Bayram iyi geldi!

Zor günlerden geçiyoruz. Etrafımız karmakarışık, hatta ateş çemberi içindeyiz. Bayram bu nedenle hepimize doğal bir ilaç gibi iyi geldi. Kimimiz hac görevini yerine getirdi, kimimiz tatile çıkıp dinlendi.

Haberin Devamı

Yarın normal yaşamımıza geri döneceğiz. Yeniden koşuşturma, telaş ve hıza teslim olacağız.
Bana sorarsanız yeni hayat dediğimiz şey biraz da bu aslında ve sadece hız, koşuşturma ve telaştan da ibaret değil. Aynı zamanda had safhada sentetik ve plastik bir durum da var. Bizi ister istemez doğal yaşamdan hızla uzaklaştırıyor, sağlığımıza ilişkin korkular içine sokuyor.
Öyle ya ne annelerimizin o pek güzel kokan otları, baharatları, ne de ninelerimizin keyifle anlattıkları eski tatlar var şimdi. Böyle olunca da çareyi yeniden doğaya dönmekte arıyoruz. Ama burada da yine yanlışı seçtik. Doğanın kendine değil de yapay kısmına geçtik. Kefir içmiyor, kefir kapsülünü yutuyoruz. Yemeklere tarçın eklemek yerine tarçın hapı, zerdeçal eklemek yerine zerdeçal kapsülü içiyoruz.

Haberin Devamı

YANLIŞ YOLDAYIZ
Kısacası yanlış yoldayız ve yanlışımızı başka yanlışlarla örtmeye çalışıyoruz. Bize iyi gelen şeylerin doğal olması gerektiğini öğrendik ama onlardan da nasıl faydalanacağımızı maalesef doğru dürüst bilmiyoruz. Kısacası “Yeşil Eczane”yi geç de olsa fark ettik ama onu yanlış yerlerde arıyoruz.
Ayrıca yeşil eczaneyi keşfeder etmez, maalesef onu da bozmakta, sulandırmakta geç kalmadık. Olur olmaz otu, çöpü, bitkiyi, dalı, yaprağı “faydalı mı, zararlı mı” sorularına yanıt bile aramadan, çay yapıp içmeye, tablet yapıp yutmaya, krem yapıp yüzümüze gözümüze sürmeye başladık. Bu güvenli “yeşil eczanenin ürünleri” ile zehirlenenlerin, alerjik reaksiyonlar geçirenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Doktor muayenehanelerine, hastane polikliniklerine bu ürünlerin yanlış hazırlanması, pazarlanması ve bilinçsiz kullanılmasına bağlı sağlık sorunları ile mücadele eden hastaların sayısında ciddi bir artış var.

GÜVENLİK ŞART
Bitkisel kaynaklı ürünlerin sağlığa yararlı olabileceklerine inananlardanım. Bitkilerin köklerinde, yaprak, gövde ve çiçeklerinde yer alan yüzlerce doğal şifanın bize yardımcı olmak üzere ihsan edildiğinden hiç ama hiç kuşku duymam. Bunlardan yapılan şurup, damla, kapsül veya tabletlerin ilaçlara göre muhtemelen daha az toksik etki gösterebileceklerini ben de kabul ediyorum.
Ne var ki Hipokrat’ın koyduğu o ilk kural burada da değişmiyor: “Premium Nihil Nocere”, yani “Önce zarar verme!” Şu kuralın altını kesinlikle çizmek gerekiyor: “Önce güvenlik!” Bunun sebebi bitkisel ilaçların da, bunlardan hazırlanan sağlık desteklerinin de tümüyle tehlikesiz olmamalarıdır.

SUYUN BİLE FAZLASI TEHLİKELİ

Eğer bu ürünler gereğinden yüksek dozlarda ve tavsiye edilenden daha uzun süre kullanılırlarsa zarar verebiliyorlar. Ayrıca kullandığınız reçeteli ilaçlarla birlikte alındıklarında beklenmeyen bazı reaksiyonlara sebep olabiliyorlar. Ayrı ayrı kullanıldıklarında faydalı olabilen bitkisel destekler, birlikte kullanıldıklarında vücudu hırpalayabiliyor.
Bu desteklerden bazıları, bazı kişilerde beklenmedik ağır alerjik reaksiyonlara yol açabiliyor. Bazıları karaciğer veya böbrek yetmezliğine yol açabiliyor. Hamilelikte kullanıldığında anne ve çocukta önemli reaksiyonlara sebep olabilenleri, küçük çocuklarda ve/veya yaşlılarda kullanılmaması gerekenleri var. Kısacası bu yeşil eczaneden faydalanırken çok dikkatli hareket etmek gerekiyor. Fayda göreceğim derken zarar görmemek, başınıza iş açmak istemiyorsanız bazı temel kurallara uymanız şart.

Haberin Devamı

NE YAPMALI?

Doğal ürünler nasıl kullanılmalı?
Eğer tabii ürünlerden özellikle bitkisel desteklerden faydalanmak istiyorsanız, bu kararın mutlaka bilgi ve deneyim ile onaylanması gerektiğini unutmayın. Bu ürünleri kullanıp sağlık kazanayım derken sağlığınızı tehlikeye atmak istemiyorsanız bazı temel kurallara uymaya çalışın.
İşte o kurallar:
1) Bu ürünleri bir doktor, eczacı veya beslenme uzmanıyla görüşmeden kesinlikle kullanmayın.
2) Bir sağlık sorunundan korunmak değil de, o sorunu çözmek yani hastalığı tedavi etmek için bu ürünlerden faydalanmayı düşünüyorsanız, doktorunuz ne diyorsa onu yapın.
3) Doktorunuza bilgi vermeden herhangi bir hastalığın tedavisi için bu ürünleri kullanmayın.
4) Korunmak ve güçlenmek amacıyla kullandığınızda da yan etkilere karşı uyanık olun. Bitkilerin içinde tıpkı ilaçlardaki gibi kimyasal maddelerin olduğunu, bu kimyasalların vücudunuzda bazı toksik reaksiyonlara, alerjik tepkilere sebep olabileceğini unutmayın.
5) Eğer reçeteli bir ilaç kullanıyorsanız, bu ürünlere başlamadan önce mutlaka doktorunuzla konuşun.
6) Ortaya çıkabilecek belirtileri dikkatle izleyin ve en kısa zamanda eczacınıza veya doktorunuza haber verin.
7) Bu ürünleri eczanelerden veya resmi makamlardan onaylanmış ürünleri satan yerlerden satın alın.
8) Standardize edilmiş ürünleri kullanın. “Standardize edilmiş ürün” demek, belirli işlemlerden geçirilerek temel aktif bileşenlerinin mevcudiyeti ve miktarı garanti edilmiş ürünler demektir.
9) Eğer geleneksel bitkisel ürünlerin satıldığı aktarlardan bazı bitkisel ürünleri almayı düşünüyorsanız, bu ürünlerle ilgili doğru bilgilenmeye, etiket bilgileri ile yetinmemeye çalışın. Bu ürünlerin çoğunun bir sağlık sorununu tamamen çözmeye gücünün yetmeyeceğini, bu ürünleri kullanmaya başlayınca reçete ilaçlarınızı terk etmemeniz gerektiğini unutmayın. Aktarlardan aldınız ürünleri küçük dozlarda ve yavaş yavaş miktarı arttırarak kullanmaya çalışmanız da bir çözüm olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları