Ekmeğe bağımlıyız

Ekmek vazgeçilmezimiz ama...

Haberin Devamı

Bir; gereğinden fazla tüketiyoruz ve tıpkı şeker gibi “beyaz ekmek” de bağımlılık yapıyor. İki; ekmeklerimiz genelde sağlıklı değil.


EKMEKLERİMİZ genelde sağlıklı değil, değil çünkü unlarının seçiminden imalatlarına, pişirilmelerinden dağıtımlarına kadar uzanan bir dizi sorun var. Ekmek üretiminde kullanılan katkılar konusunda da kuşkular söz konusu. Fazla miktarda tuz eklendiğini de söylememiz lazım. Kullanılan yapay mayaların etkisi ise ayrı bir tartışma alanı. Peki, ne yapmalıyız? Ekmek olmadan doyamayan ve/veya ucuz olduğu için ekmeği beslenme modelinin en önemli parçası haline getiren geniş bir kesim var. Ayrıca ekmekle birlikte tüketildiğinde keyif aldığımız pek çok değerli ve lezzetli besine de (peynir, zeytin, limon suyu eklenmiş tereyağı!) sahibiz. Ekmeği o besinlerle birlikte tükettiğinizde oluşabilecek zararlar da azalabiliyor.

Haberin Devamı

TAM TAHILLI OLMALI

Ekmekten vazgeçmek yerine ekmeğin kalitesini arttırmak ve miktarı azaltmak yoluna gitmemiz lazım. Bunun nasıl yapılacağı da belli. Mümkün olduğu kadar tam tahıllı ekmek üretilecek. Ekşi maya kullanılacak. Eklenen katkı maddeleri, pişirme, dağıtım yöntemleri ile içindeki tuz miktarı ciddi biçimde denetlenecek. Özetle “Ekmeği tümüyle bırakmak!” ekmek yemeyen bir toplum oluşturmak, sanki “olmayacak bir duaya âmin demek” ile eşanlamlı. Yapılması gereken ekmeğimizin kalitesini arttırmak, üretim koşullarını daha ciddi denetlemek, şekerden farklı olmayan beyaz un ağırlıklı ekmeği yavaş yavaş terk etmek ve kendimizi daha az ekmek yemeye, daha az ekmek tüketmeye alıştırmak olmalı.

Diyetisyenler ne diyor

EKMEĞİ azaltma konusuna bazı diyetisyenler pek sıcak bakmıyor. Dayandıkları ana tema “ekmeği bırakırsak B vitaminlerini nereden alacağız” yaklaşımı. Oysa baklagiller (özellikle kuru fasulye ile yapılan yemekler beslenme kültürümüzün önemli bir parçası) ve atıştırmalık olarak kullandığımız kuruyemişlerin her biri birer B vitamini deposu. Üstelik bu iki grup besin de sadece B vitamini değil, ekmekten farklı olarak bitkisel protein, bol miktarda E vitamini ve sağlığa faydalı mineraller (demir, çinko, magnezyum) ile posa/lif, omega-3 yağı, doğal antioksidanlar da var.

Haberin Devamı


Beyaz ekmek sorunu

BANA göre bir tabak unla bir tabak beyaz pirinç veya bir tabak tuz, şeker arasında ciddi bir fark yok. Ve çok iyi biliyoruz ki yaşadığımız sağlık sorunlarının özellikle obezite patlaması/göbeklenme, insülin direnci/gizli diyabet/yetişkinlik çağı şeker hastalığı vb. problemlerin arkasında şeker tüketimimizdeki artış kadar un/nişasta tüketimindeki artış var. Özellikle beyaz ekmek tüketimi konusunda sadece ekonomik nedenle değil, bilgisizlik nedeniyle de dikkatsiz davranıyoruz.


Benim önerim 2 dilim

Bu listede yer alan ekmek çeşitlerini, ölçülü olmak koşulu ile sofranıza getirmenizde ve sağlıklı karbonhidrat kaynağı olarak kullanmanızı öneririm.
-Tam tahıldan yapılmış ekmek (tam buğday, tam çavdar, tam yulaf...)
-Posa içeriği artırılmış ekmek (2 dilim= 1 porsiyonu 3-4 gram lif içeren)
-Tuzu azaltılmış ekmek (porsiyonunda 0.5 g dan az sodyum içeren)
-Ekşi mayalı ekmek
-Şeker katılmamış ekmek (özellikle “light” ekmeklere eklenen sükraloz, mısır şurubu...)
-Yağlı tohumlarla zenginleştirilmiş ekmek (keten tohumlu, cevizli, susamlı...)
-Kuru meyvelerle tatlandırılmış ekmek (üzüm, incir, erik, kayısı kurusu...)
-Organik olma koşullarını yerine getirmiş tahılla yapılmış ekmek

Haberin Devamı

Kadınlara haksızlık mı yapılıyor

CİNSEL işlev bozuklukları kadınların da sık yaşadığı bir problem. Ne var ki kadın haklarının özgürce kullanıldığı ülkelerde bile pek gündemde değil. 2000’li yıllara girerken ünlü bir ABD’li firma erkeklerin cinsel fonksiyon bozukluğuna çare olabilecek önemli bir ilacı kullanıma sundu. O ilaçla firmanın 2 milyar dolara yakın para kazandığı söyleniyor. Son zamanlarda depresyon için denenen bir ilacın kadınların cinsel arzu duygularını ciddi biçimde etkilediğinin farkına varıldı. Üretici firmaya göre ‘Flibanserin’ zevk alma duygularını yöneten beyin devrelerinde serotonin ve dopamin düzeylerini değiştirip cinsel isteksizlik sorununu önemli ölçüde ortadan kaldırıyordu. Fakat Amerikan Besin ve İlaç Dairesi (FDA) üretime izin vermedi. Kadın örgütleri konuyu kadın haklarına yönelik bilinçli bir engelleme olarak gördü. Kimin haklı olduğunu önümüzdeki süreçte anlayabileceğiz...

Yazarın Tüm Yazıları