Alaçatı’nın ‘Gizli Kalsın’ı

Cumartesi gecesi Alaçatı’daydım.

Haberin Devamı

İlerleyen saatlerde dediler ki, “Köyde artık bir disko var, hadi oraya da bakalım”.
Gittik, meğer disko HacıMemiş Palas’taymış, Köyün Delisi’nin arka tarafında yani.
La Boom’un Gizli Kalsın’ı gibi gizli saklı bir yer yapmışlar, kalın perdeyi aralayarak içeri giriyorsun.
Tavanda irili ufaklı disko topları ve fonda Comanchero’lar, Modern Talking’ler...
İçerideki kalabalık çılgınlar gibi eğleniyor.
Özetle bu disko tutmuş!

 

Önce Yedi, sonra Fin, finalde Dusk

Hafta sonu gördüm ki Alaçatı’daki yeni gece rotası şu olmuş:
Önce Hacımemiş’te açılan, ama buranın yoğun yaya trafiğinden uzakta kalan ferah, bahçeli mekan Yedi’de eğleniliyor.
Gece 02.00’dan sonra Before Sunset’çilerin Alaçatı Yat Limanı’nda açtığı Single Fin Yellow’a akılıyor.
Saat 04.00 oldu mu ise Madeo’cuların gece kulübü Dusk’a gidiliyor ve orada final sabaha karşı denize girerek yapılıyor!
Yani Alaçatı’nın hafta sonu eğlencesi Bodrum’un eğlencesinden daha uzun, daha iddialı, daha eğlenceli...
Bu arada Yedi’de cumartesi gecesi çalan müziklere de bayıldım.
Bir ara mekanın DJ’i bazı Türkçe şarkıları öyle güzel remiksleyerek çaldı ki!
Mesela beklenmedik bir anda Ahmet Kaya’dan “Vay anam vay vay, bu belalı başımla ben nere gidem” duyuldu Yedi’de ve herkes bu şarkının dans versiyonuyla salınmaya başladı!
Yedi’nin işletme müdürü ise İstanbul’dan tanıdık bir sima, Soho House’dan transfer Ayça Acet.
Ayça mekana gelenlerle birebir ilgileniyor ve onlarla beraber eğleniyor.
Yedi’nin en önemli artılarından biri de bu...

 

Haberin Devamı

Fikrine katılma ama Sıla’ya saygı duy 

Demokrasi dediğin katılmasan bile farklı düşüncelere saygı duymak değil mi?
Bizde öyle algılanmıyor maalesef.
Herkes tek renk olsun, vasatlık hüküm sürsün isteniyor.
Sıla gayet samimi bir şekilde gazetecilere demiş ki:
“Kesinlikle darbe karşıtıyım ama böyle bir şovun (Yenikapı mitingini kastediyor) içinde yer almayı düşünmüyorum.”
“Şov” tanımlamasından dolayı günlerdir Sıla’nın üzerine gidiliyor, nasıl böyle bir şey dersin diyerek baskı yapılıyor ve hatta kara listelere alınıyor.
Kimi ünlü mitinge gider desteğini verir, kimisi de Sıla gibi farklı bir duruş sergiler.
Birinden birini tercih etti diye ilkini çok vatansever diğerini vatan haini diye yaftalamak yanlış, manasız, saçma.
Adına demokrasi diyorsak eğer...

 

Haberin Devamı

Dudaklar dolgu mu Eliz Hanım? 

Şu sıra en favori köşe yazarım Eliz Sakuçoğlu.
Kendisini manyak bir iştahla takip ediyorum.
Geçenlerde mesela “Çok merak ediyorsunuz biliyorum, o yüzden konuya açıklık getiriyorum: Hayır dudaklarıma dolgu yaptırmadım” diye yazarak biz sefil, dolgun dudaksız okurlarının yüreğine su serpti.
Ben şahsen bi aydınlanmış hissettim kendimi.
Keşke saçları ekleme mi, mesela onu da açıklığa kavuştursa ve rahatlasak...
Ayrıca Eliz Hanım’ın 23 yaşına kadar ders kitabı hariç hiç kitap okumadığını köşe topraklarında itiraf etmesine de gerek yoktu.
Çünkü biz okurları şöyle yazılar yazmasından (yazabiliyor olmasından) dolayı zaten anlıyorduk hiç kitap kapağı açmadığını:
“Ben kendi gerçekleri ve fikirleri olan, aşktan ve mutluluktan beslenen, duygularını zirvede yaşamayı seven türden kadınım... İlk gün yazdığım gibi harikalar diyarında bir yaşam sürüyorum.”

 

 

Yazarın Tüm Yazıları