Fazıl Say’dan Alaçatı atağı

Her şey doğaçlama gelişmiş.

Haberin Devamı

Geçen hafta Alaçatı’da tatil yapan Fazıl Say bir gece Tek Masa adlı mekana gidiyor.
Tek Masa, Alaçatı’da şimdiye kadar birçok ünlü mekana imza atmış Haldun Demirhisar’ın ‘dost meclisi’ mekanı.
Birbirini tanıyan, tanımayan ya göz aşinalığı olan herkes mekanın uzun masasının etrafında toplanıp yemek yiyor.
Sonra da hep beraber şarkılar söyleyip eğleniyor.
Fazıl Say’ın Tek Masa’da olduğu gece ise ekstra bir durum yaşanıyor.
Mekanda bulunan duvar piyanosunun başına geçiyor Say.
Ve orada bulunanlara mini bir resital veriyor.
İşte fikir de o geceden sonra doğuyor:
Alaçatı’ya bir müzik festivali kazandırmak...
Haldun Demirhisar ve Fazıl Say’ın ortak fikri olan müzik festivali projesi önümüzdeki yaza planlanıyor.
Klasik ve caz disiplinlerinin bir arada olduğu konserler düşünüyor Say.
“Hatta” diyor, “Bir tane rock bile olabilir. Teo çıkmaz mı acaba?”
Teo dediği elbette Teoman.
“Bence çıkar” diyorum, “Peki nerede olacak bu konserler?”
Hacımemiş’in küçük meydanı ya da Haldun’un diskosunun arka tarafındaki alan ilk akla gelen yerlermiş...
Eğer festival gelecek yaza gerçekleşirse Haldun ve Fazıl, Alaçatı’nın çehresine önemli bir katkı sağlamış olacaklar.
Kendi adıma heyecanla bekliyorum. Üreten insanları seviyorum.
UNUTMADAN: Geçen hafta sonu sadece Fazıl Say değil, Cem Yılmaz da Alaçatı’daydı.
Aynı otelde kalan iki ünlü isim bir gece aynı mekanda, Köyün Diskosu’nda eğlendi.
Evet, Ebru Şallı da oradaydı.
Zaten haberlerden takip etmişsinizdir, Cem’le aralarında ‘bir şeyler’ var...
Unutmadan, keşke Cem Yılmaz da Fazıl’ın müzik festivali projesine destek verse.
O da seviyor müziği. Hatta belki ortak, sürpriz bir şey bile yapabilirler.

 

Haberin Devamı

Bennu Gerede’nin yeni hayatı

Belki tek bir hayat var ama o hayat içinde sadece tek bir hayat seçeneği yok. 

İnsan bir sürü seçenek yaratıp bir hayat içinde birden farklı hayat yaşayabilir.
Bunu yapmak kolay değil elbet.
O yüzden yapanlara hayranım.
Bennu Gerede mesela.
Gitti, dört erkek çocuğuyla beraber Bali’ye yerleşti.
Peki bunu duyunca benim Bennu’ya ilk sorum ne oldu?
Hepimizin bir yerlerinde mutlaka olan garantici Türk devreye aniden girdiği için şu:
“Peki orada ne yapacaksın? Fotoğraf işi mi?”
Bennu’nun soruma yanıtı ise cool’du: “Bilmem, düşünmedim şu an.”
Bennu’yu yeni hayatında en kısa sürede ziyaret etmek istiyorum.
Ama ondan önce size anlatacağım bir yeni hayat hikayesi daha var ki, tek kelimeyle şahane bir şey!
Cumayı bekleyin...

 

Haberin Devamı

Bu yazın dile düşen cümlesi

Bu yaz birkaç sosyal ortamda, barlarda gençler arasında duyduğum bir cümle bu: “Bi yatıp çıkıcam.”
Hani bir mekana girmenize güvenlik izin vermez, bunun üzerine laf olsun diye “Bir arkadaşa bakıp çıkıcam” şeklindeki efsane cümleyi sarf edersiniz ya.
Bu da onun gibi bir şeymiş.
İlişki yanlısı olmayan, sadece tek gecelik haz peşindeki gençler beğendikleri insan tarafından reddedilince böyle diyorlarmış: “Sadece bi yatıp çıkıcaktım...”

 

Şehir Atlası 

Bugünün mekanı gecikmiş bir keşif: Yeşilköy’deki Eleos.
Aleks Karaköse’nin bu mekanını hep duyardım ama bir türlü gidememiştim.
Sonunda Nora Kalpakçıoğlu kolumdan tuttu ve götürdü.
Eleos’un yemekleri dedikleri kadar varmış.
Meşhur körili ahtapotu gerçekten güzelmiş (köri sevmezsen beğenmek
zor tabii).
Bu arada tam bir yemek tutkunu olan Aleks Karaköse sürekli menüyü güncelliyormuş.
Son eklediği şeylerden biri de Yunanistan seyahatinde tadıp bayıldığı ballı ahtapot!
Yolunuz düşerse (Beyoğlu’nda da şubeleri var) deneyin derim...

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları