İnternet doktorunuz olabilir mi

İnternet hayatımızın yeni fenomenlerinden (!) biri. “Her şeyi değiştiren” yeni bir güç! Yaşam biçimimizi yeniden tasarlamamıza sebep olan bir müthiş “buluş!”. Sağlığımızı da etkileyebiliyor. Etkilenmenin olumlu yönleri olduğu kadar olumsuz, hatta tehlikeli tarafları var. Nedeni şu...

Haberin Devamı

İnternet bir “bilgi otoyolu”. Hemen her türlü bilgi bu otoyola istenildiği şekilde, dozda, tarzda bırakılabiliyor. Bilgiyi kimin bıraktığı, doğru mu, yanlış mı olduğu, manipüle edilip edilmediği, kontrolden geçirilip geçirilmediği belli değil.
Diyelim ki sağlıkla ilgili bir konuda bilgi yüklenmiş ve “o konuda” neredeyse bir “internet kütüphanesi” oluşmuş. Bunların içinde son derece güvenli -işin uzmanları tarafından bırakılmış- olanları da hiçbir güvenlik filtresinden geçirilmemiş, abuk sabuk, yanlış, maksatlı saçma sapan olanları da var. Aralarında “ürün satmak/bilgi pazarlamak, reklâm yapmak” amacıyla eklenenlerinin olduğunu da kesin.

Kısacası herhangi bir alanda internetten yani o dev “elektronik bilgi imparatorluğu/kütüphanesi/bilgi deposundan” istifade etmek istediğinizde, yani “internet denizinde/otoyolunda sörf yapmaya/bilgi izi sürmeye başladığınızda” bunların “hangileri doğru, hangileri yanlış, size hangiler lazım, hangileri değil” bilebilmeniz mümkün değil.

Kısacası belli bir konuda yüzeyel bir bilgi edinmeyi, bilgi sahibi olmayı amaçlıyorsanız problem yok ama işi biraz derinleştirmeye kalkarsanız (ve hele bir de o işin eğer uzmanı değilseniz) bu yolculuk başınıza düşünmediğiniz belalar açabilir, en azından canınızı sıkabilir.

AMAN DİKKAT!

İşte bu nedenle adına basitçe “internet tababeti/doktorluğu” diyeceğimiz bu yeni süreç (!) güvenli bir şey olmayabilir. Kafa karışıklığı yaratabilir. Yanlış yönlendirmeler yapabilir. Tedaviyi aksatabilir. Gereksiz korkulara yol açabilir. Kısacası “konu mühim”dir.

Sözün özü şudur: Sağlıkla ilgili herhangi bir bilgi edinmek istediğinizde en doğru bilgi kaynağının sağlık uzmanlarının bizzat kendileri olduğunu unutmayıp bir bilgiye internet üzerinden ulaşmak istediğinizde bazı kurallara dikkat ediniz.
Yasal sağlık kuruluşlarının, üniversitelerin, resmi organizasyonların yüklediği bilgilerin daha dikkatli ve güvenli olduğunu hatırlayınız.
Meslek örgütlerinin, ulusal sağlık organizasyonlarının veya alanında uzmanlaşmış sağlık uzmanlarının verdikleri bilgilere itibar ediniz. Ayrıca sağlık sorunlarınıza internet bilgilerinden faydalanarak çözüm bulmaya, teşhis koymaya, hele hele tedavi çabaları içine girmeye kalkmayınız.

İnternetten pazarlanan reçeteli, reçetesiz her türlü ilaçtan, destekten, doğal da olsalar tıbbi ürünlerden uzak durunuz.

Haberin Devamı

DİYABETİN İŞARETLERİ

Haberin Devamı

Aşağıdaki belirtilerden bazıları sizde de varsa eğer, hele bir de inatçı bir şekilde tekrarlama, şiddetini arttırma eğilimindeler ise nedeninin kan şekerinizdeki yükselme, yani şeker hastalığı olabileceği aklınızda olsun.
1. Sık susama, ağız kuruması, çok su içme
2. Sık idrara çıkma
3. Zamansız ve erken acıkma
4. Kilo artışı veya aşırı yemeye rağmen kilo kaybı
5. Yorgunluk, baş ağrısı, bulanık görme
6. İyileşmeyen yaralar
7. Sık tekrarlayan enfeksiyonlar, çıbanlar
8. Tekrarlayan ve uzun süren mantar enfeksiyonları
9. Kaşıntılı cilt döküntüleri
10. Cinsel istekte azalma, cinsel işlevlerde bozulma

Omega-3 destekleri ne zaman yutulmalı

Zorunlu olarak uymanız gereken bir zaman dilimi yok ama üreticiler bu desteklerin sabah kahvaltısıyla alınması halinde daha faydalı olabilecekleri düşüncesindeler. Ben bunları öğle ya da akşam yemeklerini takiben de kullanabileceğiniz kanaatindeyim. Çünkü bedenin omega-3’ten faydalanabilmesi için uyması gereken kronobiyolojik bir biyoritim yok. Nasıl ki bedeniniz öğlen yediğiniz ceviz ya da semizotu salatasındaki bitkisel omega-3’ü de, akşam yediğiniz balıktaki hayvansal omega-3’ü de kullanabiliyor, omega-3 kapsülündeki DHA ve EPA’yı da her zaman kullanabilir!

Yazarın Tüm Yazıları