Hiç böyle bir şey yaşamamıştım

Yüzbinlerce insan...

Haberin Devamı

Hiç böyle bir şey yaşamamıştım

Devasa bir alana yayılmış...
Ama devasalık öyle böyle değil: Üç stadyum rahatlıkla sığar buraya.
Bu alanın içinde ise irili ufaklı onlarca sahne var.
Ama asıl olayın koptuğu yer büyük sahne.
Öyle bir sahne ki Alice’in Harikalar Diyarı’ndan kopup gelmiş gibi: O kadar fantastik o kadar masalsı...
Belçika’da düzenlenen meşhur Tomorrowland Festivali’nden bahsediyorum.
2005 yılından beri yapılan Avrupa’nın en büyük elektronik müzik festivalinden...
Doğrusu bu ya, gitmeden önce diyordum ki “En son Sonar Festivali’ni izledim, ondan daha büyük olamaz herhalde.”
Fena halde yanılmışım.
Sonar’ı kat be kat aşan bir alana yayılmış Tomorrowland.
İçeriyi gez gez bitmiyor.
Kalabalık içinde kayboluyorsun.
Hatta zaman zaman korkuyorsun da:
“Ya içeride bir patlama olursa?”
Çünkü artık içinde yaşadığımız dünya, endişe dünyası.
Bu ihtimal sadece benim aklıma gelmiş değil tabii.
Girişte güvenlik had safhada. Didik didik aranıyorsun.
Tepede de sürekli bir helikopter geziniyor.
ELEKTRONİK BİR MASAL
Tomorrowland’den içeriye girdikten sonra ise bir rahatlama hissi geliyor.
Çünkü festivalde sadece sahneler fantastik bir şekilde dizayn edilmemiş, çöp kutularından tuvaletlere yeme-içme ortamından göldeki fıskiyelere kadar her şey aynı kafada.
Tam bir masal ortamı yaratmışlar yani.
Yetişkinler için bir elektronik müzik masalı...
BAYRAKLAR NEDEN VAR
Saat 22.00 suları ise Tomorrowland’in tam bir ayine dönüştüğü dakikalar.
Hem müzik zirve yapıyor hem de büyük sahne üzerinde patlayan havai fişekler, kalabalığın üzerinde gezinen lazer ışıkları...
DJ’in “Şimdi herkes otursun” sözleriyle tüm kalabalık aynı anda oturuyor.
“Haydi şimdi de kaldırın poponuzu” demesiyle ise herkes ayağa kalkıyor.
Muazzam bir görüntü, muazzam bir birlik hali.
Ama ilginç bir ayrıntı da var.
Kalabalığın içinde bayraklarına sarılmış ya da bayrağını sallayan insanlar çoğunlukta.
Brezilyalısı, Fransızı, Almanı, Lübnanlısı...
Bu masal ortamının içinde hangi ülkeden olduğunun altını çizmek neden?
Kimin hangi ülkeden olduğunun ne önemi var ki?
Sanırsın Eurovision ya da futbol maçındayız...
Bir elektronik müzik festivalinde ilk kez tanık olduğum bir şey bu.
Oysa Tomorrowland tam aksine sınırların olmadığı bir dünya vaat ediyor katılımcılara.
Çünkü içerideki her şey bu yönde, bunu hatırlatan şeylerle dolu...
İNSANLARIN BİRBİRİNE İHTİYACI VAR
Kalabalığın kopuş halini daha iyi görmek için en yukarıya tırmanıyorum.
Yukarıda markaların lounge kısımları var.
Orada kalabalığa hiç karışmadan şampanyanı yudumlayarak olayı tepeden gözetlemen mümkün.
Festivalin konforlu, lüks hali yani.
Sahne sponsoru Mazda’nın lounge’una giriyorum.
Buradan her şey daha geniş açıdan görünüyor.
İnsanların çığlıkları, havai fişekler, bir noktadan sonra gürültü gibi gelmeye başlayan ama insanı sürekli enerjik tutan müzik...
Düşündüğüm iki şey var:
1. İnsanların birbirine ihtiyacı var, hem de çok!
2. Daha önce bu kadar kalabalıkla böyle bir deneyim hiç yaşamamıştım. İnanılmazdı, çok çok iyi geldi.
O yüzden derim ki önümüzdeki yıl ne yapın edin, Tomorrowland’i tatil planlarınız arasına sokun.
Mutlaka yaşanası bir deneyim çünkü.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları