‘Kayıp Kız’dan çıktım, kafam karıştı

Şaşırıyorsun, bazen “Bu kadar da olmaz” diyorsun, her ters köşeden sonra zihnin daha da allak bullak oluyor, ah bir de kadınlar ve medyadan ürküyor, erkek milletine ise fena halde acıyorsun!

Haberin Devamı

Gone Girl/Kayıp Kız filminden çıktıktan sonra bunları hissettim.
Romanını okumadım, dolayısıyla film romanla aynı tadı veriyor mu vermiyor mu, bilemem.
Ama tek bildiğim David Fincher’ın uyarlaması nefis bir tattaydı: Soğuk, gizemli, acımasız ve eleştirel...
Şimdi konusundan uzun uzun bahsetmeyeyim, çünkü film bol sürprizli. Anlatırken her an bir açık verebilirim.
Ama eleştirdiği/bolca dokundurduğu iki şey, yani evlilik kurumu ve medya üzerine saatlerce konuşmak/dertleşmek lazım.
Film buna kışkırtıyor insanı.

ZALİM BİR EVCİLİK OYUNU
Ve aslında özetle diyor ki, evlilik aslında zalim bir evcilik oyunudur. Bu oyunda ipler her daim kadının elindedir.
Çünkü erkeğin bir süre sonra dikkati dağılır, hımbıllaşır, rutinde kaybolur, bir bira bir bilgisayar oyunu yalnızlığına gömülür.
Kadına ise sadece detaycı deyip geçmek haksızlık olur.
Kadın her adımı not eder, dahası bir sonraki adımı düşünür, strateji belirler, erkeği istediği yöne çeker, farkına varmadan onu manipüle eder, istediğini yaptırır, elde etmeden asla geri çekilmez...
Sanki bu noktada film, medyayla kadının ortak özelliklerini gözümüze sokmak ister gibi.
Kadın nasıl karşısındakini şekillendirmekte, kendini ve kocasını çevresine istediği şekilde yansıtmakta ustaysa medya da aynı şeyi reyting uğruna yapar diyor:
Bir gün şeytan dediğini ertesi gün aniden melek diye tanıtır!
Tam da o anda bizim gündüz kuşağı figürlerini anmamak elde değil.
Filmi izleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız...

ANNE TİPİ VE KAFA KOPARTAN KADINLAR

Filmin iyi kadınları da var tabii. Kız kardeş karakteriyle dedektif mesela. Olaylara daha objektif bakıyor, erkeği anlamaya çalışıyorlar.
Daha “anne” gibi kadınlar bunlar.
Şefkati bol, dişiliği çok ön planda olmayan...
Sürekli strateji düşünen, istediğini elde etmeden bırakmayan intikamcı kadınlara ise kafa kopartan kadınlar diyebiliriz.
Ve yine kadınlar çok iyi bilir ki, erkekler anne tipi kadınları çok sever, onlarla sevgili olur. Ama son dakikada o havalı, kafa kopartan kadınla aniden evlenir! Üç ay sonra da kadının hamile olduğı sürpriziyle baş başa kalır...
Anne tipi kadın ise “Neden böyle oldu?” şaşkınlığını üzerinden atamaz. Çünkü o kafa kopartan kadın gibi hedefe odaklı olmamıştır hiçbir zaman.
Bakınız günümüz dünyası bunun minnoş örnekleriyle doludur.

BİR RİCAM VAR
Nereden nereye. Kayıp Kız böyle bir film işte. Zihin açıyor, zihin bulandırıyor; ikisi birden.
Bu whats app zamanlarında bulunmaz Hint kumaşı.
Zor ya artık, bir şeye tam odaklanmak. Kayıp Kız bunu sağlıyor.
Öyleyse şimdi bir ricam var: Üç bölümden oluşan bu zeki filmi şu güzelim cumarteside izledikten sonra Sosyal Hürriyet profilimde yazın, tartışalım.
Çünkü hâlâ kafamda deli sorular var.
En mühimi de mesela şu:
Sevdiğiniz kişiyi gerçekten iyi tanıdığınıza emin misiniz?

Haberin Devamı

Vogue’un moda haftası kareleri
Bizim moda dünyası insanları bugünlerde bunu konuşuyor:
Vogue dergisinin internet sitesinde yer alan, 14 karelik İstanbul Fashion Week fotoğraf galerisini...
Konuşulma nedeni malum, fotoğraf galerisinde türbanlı modaseverlere daha çok yer verilmiş olması.
Fotoğraflardan birini buraya alıyorum, diğerleri için linki veriyorum:
http://www.vogue.com/slideshow/3248475/istanbul-fashion-week-street-style-spring-2015/#1
Bana sorarsanız Vogue olanı yansıtmış. Moda haftasını son üç yıldır gayet sıkı takip ediyor muhafazakar kesimin kadınları.
Tartışacak/vah vah diyecek bir durum yok.
Aksine renkli görüntüler çıkıyor ortaya işte.

Haberin Devamı

İSTANBUL mekan Top 10 (18-25 ekim tarihleri arası)
1. Pizza Emirgan-La Boom / Emirgan (1)
2. Ulus 29 / Ulus (2)
3. Lucca / Bebek (8)
4. Fenix / Etiler (3)
5. Sunset / Ulus (4)
6. Colonie / Karaköy (5)
7. Yeni Lokanta / Beyoğlu (6)
8. Gaspar / Karaköy (7)
9. Nopa / Nişantaşı (9)
10. La Petite Maison / Nişantaşı (10)

Yazarın Tüm Yazıları