Bu yangın nasıl söndürülecek

İçin için yanıyoruz ama farkında bile değiliz. Üstelik bu yangın bedenlerimiz yaşlandıkça dozunu da artırıyor. Yangının adı “kronik iltihap”.

Haberin Devamı

Mikropsuz bir yangın bu. Önemli bir bölümü bedenimize yüklediğimiz toksinlerden kaynaklanıyor. Birazı da doğal yaşlanmanın beklenen sonucu. Çünkü yaşlanmakla paslanmak aslında pek de farklı şeyler değil.
Yangını genelde sigara ve/veya alkolün içindeki kimyasallar, yiyecekler, içecekler ve soluduğumuz havadaki zehirler, lüzumsuz yere kullandığımız ilaçlar, bedenimize yüklediğimiz fazla kilolar, dozunu kaçırdığımız gıdalar (şeker, un, nişasta) başlatıyor.
Yaşlanma da bu yangının doğal bir parçası, genelde onun üzerine ekleniyor. Yaşlanan her şey gibi bedenimiz de zamana direnemiyor. Zaman bedendeki hükmünü de “iltihaplanma/inflamasyon”, yani bir tür “iç yangın” şeklinde sürdürüyor.
Yangının önemini ve sonuçlarını geçenlerde de yazdım (Bakınız; Bizi Bu Yangın Hasta Ediyor/ 18/11/2016/ Kelebek). İnternette Hürriyet arşivinden okuyabilirsiniz.

Haberin Devamı

İnflamasyon işaretleri

Bu kronik ve sinsi yangının neticeleri can sıkıcı, iç karartıcı şeyler. Sadece yaşlılarımız değil, çocuklar, gençler ve yetişkinler de ondan nasibini alıyor. Kimi obezite, dikkat dağınıklığı, yağlı karaciğer, diyabet, kimi diz-bel ağrıları, reflü, kolit, alerjiler, kimi de uykusuzluktan, depresyondan, kronik yorgunluk ve fibromiyaljiden yakınıyor.
“Benim bir sağlık sorunum yok!” diyenlerin bile çoğu ya rahatsız ayaklar, tekrarlayan kramplar, kaşıntılar ya da saç dökülmesi, tırnak kırılmalarından yakınıyor. İşte bu nedenle kronik inflamasyonun (yangının) işaretlerini bilip önlemlerini almak, etkilerini de olabildiğince azaltmak konularında bilgi sahibi olmalıyız.

Yangını körükleyen yanlışlar

Yaşlanmanın doğal neticesi olarak ortaya çıkan o yangını söndürmenin, en azından etkilerini minimuma indirmenin yolu her şeyden önce “temiz gıda, hava ve su”dan geçiyor. Sonra da “fazlası toksik etki yapan bazı besinlerden” uzak kalmaktan...
Mesela tuzu, şekeri, nişastalı besinleri, rafine karbonhidratları mümkün olduğunca az tüketmekten. İçine şeker, gaz, fosforik asit, tatlandırıcı vs. eklenmiş içeceklere el bile sürmemekten. Nişasta bazlı früktozun kullanıldığı her türlü yiyecek ve içeceği protesto edip eve giriş yasağı getirmekten. Aspartamın, sakarinin, asesülfamın, sükrolazın temas ettiği besinlerden uzak durmaktan. Yanmış, kızartılmış, kömürde canı çıkarılmış gıdalara el sürmemekten...
Listenin itfaiye ekibini ise yandaki kutuda bulacaksınız.

Haberin Devamı

İtfaiye ekibinde neler olmalı?

◊ DAHA ÇOK AKTİVİTE:
Toksinlere ve yaşlanmaya bağlı yangını/inflamasyonu kontrol altına almanın en doğal ve etkili yollarından biri hayata daha çok hareket katmaktır. Araştırmalar net ve açık olarak gösterdi ki düzenli egzersiz inflamasyonu önemli ölçüde azaltıyor. Ayrıca yine düzenli egzersiz sayesinde inflamasyona yol açabilen temel nedenlerden biri olan insülin direnci ile mücadele de kolaylaşıyor. Kısacası “işleyen demir ışıldar” deyimi kesinlikle geçerli ve önemli. İşlemediğiniz yani aktivitesiz kaldığınızda paslanmanız sürpriz değil.

◊ DAHA İYİ UYKU:
Uyku problemleri uyku süresini ve kalitesini bozuyor. Oysa bedenin toksinlerden arınabilmesi, detoks sistemlerini düzgün çalıştırabilmesi, daha da önemlisi gün boyu kırılıp dökülenleri tamir edip onarabilmesi için kısacası yangın söndürme ekibini aktif tutabilmesi için kesinlikle iyi bir uykuya ihtiyacı var.

◊ DAHA KALİTELİ
BESLENME:
İnflamasyonu yani iç yangını hızlandırdığı net ve açık olarak gösterilen bazı maddeler var. Mesela omega-3 yağ asitleri bu maddelerin en önemlileri. Keza D vitamini de çok ama çok önemli bir yangın söndürme elemanı. Beslenme ile kazanmak zorunda olduğumuz antioksidan maddeler de mühim ve etkili yangın söndürme cihazları. Çaydaki kateşinler, mor-kırmızı-siyah gıdalardaki antosiyaninler, portakaldaki, mandalinadaki esperidin vb. elmadaki pektin, yumurtadaki, etteki, sütteki koenzim, lahanadaki, karnabahardaki indol içerikli maddeler (indosiyaninler), sarımsaktaki, soğandaki allisin, kuvarsetin vb doğal mucizelerin hemen her biri bedeninizde farklı noktalardaki yangınlara müdahale eden itfaiye erleri gibidir.

Haberin Devamı

Yangın söndüren destekler

◊ Alfa lipolik asit
◊ Benfotiamin
◊ CoQ10
◊ Omega-3 yağları
◊ Probiyotikler
◊ Prebiyotikler
◊ Kurkumin (zerdeçal)
◊ Yeşil çay özleri
◊ Tarçın
◊ D vitamini

Ne yapacaksınız?

◊ Kronik enfeksiyonlarla mücadele edin. Dişinize, sinüslerinize, bronşlarınıza, cinsel organlarınıza gizlenebilecek kronik enfeksiyon varsa tedavi ettirin.
◊ Yangın çıkaran gıdaları sınırlayın. Özellikle şeker ve un tüketimindeki artışın, fast food yiyeceklerin çoğunda bulunan trans yağlardan uzak kalmaya çalışın.
◊ Ağır metallerin de (cıva, kurşun, arsenik) birer yangın ateşleyicisi olduklarını hatırlayın. Gıdalarınıza karışabilecek diğer kimyasal toksinler bakımından da uyanık kalın.
◊ Toleranssız olduğunuz gıdalardan uzak durun. Bazı gıdaların bazılarına iyi gelmediği doğrudur. Gıda intoleransı olarak tanımlanan problemin önemi giderek güçlenmektedir. İGG gıda hassasiyetlerini araştıran testlerden gerektiğinde istifade etmeyi düşünün. Bu testlerle duyarlı olduğunuz gıdalar belirlenirse o gıdalardan 3-6 aylık sürelerle uzak durun. Bizim gözlemlerimize göre de gıda intoleransı meselesi gıda alerjileri kadar mühim değil ama bu gizli alerjilerin bedenimizdeki gizli yangınlarda rol oynamaları da muhtemeldir.

Yazarın Tüm Yazıları