Meryem Uzerli haberleri neden seksi

Meryem Uzerli Türkiye’ye geri dönüyormuş...

Haberin Devamı

İstediği yapımcının dizisinde oynayacakmış...
Bölüm başına 60 bin lira alacakmış...
Günde 9 saatten fazla çalışmayacakmış...
Can Ateş ona 32 tane gül göndermiş...
Hatta evlenmeyi düşünüyorlarmış...
İki tarafın anneleri birbirini sosyal medyada takibe almış...
Meryem Uzerli haberleri her zaman seksiydi.
Bugünlerde daha çok seksi.
Arka arkaya bir şeyler çıkıyor hakkında.
Çünkü Uzerli’nin hikayesinde her şey var: Kırık bir aşk hikayesi, erkek tarafına aldırmadan dünyaya getirilen bir bebek, ani bir kaçış, kendi kurallarını/tarzını herkese kabul ettiren ve bunu gayet sempatik bir şekilde yapmayı başaran anarşist bir tavır...
Kısacası, yok yok Uzerli’de. Hikayesini izlemeye devam.
Ne zaman ki buraya gelip sıradan bir dizide sıradan bir karakteri oynayacak, işte o zaman tüm albenisini yitirecek Uzerli.
O yüzden: Dönmese daha mı iyi olur acaba?

Haberin Devamı

Meclis magazini

CHP’li Aylin Nazlıaka’yla başlayan ayakkabı polemiği malum.
Bu polemiğin akabinde Meclis’teki konuşmalar nasıl ama?
Ünlülerin polemiği solda sıfır kalır!
Misal: Ak Partili Gökçen Özdoğan Enç, Nazlıaka’ya “Botokstan görünmüyor gözlerin” diye çemkirmiş.
Bir diğer milletvekili de, “Ayakkabın gibi ucuzcusun!” diye gürlemiş.
Meclis magazini ünlülerin magazininden daha ateşli daha heyecanlı olabiliyor. Beklenmedik şekilde seviyesiz olduğu için...

“Valla çok üzüldüm” karesi koymak

Bir süre sonra çok üzüldüğümüz şeylere nasıl tepki verdiğimizi filan unutacağız.
Çünkü yapılan ilk şey artık belli:
Hemen Instagram’a fotoğraf koymak...
Robin Williams’ın ardından da böyle oldu.
Herkes üzüntülerini onun fotoğrafını koyarak anlatmak istedi.
İnsan gerçekten birinin ölümüne üzülse aklına ilk gelen sosyal medya paylaşımı olabilir mi?
Amaç üzüntünü cemaatinle (yani takipçilerinle) paylaşmak mıdır yoksa ne kadar üzüldüğünün gösterişini yapıp layk orgazmı yaşamak mı? Hangisi?

Kışın çekim merkezi Bomonti mi

Kule kule yükselen/yükselmeye de devam eden rezidanslarıyla yeni Bomonti (yeni Türkiye gibi bir şey) kış sezonunda sosyal hayatın cazibe merkezi olacak gibi.
Eski bira fabrikasına konuşlanacak Babylon ve bilumum d.ream markası, yakın civarda onlardan bağımsız yeni mekanların doğmasına da olanak sağlayacak.
İşte şimdiden onlardan birinin haberi geldi bile.
PR, organizasyon sektörünün tanıdık siması Esra Zarakol’un Bomonti’de açmaya hazırlandığı meyhane.
Kısa zamanda Ece Aksoy’un Ece’si gibi bir yer olacağını düşündüğüm bu meyhaneyle birlikte başka orijinal mekanların peş peşe sökün edeceğini söylemek çok da kehanet olmasa gerek.

Haberin Devamı

Nişantaşı’nın yeni yükseleni: Topağacı

Ne Atiye Sokak ne Abdi İpekçi ne de Mim Kemal tarafı.
Nişantaşı demek artık Topağacı demek.
Epeydir bu civarı sırtlayan iki mekan var:
Divine ve Mahalle.
Mahalle ilk açıldığı dönemde daha iyiydi.
Şimdilerde bayrağı Divine’a kaptırmış durumda.
Kaldırıma geniş geniş yayılmış Divine hafta içi öyle kalabalıktı ki, hani biraz da müzik yapabilseler “Yeni Lucca’ya hoş geldiniz” diyebilirdim rahatlıkla.
Ama Divine’ın o taraklarda bezi yok.
Cihangir bohemliğinde
bir mekan burası.
Alt katında mini bir caz kulübü bile var.
Divine’ın bir masasında Göksel’i görüyorsunuz, başka bir masasında Feryal Pere’yi. Nişantaşılı herkes orada.
Bu iki mekan dışında Topağacı’nın yıldızı parlayan diğer bir mekanı da MOC. Tipik bir kahve dükkanı gibi duruyor ama tarzı, dışarıya taşan masalarıyla MOC şimdilerde ortalıkta görünmek istemeyen Nişantaşılı’nın yeni adresi...

Yazarın Tüm Yazıları