O gün en çok ‘zihniyet’e vurgu yapıldı

Cumartesi günü...

Haberin Devamı

O gün en çok ‘zihniyet’e vurgu yapıldı

Cumartesi günü...
20 yaşındaki Özgecan Aslan’ın üç erkek tarafından yakılarak öldürülmesi haberi duyulduktan sonra sosyal medyada tepkiler çığ gibi büyümeye başladı.
Herkes bir şeyler paylaştı. Kimi bir başkasının sözlerini, kimisi ise bizzat kendi cümleleri/düşüncelerini...
O paylaşımlar arasında en çok kullanılan kelimelerden biri “zihniyet”ti.
“Bu zihniyet değişmeli” denildi.
Kadınlar yaşadıklarından örnekler verdi.
Ünlü kadınlar bile başlarına geleni çekinmeden paylaştılar.
Özellikle Beren Saat’in yazdıkları çarpıcıydı.
Daha çok küçükken okulda yaşadıklarından başlıyor, kanal yöneticisinin/dizi oyuncusu arkadaşının tacizine kadar başına gelen zor anları sansürsüz anlatıyordu.
Bir başka ünlü, Demet Akalın, sadece sosyal medya üzerinden tepki göstermek yerine Taksim’e gitti, yürüyüşe katıldı.
Tepkisini daha anlamlı, daha samimi kıldı.
Bunlar daha önce görmediğimiz şeyler!
Özgecan cinayeti her kesiminden kadını ayaklandırdı.
Ve işte cumartesi günü en çok “zihniyet”e vurgu yapıldı.
Peki zihniyet diye kastedilen şey bir anda değişir mi?
Zor.
Dahası o zihniyet her şeyin bir toplamı/ürünü değil mi?
Ailesiyle, okuluyla, medyasıyla, popüler kültürüyle, siyasi iktidarların aldığı kararlar ve bakış açısıyla, dahası cinselliğin hâlâ tabu olmasıyla...
En önemlisi, o erkekleri büyüten yine kadınlar değil mi?
Şimdi önemli olan Özgecan’dan sonrası.
Ya ülkenin tüm kadınları tepki gösterdiğiyle kalacak ya da bu ayaklanma öyle bir devam edecek ki, minibüsteki o adam gibiler akıllarına düşen kem düşünceleri anında uzaklaştırmak zorunda kalacak.

Haberin Devamı


Bir kısım dans eder, çoğunluk bakar

Aynı cumartesi...
Bir yandan Özgecan cinayeti gündemimizde bir yandan da hayat devam ediyor ve günlerden Sevgililer Günü. Akşam 7 civarı Maçka KüçükÇiftlik Park’ta bir Sevgililer Günü etkinliğine uğradım.
Time Out Dergisi’nin düzenlediği “Aşka Gel” adlı bu etkinlikte de durgunluk hakimdi.
Bir kısım (sevgili) insan sahne önünde gayet güzel, hatta içlerinden bazıları profesyonel bir edayla dans ediyor, çoğunluk ise onları seyrediyordu.
Hani düğünlerde olur ya. Oynayanlar azdır, onları seyre dalan ise hep daha fazla. Tam o hesap...
Oysa böyle bir etkinlikte herkesin dans etmesi, olmadı yerinde şöyle bir salınması gerekmez mi?
Ama yok, bizde bir kısım hep daha cesaretlidir, daha iyi kendini ifade eder.
Çoğunluk ise o bir kısma bakar, aslında onun gibi olmak ister, ama bir şeyler onu engeller ve bu yüzden bir türlü iki taraf arasında kaynaşma olmaz.
Kaynaşma olmayınca da ne olur?
O bir kısmın cesareti kırılsın diye çoğunluk onlarla dalga geçer, çemkirir, yani özellikle onları anlamak istemez.

Haberin Devamı


O videoya bakınca...

Hurriyet.com.tr’nin videolar kısmında var, mutlaka bulup izleyin.
Kadıköy’de Özgecan için eylem yapan kalabalığın arasına giren bir araba var.
İlerleyemeyince arabanın sahibi sinirli bir şekilde kalabalığa bağırmaya başlıyor.
Sonra aracından çıkıyor ve kavga başlıyor.
Kılığına kıyafetine baktığınızda gayet medeni (gibi) duran bir adam değil mi?
Ama işte saygısı yok, anlayışsız.
Ve kavga etmeye dünden hazır.
Durumumuz cidden içler acısı.
Zihniyet dediğimiz şey de yerlerde...


Yazarın Tüm Yazıları