Hipoglisemi ilaçla tedavi edilebilir mi

Kan şekerinin düşmesi (hipoglisemi), bedenimizdeki hemen her hücreyi ama en çok da beyin hücrelerimizi zor duruma sokar.

Haberin Devamı

Vücut ağırlığının yalnızca yüzde 2’sini oluşturmasına rağmen kanımızdaki şekerin neredeyse yüzde 20’sini tek başına kullanan beyin dokusunun şeker azlığına tahammülü son derece sınırlıdır.
Kandan istediği miktarda şekeri alamayan beyin hücreleri özellikle kan şekerindeki azalma birden bire oluşmuş, hele bir de şekerimiz çok düşmüşse ne yapacağını bilemez hale gelir!
Beyin hücrelerinin içine düştükleri şaşkınlığın temel işaretleri ise “hipoglisemi belirtileri” olarak bilinir:
Sersemlik ve uyku hali ya da birden bire ortaya çıkan sinirlilik tepkileri, ellerde titreme, terleme, zor konsantre olma, unutkanlık, baş ağrısı, kolay karar verememe, baş dönmesi, şiddetli ve ani başlangıçlı yorgunluk atakları bunların en sık karşılaşılanlarıdır.
Daha kolay anlaşılması için basitçe şöyle de düşünebiliriz: Şeker ihtiyacı yeteri kadar karşılanamadığında beyin enerji bulamayan ve üretemeyen, voltajı düşmüş bir elektrikli cihaz haline gelmekte, yapması gereken görevleri yerine getirememekte ve adeta “arızaya” geçmektedir!

NE OLUYOR?
Hipoglisemi nedeniyle beden hücrelerinin içine düştüğü durum da aslında diğer belirtilerin ortaya çıkmasının beklenen bir sonucudur.
Hipoglisemik kişiler genelde daha halsiz, bitkin, endişeli, ürkek ya da öfke nöbetlerine daha eğilimli olurlar. Daha çabuk kızan, sinirlenen biri olmalarının yanında, görmede bulanıklık veya çift görme, iç çekilmesi, bulantı, iştahsızlık, el ve ayaklarda üşüme, titreme, çözülme, güçsüzlük, kas ağrıları, genel isteksizlik ve mutsuzluk hali, sık sık yaşanan açlık nöbetleri ve şekerli, nişastalı, unlu gıdalara saldırma hali, uyku problemleri de önemli ölçüde bedenin şekere olan ihtiyacının yeteri kadar karşılanmaması ile ilgili tepkiler olarak düşünülmelidir.
Eğer yukarıda anlattığım belirtiler, özellikle şekerli gıdaları hızla ve fazla miktarda yiyip içtikten sonra ortaya çıkmışsa, uzun süre aç kalınca oluşmuşsa, fazla miktarda alkol aldıktan sonra belirginleşmişse, aşırı çikolata ve kafeinli içecek tüketimi ile ilişkiliyse sorunun hipoglisemi ile ilişkisi olabileceği ihtimali daha da yükselir.

METFORMİN YETMEZ!
Bu yazının amacı sadece sizi hipoglisemi işaretlerinin nedeni konusunda bilgilendirmek değil, tedavi konusunda son zamanlarda sık yapıldığını gördüğüm büyük bir hata konusunda da uyarmaktır. Hipoglisemi tedavisinde, özellikle reaktif hipoglisemilerin önlenmesinde insülin direncini kırmak fevkalade önemlidir ve bu amaçla metformin içeren ilaçlardan almak az ya da çok ama bir miktar etkilidir.
Ne var ki yeme tarzınızı değiştirmeden, yememeniz gereken gıdaları mümkün olduğunca azaltıp (şeker, şeker eklenmiş besinler, tatlılar, şekerlemeler, patates püresi, beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi) yemeniz gerekenleri onların yerine koymadan (yumurta, süt ürünleri, balık, tavuk, et) ve karbonhidrat seçimlerinizi sebzesi bol, bakliyatı dengeli ve meyve seçimleri sınırlı hale getirmeden, kısacası hayat tarzınızda akılcı değişimler yapmayı beceremeden sonuç almanız mümkün değildir.
Özetle yazının başlığındaki sorunun cevabı net ve açık olarak şudur: Hipogli-
semi sadece ilaçla tedavi edilemez. Yaşam tarzının da değiştirilmesi, özellikle beslenme modelinin hipoglisemi kurallarına göre yeniden düzenlenmesi zorunludur.

Yazarın Tüm Yazıları