kalorili beslenmeye mi bağlı olduğu henüz açık değildir ama kilo fazlalığı ve şişmanlık sorununun bazı organ ve doku kanserlerine yakalanma şanssızlığını artırdığından kuşkunuz olmasın!

3- ZAYIF BELLEK
Diyabet, koroner arter hastalıkları ve hipertansiyon gibi birçok damar yaşlandırıcı hastalık, obezite ve onu yaratan temel nedenlerle yakından ilgilidir. Yapılan çalışmalar, bu damarsal risk faktörlerinin Alzheimer hastalığında da önemli olabileceğini düşündürmektedir.
Şişman kadınlarda, özellikle 70 yaşından sonra damarsal risk faktörleri artmakta, dolayısıyla bellek azalmasına yatkınlık fazlalaşmaktadır.
Araştırmalar, şişman kadınlarda Alzheimer hastalığının daha çabuk geliştiğini göstermektedir.
Kadınların, özellikle orta yaştan itibaren kilolarını sağlıklı sınırlarda tutmaları, düşük kalorili ve dengeli beslenmeleri, düzenli egzersiz yapmaları ve kaliteli bir yaşam tarzı uygulamaları hem diyabet, koroner arter hastalıkları, hipertansiyon gibi vasküler risk faktörlerini azaltacak hem de damar yaşlanmasına ve Alzheimer hastalığına yakalanma oranını düşürecektir.

4- DEPRESYONA EĞİLİM
Fazla kilolar sadece bedeniniz için değil, ruhunuz için de ciddi bir ağırlık ve toksin kaynağıdır.
Bu durum, sadece aktivite düzeyinizi ve metabolizmanızı yavaşlatıp, sizi daha kolay yorulup çok dinlenen biri yapmaz. Şişmanlık ruhsal yaşamınız için de etkin bir toksindir. Kilo aldıkça daha az konsantre olur, daha yavaş düşünür, daha çok unutur ve muhtemelen daha yavaş üretirsiniz.
Bedeniniz ve ruhunuz arasındaki o güzel uyum sık sık bozulur.
Ruhsal barışınız tehlikeye girer. Kilo fazlalığı ve şişmanlık problemi olanlarda depresyon sorunu bu nedenlerle daha sık görülür.
Kısacası; şişmanladığınızda, ruhsal yaşamınız da önemli ölçüde toksin saldırısına maruz kalır. Kilo verdiğiniz ve hafiflediğiniz ölçüde bu toksinlerden kurtulur, hem bedeninizi hem de ruhunuzu detokslarsınız.

5- AĞRILI EKLEMLER
Osteoartrit özellikle dizleri, kalça eklemlerini ve belin alt kısmını etkileyen, yaşlandıkça ağırlaşan yaygın bir eklem sorunudur. Fazla kilolar, eklemlere ek bir basınç yükleyip, eklem yüzeylerinizi koruyan kıkırdağa (kartilaj) zarar verir.
Kilo kaybı, eklemleriniz üzerindeki bu ek ve zararlı baskıyı azaltabilir, osteoartritten kaynaklanan ağrı ve hareket sınırlanmasını iyileştirebilir. Artan kilolarınızın bel ağrılarına, bel fıtığı gibi sorunlara da yol açtığını hatırlatalım.

6- TAŞLI KESE
Safra taşı hastalığı kadınlarda erkeklere göre daha yaygındır. Kilo artıkça safra taşı riski de artar. Kilolu olmanın safra taşına nasıl yol açtığı tam olarak bilinmemektedir. Özellikle sık ve art arda doğum yapmış kilo fazlalığı olan kadınlarda safrakesesi taşları daha sık oluşmaktadır.

Haberin Devamı

7- REFLÜ VE MİDE FITIĞI
Şişman ya da fazla kilolu kadınlarda yemek borusu ile mide arasındaki ilişkiyi düzenleyen yapının bozulması, yemek borusuna gıdaların geriye kaçışını kolaylaştırmakta, şişkinlik, hazımsızlık, göğüs kemiği altında ağrı ve basınç hissi, ekşime, kaynama gibi sorunlar, ağızda metalik tat, boğazda asit kaçağına bağlı yanma, tekrarlayan öksürük atakları ve ses kısıklığı gibi problemler sıklaşmaktadır.
Bütün bunların özellikle hamilelik dönemindeki obez kadınların canını daha çok sıkacağını bilmekte yarar vardır.

8- PROBLEMLİ CİLT
Şişman kadınlarda, deri kıvrım yerlerindeki aşırı terleme, ısınma ve sürtünme gibi sorunlar nedeniyle kızarmalar, pişikler ve mantar enfeksiyonları daha fazladır. Bu soruna kasıklar, göbek kıvrımları ve meme altı bölgelerinde daha çok rastlanır.
Varisler, kilo fazlası olan kadınlarda daha sık görülür; Üstelik daha belirgindir ve süratle ilerleme eğilimindedir.
Kilolardaki artışa paralel olarak varis olasılığı artacaktır. Var olan varislerin çıkaracağı komplikasyonlar da ciddileşecektir.
Selülit sorununa yatkınlığı artıran en önemli neden, kilo sorunuyla birlikte cilt altı ve cilt dokusunda hızla artan yağ depolanmasıdır. Kilo sorunu belirginleştikçe selülitler de yoğunlaşır. Ağır ve ilerleyen bir selülit yapılanması, obez kadınların değişmez kaderidir.

Yazarın Tüm Yazıları