4 basit beslenme tavsiyesi

Kilo sorununuz olsun ya da olmasın, beslenirken dikkat etmeniz gereken basit bazı kurallar var. Bunları biz de sık sık hatırlatıyoruz. Ne var ki bu öneriler genelde ya zor ya da lezzet düşmanı(!) şeyler. Böyle oldukları için de hoş karşılanmaz, kabul görmezler. Ama bu önerilerin basit ama son derece etkili olanları da var. işte onlardan dördü...

Haberin Devamı

TAVSİYE 1: PORSİYONLARI KÜÇÜLTÜN

Porsiyon büyüklüğü evde de dışarıda da önemli bir tehdit. Tabaklar da, kaşıklar da, içeceklerin kutu/şişe boyutları da sürekli büyüyor.
Restoranlardaki ve evlerdeki porsiyonların büyüklükleri son 50 yılda en az yüzde 30 arttı. Porsiyonların büyümesiyle birlikte göbek çevreleri de genişledi.
1950’de ilk fast food hamburger porsiyonu 200 kalori kadardı. 1970’lerde porsiyonlar büyüdü, bir fast food hamburger porsiyonunun kalori değeri 350-400’ü buldu.
Orada da kalmadı, zamanla bu porsiyonlar 600 kalorilere kadar yükseldi.
2000’li yıllarda ise küçük, orta, büyük ve süper büyük menüler piyasaya sürüldü. Kalori değerleri neredeyse 1000’i aştı. Eve teslim hazır pizzalarda kalori yükü 1000-1500 civarında.
Çocuk menüleri bile minimum 400-500 kaloriden başlar oldu.
Porsiyonlara aman dikkat!

Haberin Devamı

TAVSİYE 2: YAĞLARDAN GELEN ENERJİYİ ÇOK DÜŞÜRMEYİN

Yapılan araştırmalarda, tüketilen günlük enerjinin yağdan gelen oranı 1970’lerde yüzde 49, 1990’larda yüzde 34 ve 1994’te yüzde 33 olarak tespit edilmiş, yani yağ oranı sürekli azalmış.
Tüketilen günlük enerjinin rafine karbonhidratlardan gelen oranı ise artmaya devam ediyor. Kalori miktarı arttıkça yağ miktarı aynı kalmış, hatta yağ yüzdesi düşüş bile göstermiş ama karbonhidrat oranı hep yükselmiş.
Bu büyük, hem de çok büyük bir sorun. Sadece enerji sorunu da değil.
Birçok işlenmiş karbonhidrat içerikli besin aşırı trans yağ içermektedir. Trans yağlar doymuş yağlardır ve kan kolesterol seviyesini artırarak, kalp-damar hastalıkları riskini oluşturur.
Trans yağlar genellikle kurabiye, kraker, cips ve fast food gibi karbonhidrat içerikli besinlerde bulunur. Yağsız yiyerek diyet yapılmaz. Yapılsa da etkili ve başarılı olmaz.
Çünkü yağı azaltılmış besin doyurmaz. Ayrıca lezzetini de kaybeder. Neticede de beklenenden fazla tüketilir. Özetle yağın çoğu da azı da zarar, “makul miktarı” karar diyebiliriz!

TAVSİYE 3: YAVAŞ YİYİN

Yemek yeme hızınızı azaltmanız, kilo kontrolünü sağlamanızda son derece önemli bir ayrıntıdır. Yavaş yeme, sadece daha az yemenizi değil, yiyeceklerin lezzetiyle ilgili duygusal hazları daha yoğun hissetmenizi de sağlar.
Yemeğe başladığınız andan itibaren açlık kontrol mekanizması tokluk hissine ulaşmak için en az 15-20 dakikalık bir zamana ihtiyaç duyar. Yavaş yiyerek açlığınızın yoğunlaşmasına engel olun. Yavaş yemek yiyerek açlık merkezine tokluk hissinin ulaşması için zaman verin.
Rahat bir ortamda, oturarak ve iyice çiğneyerek yavaş yavaş yemeyi deneyin. Yemeğinizin ortalarına doğru da kendinizi tok olup olmadığınız yönünde şöyle bir sorgulayın.
Eğer cevabınız evet ise, yemek yemeye devam edip etmemeyi bir kez daha düşünün. Yemeğiniz çok lezzetli olsa bile bunu deneyin. Yemek dışı şeylerle ilgilenin. Dikkatinizi yemeğe vermeyin. Yemek aralarında çatalınızı bırakın.
Yalnız yemek yememeye çalışın. Yemek masalarını bir sohbet aracı haline getirin.

Haberin Devamı

TAVSİYE 4: ŞÜKREDİN!
Yemeğe başlamadan önce biraz durun, derin bir nefes alın ve düşünün! Masanızdaki yemeğin yapımında kullanılan besin maddelerinin bahçede, tarlada, denizde ya da otlaklarda üretilmesini, ön besin maddeleri haline getirilmesini, taşınmasını, saklanmasını, mutfakta hazırlanma aşamalarını gözünüzde canlandırmaya çalışın.
Soframıza gelene kadar besinlerin geçirdiği evreleri, verilen emekleri ve emek veren insanları hayal edin!
Doğada her şeyin ne kadar birbiriyle ilişkili, mükemmel bir düzen içinde seyrettiğini, emek ve sevgi gerektirdiğini hatırlayın. Size bu olanağı sağladığı için Tanrı’ya minnet duygularınızı ifade edin. Şükredin!
Bu sizin daha ölçülü, daha yavaş, daha özenli yemenize başlangıç teşkil edecektir.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları