İnsülin ekonomisi çok önemli

İnsülin ekonomisi kavramı çok önemli. Önemli çünkü özellikle ellili yaşlardan sonra başımıza gelen sağlık problemlerinin çoğu insülin ekonomisinin bilinmemesi ve yanlış yönetilmesine bağlı. Ayrıca insülin ekonomisi bir kez bozuldu mu düzeltmek de çok zor.

Haberin Devamı

İnsülin ekonomisinin bozulması demek yaşamın hedonistik yanlarına daha fazla takılmak anlamına da geliyor, diğer hedonistik şeyler gibi insülin ekonomisini bozan tutkular da zamanla bağımlılık yaratıyor.
İsterseniz ilk kez gündeme getirdiğim ve muhtemelen de “isim babası” olduğum bu kavramı biraz daha açalım...

EKONOMİ NEDEN BOZULUYOR
Sık tekrarlandığı üzere maalesef “yanlış” besleniyoruz. Bedenimizi alışık olmadığı zararlı çerçöple dolduruyor, çöplük haline getiriyoruz. Bunca yazılan çizilene aldırmıyor, söylenen ve anlatılana kulak tıkıyor, her hücremizi bir bir kirletiyoruz. Görevini yapamaz, nefes alamaz hale getiriyoruz.
Neticede hücrelerimiz abuk sabuk tepkiler vermeye, aptallaşıp saçmalamaya başlıyor. Sonrası mı? Gelsin hastalıklar, gitsin sağlık sorunları ve de bitip tükenmeyen doktor ziyaretleri, poliklinik kuyrukları, ameliyat tavsiyeleri, haplar, şuruplar.
Bu durumun en tipik ve en tehlikeli örneklerinden birini insülin ekonomisini bozarak yaşıyoruz. Daha çok kötü karbonhidrat, özellikle unlu şekerli besinler, nişasta zengini yiyecekler, şeker bombası içeceklere abanıp pankreastaki insülin hormonunu salgılamakla görevli beta hücrelerimizi şaşkına çeviriyoruz.

PANKREAS HASSAS BİR ORGAN
Topu topu 20-30 gramlık pankreas bezinin büyüklükleri ancak mikronla ölçülen Langerhans adacıklarında yerleşik farklı hücre gruplarından biri olan beta hücrelerimiz yağlanmaya ve kan şekerin dalgalanmalarına hassas mı hassas.
Bu hücreler kan şekerinin yüksekliği ya da düşüklüğüne bakarak insülin üretmekle görevliler. Ürettikleri insülin ise bir hormon. Hem de hayati bir hormon. Yokluğu da azlığı da önemli bir problem. Her iki durumda da metabolizmamız özellikle de şeker dengemiz alt üst oluyor. Şekerimiz düşmeye (insülin fazlalığı durumu) veya yükselmeye (insülin azlığı hali) başlıyor.

NEYİ, NE KADAR YİYORSUNUZ

Eğer pankreas şeker, un benzeri karbonhidratlı yiyecek ve içeceklerle fazlaca tahrik edilecek olursa beta hücreleri aşırı miktarda insülin üretmeye ama bu insülini kullanacak hücreler ise -özellikle kas hücreleri- insüline karşı direnç göstermeye başlıyorlar.
Neticede kanda hem şeker, hem insülin birikmeye, bu birikim bir taraftan damar sisteminin yapısını bozarken diğer taraftan da şekerin yağa dönüştürülerek yedek enerji halinde depolanmasına sebep oluyor. Sonuç mu? Yağlanmak, yani kilo almak.
Yağlanmak, özellikle beyaz yağ dokusunda artış büyük bir sorun. Çünkü beyaz yağ birikimi sadece obezite nedeni değil, pankreasın, karaciğerin, kalbin, böbreğin yağ içinde yüzmesi, nefessiz kalması ve iltihap üretmesi anlamına da geliyor.
Kısacası ne yiyip içtiğimiz ve ne kadar hareket ettiğimiz çok önemli ama ne kadar yiyip içtiğimiz de en az onun kadar mühim bir konu.

NE KADAR HAREKETLİSİNİZ
Üzülerek belirteyim, hatalarımız sadece midelerimizi çöp kutuları haline getirmekle sınırlı değil. Yiyip içtiklerimizi harcayabilmek, yani kanda artan insülin ve şekeri bir şekilde kas dokusu içine sokabilecek aktiviteleri de giderek azaltıyoruz. Öyle ki neredeyse parmağımızı bile kıpırdatmaz hale geldik. Son teknolojiler sayesinde kapı kolu bile çevirmiyoruz, parmak izi tanıyan sensorlara sahip kapılara parmağımızı dokundurmamız yetiyor.
Hikâyeyi daha da uzatıp canınızı sıkmak istemem. Benzer anlatımları daha önce de bu köşede sık sık okudunuz. Ama benim işim de zaten bu, yani sağlığınızla ilgili yanlışları size tekrar tekrar hatırlatmak. İnsülin ekonomisindeki bozulma da yanlışlarınızdan biri.
Eğer pankreasınızı, daha doğrusu onun insülin üreten beta hücrelerini genç yaşlarda yorup hasta etmek istemiyorsanız insülin ekonomisi kavramına lütfen dikkat edin. Beta hücrelerinizi gereğinden fazla insülin salgılamaya teşvik etmeyin.
Onları özellikle kırmızı görmüş bir boğa haline getiren ve kan şekerini aniden yükseltebilen her türlü yiyecek ve içecekten koruyun. Çünkü her enflasyon gibi insülin enflasyonu da ekonomiyi bozuyor.

Haberin Devamı

KESİP SAKLAYIN
İnsülin ekonomisi nasıl sağlanır
* Kilonuzu izleyin. Sağlıklı bir kilo aralığında kalmaya gayret edin.
* Şekeri azaltın. Çayda, kahvede ya hiç şeker kullanmayın ya da en aza indirin.
* Tatlılardan uzak durun. Özellikle unlu tatlıların tadına bakmakla yetinin. Sütlü tatlıları tercih edin ama abartmadan!
* Meyveyi makul miktarlarda yiyin. Çok tatlı meyvelerden (incir, muz) uzak durun. Yemeğin üstüne meyve yemeyin.
* Hazır her türlü meyve suyunu, özellikle de gazlı kolalı içecekleri, soğuk çay adı altında pazarlanan meşrubatları içmeyin. Taze sıkılmış meyve sularını yarım bardakla sınırlayın.
* Un ile yapılan yiyeceklerden uzak durun. Börek, çörek, açma, poğaça, beyaz ekmeği minimuma indirin. Tam tahıllı ürünleri tercih edin.
* Pirinç yerine kepekli bulgur kullanın.
* Paketlenmiş/işlenmiş her türlü üründen, özellikle un/şeker/yağ içerenlerden uzak kalın.
* Alkole dikkat edin.
* Özel bir sağlık nedeniniz yoksa atıştırmayı bırakın ama öğünleri atlamayın.
* Aşırı yemeyin, kararında bırakın, toplam kalori tüketiminizi takip edin. Karbonhidrat ağırlıklı beslenmeyin. Özellikle unlu gıdaları (beyaz ekmek) şekerli besinleri azaltın.
* İçtiklerinizi de yemek listenize dahil edin. Su için. Çay için. Ayran için. Makul miktarlarda kahve içilebilir.
* Aktif bir hayat sürün. Hareketli biri olmaya çalışın. Kaslarınızı kullanabileceğiniz her fırsatı değerlendirin. Ev, bahçe işi yapın, merdiven inin çıkın, alışverişe yürüyerek gidip gelin.
* Düzenli bir egzersiz aktiviteniz olsun. Yürüyüş en etkili ve kalıcı olanıdır. Haftada en az 4-5 gün yürüyün. Günlük adım sayınızı izleyin. 7500-10000 adım aralığını hedefleyin. Diğer sportif aktivitelerden de istifade edin. Kasları kullanmanın en etkili insülin ekonomisi yöntemi olduğunu unutmayın.
* Bel çevrenizi izleyin. Kadınsanız maksimum 90 cm.’i, erkekseniz 100 cm.’yi hedefleyin. Bu rakamlara yakın veya üzerindeyseniz kilo verin, adım sayınızı 10000’in üstüne çıkarın ve şekerli unlu besinleri biraz daha sınırlayın.
Yılda en az 1 kez açlık insülin, şeker değerlerinizi ve hbA1c seviyelerinizi ölçtürmeyi ihmal etmeyin. Açlık insülininiz 5’den, açlık şekeriniz 100’den, hba1c’niz 6’dan düşük olmalı.

Yazarın Tüm Yazıları