Aşk ve flört konuşmaları

Sosyal hayatın son yıllardaki en güzel ve belki de en çok dikkat çeken şeyi: Kadınlardan oluşan masalar… Kadın arkadaşların kafa kafaya verip dışarıya çıkması şahane bir şey. Gece hayatı onlarla güzel. Peki ne konuşuyorlar o masalarda? Elbette en çok ilişkileri, aşkı… O masalardan birine kulak kabarttım, diğerine “Ne konuştunuz?” diye sordum. İşte iki masa iki ayrı hikaye!

1. UZUN İLİŞKİDEN ÇIKAN ARKADAŞA TAVSİYE!

Beş yıllık bir ilişkiden çıktım dedi kadın, nasıl flört edilirdi onu bile unuttum...
Onu dinleyen en samimi kadın arkadaşı bu konularda deneyimli olduğunu belli eden bir gülümsemeyle, “Hatırlamanın en kolay yolu harekete geçmen!” dedi, “Gel benimle...”
O gece iki kadın arkadaş yemek yemek için buluştukları restorandan kalktıktan sonra peş peşe üç mekana gittiler.
“Harekete geçmeyi öğütleyen taraf” başarılı olmuştu.
Uzun süreden beri dışarda sosyalleşmeyen, flörtü unutan arkadaşını yeni birileriyle tanıştırmıştı.
Onun adına mutluydu.
“Sadece konuş, biraz üzerindeki ölü toprağını at yeter, başka bir şeye gerek yok. Beklentiye de girme! Unutma, erkekler hemen beklentiye girer, bu hep böyledir. Boşver, sen eğlen yeter, şu an ihtiyacın olan bu, yeni bir ilişki değil” diyerek son öğüdünü de vermişti.
Ve artık gitmesi gerekiyordu.
Çünkü onu bekleyen biri vardı:
İki haftadır flört ettiği, herkesten gizlediği, onu çok heyecanladıran yeni biri.
Arkadaşını mekanda bıraktı ve taksiye bindi.
Ekileceğini, son dakikada “İşim uzadı” mesajını alacağını nereden bilebilirdi ki?
Dahası: Yeni flörtünün aslında yalan söylediğini ve erkek arkadaşlarıyla bir saat sonra bara gittiğini ve gittiği barda tesadüfen “flörtü unutan” arkadaşıyla tanışacağını...
Yetmedi, ikisinin çok geçmeden sevgili olarak karşısına çıkacağını...
Neyse ki hâlâ gülümseyebiliyordu, aldırmamıştı. “Hayat işte” dedi, “Nereden nanik yapacağı belli olmuyor.”

2. GİTTİĞİN YERDEN YAYIN YAP AŞKIM!

Kadınlar beş saat boyunca bir kafede oturup aralıksız eski-yeni tüm ilişkileri hakkında konuşabilirler.
Böyle bir yetenekleri, sabırları vardır.
Erkeklerin yoktur. Erkekler pek konuşmaz.
O gün kafede buluşan üç yakın kadın arkadaş da yaklaşık beş saat boyunca ilişkilerini konuşmuştu işte.
Aralarından bir tanesi taze bir ilişki yaşıyordu.
Diğerlerinin sevgilisi yoktu.
Geçmişten darbeleri vardı sadece.
Dolayısıyla taze ilişkisi olan üzerinden analizler yapılıyordu, gündem maddesi buydu:
“Ne, böyle mi davranıyor? Hemen şöyle karşılık ver!”
“Tamam seviyorsun ama baksana adam bayağı manyakmış!”
Taze ilişkisi olanın kafası giderek karışıyordu.
Kız arkadaşları haklıydı, adamı çok seviyordu.
Ama adam çılgınca kıskançtı.
“Gittiğin yerden bana video gönder, orada olduğunu göreyim” diyecek kadar!
Oturmadan önce arkadaşlarıyla bir video yapıp göndermişti zaten.
Kızlar dalga geçmişti, “Adam ana haber bülteninde sunucu, sen de ona dakikada bir bağlanan muhabir gibisin. Bu nasıl ilişki kuzum?” diye diye...
Ama seviyordu işte, hem de çok, elinden bir şey gelmiyordu.
Geçmiş ilişkilerinden darbeli arkadaşı son noktayı esprili bir şekilde koymuştu:
“Tamam sev, tamam böyle yayın yapmaya devam et, ama araya bari başka flörtler, yani reklam al! Yoksa kanalın yakında batar güzelim, beni dinle sen!”