Tek eşli olabilmek isterdim

Olaya doğrudan girelim. Bugün 8 Mart Kadınlar Günü. Gündem de kadına şiddet. Hiç kadın dövdün mü?
- Asla. Zaten dövsem duyulurdu, kapak olurduk herhalde! Ben bırak kadına, bir erkeğe de vurmadım hayatımda.

Hiç mi öfkelenmiyorsun? İnsanın arada tepesi atmaz mı?
- Başka türlü, yani bağırıp çağırarak atarım öfkemi. Telkin yoluyla öfkelenmemeye çalışıyorum. Öfke insanın kendisine zarar.

Nereden geliyor bu sükunet? Genetik mi?
- Doğuştan... Okul yıllarında da öyleydim. Hep arkadaşlarım benden büyüktü. 12 yaşındaydım, ortaokul İngilizcesi ile 20 yaşındaki turistleri gezdirirdim.

12 yaşında para kazanmaya başladın yani?
- Tabii. Daha öncesi de var. 8-9 yaşındayken biletli Hacivat-Karagöz oynatırdım.

Ne yapıyordun o paralarla?
- Ne bileyim, çikolata ciklet alıyordum herhalde.

Peki o zamanlar bu işin içine girebileceğini tahmin ediyor muydun?
- Yok. Ama çok sosyal, esprili, girişken bir çocuktum. Parmakla gösterilirdim. Ben bu meslek yerine mimarlığı seçseydim yine en ünlü mimar olurdum.

“Polis Akademisi Alaturka” diye bir film çektiniz. Vizyon tarihi mütemadiyen değişiyor ama konuşalım yine de. Neden alaturka?
- Yabancı filmin yerli versiyonu. Bizim polisimiz. Polisi ti’ye aldığımız yok, sadece kişiler ve karakterler ti’ye alınıyor.

Sen kimi oynuyorsun?
- Sert, despot bir müdür muaviniyim. Asıl amacımsa okulun esas müdürü olmak.

Kötü adam mı yani biraz?
- Tabii. Yine kötü adam. Biraz Hababam Sınıfı’ndaki öğretmen rolüne benziyor.

Bir haber çıktı, “Çekimler sırasında rol arkadaşı Yolanthe Cabau’dan dayak yedi” diye...
- Senaryo gereği canım... Ben ona çok ilgi gösteriyorum, o da intikam alıyor benden.

İyi dövüşüyor mu gerçekten?
- Evet. İlk dövüş sahnesinde kum torbasına yumruk atarken bileğini kırdı. Birkaç gün öyle oynadı, sonra alçıya aldılar.

BENİ EN ÇOK ESKİ EŞLERİM GÜLDÜRDÜ

Kadında aradığın özellikler neler?
- Konuşabilmek, anlaşabilmek, birlikte gülebilmek. Benim bütün eşlerim espriliydi. Hani sorarlar ya “Hep siz insanları güldürüyorsunuz, sizi kimler güldürüyor?” diye... Beni de eşlerim güldürürdü.

Başka ortak özellikleri var mı?
- Ankaralılar komiktir. O yüzden hep Ankaralı seçtim (gülüyor). Dördü de Ankaralı, fıkra gibi.

ALDATIYORUM ÇÜNKÜ KİMYAM BOZUK

Üç çocuk, üç eski eş. Bütün annelerle aynı mesafede misin?
- Tabii. Eski eşlerimle insani ilişkilerimiz çok sağlıklıdır. Hepimiz aile gibi olduk. Onların birbiriyle ilişkiler de çok samimi. O yüzden gözüm arkada değil.

Erkek neden aldatır? Hep aldatmayla gündemdesin. Tek eşli olamadın gitti!
- Olmak isterdim ama kimyamda bir bozukluk var, bir kimyagere gideceğim!

Sektörü, içinde bulunduğun ortamı suçlayabilir miyiz?
- Yok. Sektöre girmeden önce de böyleydim.

“Bundan sonra hiç” dediğin oldu mu?
- Nikah defterine her imza atışımda içimden “bu son” dedim. 4 kere demişimdir.

Evlenir misin bir daha peki?
- Belli mi olur? Ben evden pek çıkmam. İçkim yok, gece hayatım yok. Hep evdeyim. Evliliğe de 4-5 yıl dayanabiliyorum. Evliliğin ömrü 5 yıl bende. Sonra 4 yıl ara veriyorum, sonra 4-5 yıl yine evliyim.

Kaç yıl oldu?
- 4 yıl bitti.

Var mı yeni biri?
- Kaşıntı başladı...

Bunları olgunlukla anlatabilmek çok güzel bir şey.
- Tabii. Ben gece çok rahat uyuyorum.

Demiyor musun “Ya bu kadınların ahı tutarsa” diye?
- Aha da inanmam. Ahlar tutsaydı kimlerin başına neler gelirdi?

Enerjini nereden alıyorsun?
- Kilit nokta heyecan.

İş dışında başka nelere heyecan duyuyorsun?
- Kadınlara...

BOTOKS YAPTIRDIM AMA BENDE TUTMADI

Ruhun yaşlanmıyor onu anladım ama fiziken de yaşlanmıyorsun. Onun için ne yapıyorsun? Estetik, botoks, dolgu?
- Özel bir şey yaptığım yok. Bir ara alnıma botoks yapmışlardı, ama o da tutmadı baksana (gülüyor). En önemli avantajım içkimin olmaması. Gece 10’da oğlumla birlikte yatıp, uyuyorum.

Her kesimden insan seni seviyor. Özel bir stratejin mi var?
- Yok. O doğallıktan kaynaklanan bir şey. İnsanlar ekranda yapaylığı kabul etmiyor.

İşine zarar veren bir hatanı söylesene.
- Arada bir kazalar, gaflar olabilir. Onlar da yüzeysel zararlar verir.

Başka biri yapsa hayatını karartacak hatalar ama bunlar!
- Ama benim kredim çok fazla insanlarda. O kadar benimsemişler ki, “Bizden biri” gözüyle bakıyorlar.

Bir süper kahraman olsaydın hangisini seçerdin?
- Shrek (gülüyor).

Niye?
- Yeşili seviyorum ya, o yüzden (gülüyor).

TİYATROYU ARTIK DEMODE BULUYORUM

Dizi mi, televizyon programı mı? Hangisi seni daha fazla heyecanlandırıyor?
- Televizyon sunuculuğu... Canlı yayın özellikle. O başka bir adrenalin.

Tiyatrodan gelenler, “Tiyatronun yeri başka” derler hep. Senden neden böyle cümleler duymuyoruz?
- Artık demode buluyorum tiyatroyu açıkçası.

Neden? Gayet iyi oyunlar izliyorum ben.
- Sinema gibi, televizyon şovları gibi kendini yenileyemedi. Seyirci de soğudu tiyatrodan. Gençliğimde hatırlarım da öyle tiyatrolar vardı ki her biri muhteşemdi. Hem oyunları, hem oyuncuları. Şimdi bakıyorsun, popüler bir-iki kişi tiyatro yapmak adına gidip oyunlarda oynuyorlar.

İnsanlar “Dizilerden, reklamdan kazandığımızı tiyatroya yatırıyoruz” diyorlar. Buna ne diyeceksin?
- Pek inandırıcı gelmiyor bana. İnandırıcı gelse biz yapardık o işi!

Hiç Cannes’da kırmızı halıda yürüyeceğin bir film teklifi gelmedi sana. Nerede hata yaptın?
- Dramatik vurgusu ağır bir filmde oynamayı çok istedim ama maalesef gelmiyor öyle bir senaryo. Belki de bana öyle bir yatırımda bulunmak istemiyor prodüktörler. Komedi ağırlıklı filmler yaptım diye halkın beni komedide görmek istediğini düşünüyorlar.

Memnun musun şu ana kadar sinemada yaptıklarından? Pişmanlıklarını alalım...
- Yumuşak başlılığımdan “hayır” diyemediğim birkaç film var. Zaten onların da sonuçları belli (gülüyor).

Şimdi daha mı seçici davranıyorsun?
- Seçiciden öte daha heyecanlandıran projeler olsun istiyorum.

Babandan alıp oğluna, kızına devrettiğin özellikler neler?
- Babadan bana geçmiş oyunculuk tutkusu var ama benden çocuklarıma pek geçmedi. Belki biraz Yasmin’in oyunculuğa ilgisi var.

İster misin peki oyuncu olmasını?
- İsterim. Gençken çocuğum benim mesleğimden olsun diye düşünmüyordum. “Çocuğum oyuncu olsun” diyenleri eleştiriyordum bile. Şimdi o fotoğrafı düşündüğüm zaman hoşuma gidiyor.