Beynimizin sevmediği 4 besin

Beslenmemiz her organ gibi beynimizi de etkiler.

Haberin Devamı

Beynimiz B12 vitamini, omega-3 yağları, kolin, folik asit gibi maddelerden zengin besinlere bayılıyor. Peki, beynin hoşlanmadığı besinler neler? Onu neler zora sokuyor? Buyurun…


Meyve suları: Yoğun şeker içerikleri nedeniyle kanda şeker ve insüline ani zıplamalar yaptırıyor. Neticede mizaç ve huy değişimlerimiz oluyor. Üstelik bu olumsuz etkiler sadece gazlı, kolalı, fruktoz şuruplu, renkli ve boyalı meyve sularıyla da sınırlı değil. Sabah kahvaltısında “sağlığıma iyi gelir” beklentisiyle yudumladığımız bir bardak portakal suyu da beynimiz için sağlıksız bir içecek olabiliyor. Nedeni içindeki yüksek fruktoz oranı. Kısacası taze sıkılmış bile olsalar fazla miktarlarda içildiklerinde hızlı ve aşırı fruktoz yüklenmesi yaptıkları için meyve sularına da dikkat etmemiz lazım. Özellikle hipoglisemik biriyseniz aman dikkat!

Haberin Devamı


Kızartılmış yiyecekler: İster sebzeleri, etleri, ister hamur işlerini kızartın fark etmiyor; her türlüsü (sadece mideniz ve kalbinize değil), beyninize zarar verebiliyor. Özellikle yağda kızartılan şekerli, unlu yiyeceklerden uzak durun. Tabii bir de dışarıda yemek yediğinizde kızartmaları hemen pas geçin. Çünkü ev dışı kızartmalarda kullanılan yağlar en az 3-5 kez kullanılabiliyor.

 

Trans yağlı ürünler: Son yılların en tehlikeli sağlık düşmanlarından biri. Kilo sorunundan kansere kadar pek çok sağlık probleminde başrolde onların olduğu anlaşıldı. Farklı merkezlerde, farklı nörologların yaptıkları araştırmalarla da gösterildi ki vücudunuza giren trans yağ miktarı arttıkça beyniniz küçülüp bilişsel beceri gücünüz zayıflıyor. Trans yağları fazla tüketenler bellek testlerinde de sınıfta kalıyor.


Pirinç ve un: Her ikisi de şekerden farksız besinler. Abartıldıklarında onlar da kan şekerinde ani patlamalara, insülin değerlerinde dayanılması güç dalgalanmalara yol açabiliyorlar. Sofralarınızdan onları tamamen kaldırmanız mümkün değil ama en azından daha az tüketmeniz imkân dâhilinde. Not: Pirincin kepeklisi ve esmerini, unun tam buğdaydan yapılanını tercih edebilirsiniz. Her ikisini proteinle evlendirmeniz durumunda ise görebileceğiniz zararlar azalır. Pirinci etle, yoğurtla ve bol sebzeyle birlikte tüketmek, unu kıymayla, yoğurtla, peynirle birlikte yemeye gayret etmek etkili önlemlerdir.

 

Haberin Devamı


Prostat Hediye mi problem mi?

 

 

PROSTAT erkeklere has bir organ. Her organ gibi onun da bazı görevleri var ama esas işi bir iç salgı bezi görevi görmek. Ayrıca “prostat” bir hastalık filan da değil. Günlük “hasta-hekim” konuşmalarında hekimlerin erkek hastalarına “Prostatın var mı?” diye sorması da, hastaların “Bende prostat var” demeleri de yanlış. Her organ gibi prostat bezi de iltihaplanabilir (prostatit). Aşırı büyüyebilir (prostat hipertirofisi). Kanser geliştirebilir. Prostat, bazı durumlar dışında varlığını 50’li yaşlara kadar pek hissettirmez. Normalde topu topu 20 gram civarında olan bu minicik organ büyüdüğünde idrar yapabilme rahatlığını bozuyor. İşte bu nedenle oluşturabileceği sorunlar hakkında her hekim ve her erkeğin az çok bilgi sahibi olması lazımdır. Böyle bir kaynak kitap var mı? Var! Geçen hafta geçti elime. “Bir solukta okudum” demeyeceğim, çünkü hacimli bir kitap. Ama son derece akıcı bir dille yazılmış. Bu nedenle Prof. Dr. Mesut Çetinkaya’nın kaleme aldığı ‘Prostat Gerçeği’ kitabını tavsiye ediyorum. Prostatın biz erkeklere verilmiş bir hediye mi, yoksa bir problem mi olduğunu merak ediyorsanız yanıtı bu kitapta bulabilirsiniz.

 

Haberin Devamı


Siz de yapabilirsiniz

 

Bu sayfada sık sık yazıp televizyon programlarımda tekrar tekrar dile getirdiğim bir cümle var: Hayatınız sizin elinizde.


SORUNUNUZ ister sabah yorgunluğu, ister unutkanlık, ister fazla kilolarınız, isterse de aşırı stres olsun. Hepsinin çaresi var. Bütün mesele durup bir nefeslenmeniz, kendinize güvenip yeni kararlar almanıza bağlıdır. Alacağınız bu kararlar size kısa veya uzun bir zaman dönemi içinde “yol, su, elektrik!” olarak geri dönecektir. Yeni bir yıl geliyor. Her yeni yıl yeniden başlamak için hepimize yeni fırsatlar vaat ediyor. Unutmayın: Siz de yapabilirsiniz.

 


Peki ama nasıl?

 

BAŞLANGIÇ tarihi belirleyin. Artı ve eksilerinizi yazın (Sigara içiyorum, alkol kullanmıyorum gibi). Sağlık kontrolü
(check up değil, sağlık risk analizi) yaptırın. Nasıl beslenmeniz, ne gibi bir aktivite programı izlemeniz, ne gibi takviyeler almanız gerektiğini de öğrenmelisiniz. Süreci başlatırken kilonuzu, bel çevrenizi, beden kitle indeksinizi, kan değerlerini not edin. Her ay değişimleri izleyin.

Yazarın Tüm Yazıları