Turizmi kurtarmak için en kısa yol

Cuma günü Gila Benmayor yazdı.

Haberin Devamı

Turizm sektörünün önde gelen aktörleri turizmi yeniden canlandırmak için önerilerini sıralamış.
Ben en çok İskender Çayla’nın şu söylediğini tuttum:
“Gelinen bu noktada Türkiye’nin yurtdışı tanıtımının eski, bildiğimiz yöntemlerle yapılması zor.”
Çayla haklı.
Bir adet yüksek bütçeli tanıtım filmi çekip bunun yabancı kanallarda yayınlanması eski ve bildik yöntem mesela.
Tanıtım için rotayı da vermiş Çayla: Sosyal medya!
Bu mecranın, özellikle de Instagram’ın daha etkin kullanılması gerektiğinden bahsediyor Çayla.
Peki tüm bu ataklar için ilgili bakanlığın harekete geçmesini beklemek ne kadar doğru?
Neden özel sektör ya da Instagram’da etkili olan kullanıcılar bunu kendiliğinden yapmasın?
Alanında iyi halkla ilişkiler şirketleri bir araya gelse, bunu gönüllü olarak örgütlese ne güzel olur.
Bürokrasi eliyle bu iş çok uzun süreceğine göre...
Kaybedecek gram vaktimiz de olmadığına göre...
Gayet şık olur bence!

 

Haberin Devamı

Mert Alaş’ın poposu

Turizmi kurtarmak için en kısa yol

Mert Alaş dün Instagram hesabında poposunun fotoğrafını yayınladı ve olay oldu.
Poposu çıplak değildi, üzerinde Beymen’in bir jean’i vardı.
Buna rağmen Alaş’ın poposuna övgüler yazıp durdu takipçileri.
Aslında Alaş’ın bu ilk ‘dikkat çekme’ vukuatı değil.
Birkaç gün önce de şarkıcı Doğuş’un önü saksılı meşhur çıplak pozunu anımsatan bir karesini yayınlamıştı.
Tek fark, saksı yerine Alaş’ın önünde dünya küresi vardı...
Anlaşılan Alaş, kışkırtma konusunda hem hayranı hem de arkadaşı olduğu Madonna’nın izinden gidiyor.
Bir yandan da kendinden bir ‘it boy’ yaratıyor:
Çoğu uluslararası şöhret olan arkadaş çevresiyle, üzerine giydiği ya da giymediğiyle, gittiği lüks yerlerle, jete binerken çekilen görüntüsünü koymasıyla...
Doğrusu bunda da başarılı. Ona yakışıyor da. Üzerinde şık duruyor.
Ama tüm bunları yaparken Alaş yönetmenlik kariyerini rafa kaldırmış gibi duruyor.
Dışardan görünen bu...

 

Haberin Devamı

Didem ve Can detay vermeli, çünkü

Turizmi kurtarmak için en kısa yol

Didem Soydan’la Can Bonomo’nun ayrılığı daha önce karşılaştığımız hiçbir ayrılığa benzemiyor.
Bu yüzden şaşkınız.
Cengiz Semercioğlu dün sormuş, Didem de net bir şekilde yanıtlamış, diyor ki:
“Saygısız, kötü bir şekilde ayrılmadık. Can’ı o kadar seviyorum ki, hakkında kötü bir şey söyleyemem.”
Keşke Didem ayrılık safhasını daha detaylı anlatsaymış.
Hayır, özel hayatlarını merak ettiğimden değil.
Kötü ayrılan ya da bir türlü ayrılamayan sevgililere/çiftlere örnek olmaları açısından!
İyi bir şekilde ayrılamayan o kadar çift var ki...
Belki Didem’le Can’ın yöntemlerinden ilham alırlar.

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları