Pardon, elektriğiniz var mıydı?

Dün sabah saat 10.30 civarı...

Haberin Devamı


Tam yazıyı yazıyorum, üstelik şaşırtıcı bir şekilde bitmek üzere.
Hoop, elektrikler gitti!
Her zamanki gibi bilgisayar şarjda değildi.
Yarım saat dayandı dayandı, sonra geçmiş olsun dedim kendi kendime.
Rahat davrandım, nasıl olsa az sonra elektrik gelir diye.
Yanılmışım, meğer Yeni Türkiye olarak topluca karanlıkta kalmışız!
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya...
Ve daha birçok il.
Eh, bu durumda ne yaparsın?
Jeneratörü olan yer ararsın!
Çünkü yazıyı acilen geçmen gerekiyordur.
Neyse ki şanslıyım, mahallemin biricik/minicik kafesi Twins Coffee Roasters’da jeneratör varmış.
Yazının son demlerini buradan tamamlıyorum yani...
Bu arada işyerlerinden çıkan birçok insan buraya gelmiş durumda. Hepsiyle arkadaş olduk!
Ne de olsa ofiste yapacak pek bir şey yok!
Sokaklarda da birçok insan şaşkın şaşkın birbirine bakıyor, “Ne zaman gelecekmiş?” muhabbeti yapıyor.
Metro kapanmış, trafik kilit.
Trafik lambaları çalışmıyor diyorlar. Malum Amerikan dizisi Revolution’ın ilk saniyelerini yaşıyor gibiyiz!
Böyle yani.
Sokağın son dakikası, en gerçek güncel havadisi...
İşin kötüsü, telefonumun şarjı da bitiyor. Asıl gerçek bu galiba...

Haberin Devamı

Yakışıklı din öğretmeni!

Sosyal medya, özellikle de Instagram kasting ajansı gibi!
Dünyanın bir köşesinde adını daha önce hiç duymadığınız biri sırf fiziksel özelliklerinden ötürü bir anda ünlü olabiliyor.
Kadınların ölüp bittiği, mavi gözlü yakışıklı mahkum Jeremy Meeks’i hatırlayın. Facebook’ta fotoğrafının paylaşılmasından sonra dünya üzerindeki kadınlar topluca çıldırmıştı, “Bizi de onunla kelepçeleyin” diye.
Şimdi bizim de böyle bir fenomenimiz oldu:
Din öğretmeni Serhat Karanfil.
Bir Meeks kadar olmasa da hayranları var!
Sınıfta gizlice çekilen fotoğraflarından sonra adına sahte hesaplar açılmaya başlanan Karanfil, sonunda çareyi açıklama yapmakta bulmuş, “O hesaplar bana ait değildir” diye. Kendi hesabını da kilitlemiş.
Ama nafile tabii, Karanfil’in modellere taş çıkartan pozları artık her yere yayılmış durumda.
Meeks’i hapisten kurtarma çalışmaları yapmak isteyen çılgın hayranları gibi, Karanfil’in hayranları da hayli fanatik:
Yorumlarda, “Senin gibi hocam olsun okula kapanıp gelirim” diyen kızlar bile mevcut. Elbette bu geçici bir ün, bu ilgi de geçici bir heves.
Yarın belki bir inşaat işçisi fenomen olacak. Bu işler böyle. Hatta gerçekten inşaat işçisi olması da gerekmiyor! Sırf ters köşe olsun, sıradan ama seksi diye birileri proje çalışması dahi yapabilir.
Nitekim Serhat Karanfil için de zaman zaman aynı şeyi düşünmüyor değilim.
Sonuçta sosyal medya bu, paranoya dünyası...
Fakat ilginç olan şu: Artık insanlar kendi keşfettikleri geçici ünlülerin peşinden sürüklenecek, onların ne yaptığını merak edecek.
Çünkü muhteşem sır burada: Biz keşfettik, biz fenomen yaptık!
Kıvanç Tatlıtuğ ya da Kenan İmirzalıoğlu filan gibi medya ve dizilerle fenomen olmuş ünlüye hayranlık, bu yüzden bir süre sonra sıkıcı bir şey haline gelecek.

Haberin Devamı

Instagram göndermeleri

Instagram’da incelenesi bir Türk alışkanlığı var.
Genelde şöyle oluyor.
Hesabın sahibi bir özlü söz paylaşıyor ya da bizzat kendi cümleleriyle bir şeyler karalıyor.
Anlıyorsun ki o yazılanlar birine ya da birilerine gönderme/mesaj.
Kısaca çemkirme sanatı diyorum ben buna.
Ünlü bir misal verelim.
En son Harun Tan şöyle bir cümle paylaşmış:
“Bir düşünce ekersin bir eylem biçersin. Bir eylem ekersin bir alışkanlık biçersin. Bir alışkanlık ekersin bir karakter biçersin. Bir karakter ekersin kaderini biçersin.”
Şimdilerde herkes bu özlü mesajın Ebru Şallı’ya gönderme olduğunu düşünüyor. Akçıl’la ayrılığın ardından paylaşıldığı için...
Gerçi her yöne sündürülebilir bir paylaşım, ama sonuç değişmiyor işte:
Bir özlü söz ya da özlü sözümsü bir şey paylaştıysanız, illa ki birine laf sokmaya çalışıyorsunuz demektir.
Biz Türkler de birbirimizin yüzüne her şeyi direkt olarak pek söyleyemediğimize göre instagram çemkirmeleri herkesi kurtaran en iyi çözüm oldu.

Yazarın Tüm Yazıları